Türk lirasına olan güven artıyor mu?
Reuters Haber Ajansı, ülkemizi ilgilendiren çok önemli bir haber geçti bugün.
Dünyanın en güvenilir haber ajansının haberine göre; “Avrupa'nın en büyük varlık yöneticisi Amundi, Türk lirasına yeniden yatırım yapmaya başladığı" yönünde idi.
Reuters'in haberine göre; Avrupa'nın en büyük ve dünyanın ilk 10 varlık yöneticisi arasında yer alan Amundi, ülkenin yıl ortasındaki seçimlerden bu yana gösterdiği toparlanma çabalarından etkilenerek Türk lirasına yeniden yatırım yapmaya başladı.
Yönetiminde 2 trilyon dolar değerinde varlık bulunan Paris merkezli şirket, TL'nin düşmeye devam etmesi nedeniyle henüz tam anlamıyla yatırım yapmadı ancak para birimine karşı uzun süredir sürdürdüğü bahisleri tersine çevirerek bu yönde ilk adımını attığını söyledi.
Amundi'nin Gelişmekte Olan Piyasalar Sabit Gelir Eş Başkanı Sergei Strigo, geçen hafta Türkiye'de faiz oranının 500 baz puan artırılarak %40'a çıkarılmasının "çok olumlu" olduğunu ve enflasyon sorunuyla mücadeledeki ciddiyetin bir işareti olduğunu ifade etti”
Türkiye, uzun süredir sıcak paraya hasret durumda!
Varlıkların değerini düşürmek için yapılan mini devalüasyonlara rağmen ülkeye yabancı sermaye bir türlü gelmedi.
Borsa ve iç borçlanma kâğıtlarına yabancılar tarafından ilgi gösterilmemesi de ülkede uygulanan "yanlış faiz" politikasına bağlandı.
2 yıl boyunca ve anlamsız bir şekilde otoyolda ters şeritte gitmek gibi, tüm dünyada faiz artırımları olurken, bizde politika faizinin ısrarla düşürülmesi ile ülkede konut, arsa, arazi hatta otomobil ile motosiklet bile yatırım aracı olmaya başladı.
Tüm bu saydığım mal ve emtialar üzerinde muazzam bir köpük oluşurken kur korumalı hesaplar bile, bankacılık sisteminden çıkarak gayrimenkul ve otomotiv piyasasına giren paranın önüne geçemedi.
Elbette Türkiye’de faiz - enflasyon dengesi kurulduğu zaman ülke ekonomik anlamda rahatlayacak. Ama bu dengenin kurulmasını en iyimser tahmin ile 2027 olarak işaret edenler var.
Görüştüğüm bazı ekonomist arkadaşlarım da seçim sonrası varlık değerlerini biraz daha ucuzlatmak ve yabancı talebini artırmak için devalüasyonun gündeme gelebileceğini söylediler.
Dolar için "yüzde 20 ucuz kaldı" diyen reel dolar kurunun "35 TL" olduğunu söyleyen ekonomistler de var.
Elbette önümüzde bir yerel seçim var. Seçimler demokrasinin gereği olsa da ekonomistleri hep ürkütmüştür.
Hele Türkiye ekonomisin böyle bir kritik dönem yaşadığı sırada; ekonominin hafifçe toparlanma eğilimi gördüğü, paranın tekrar bankacılık sistemine girdiği, CDS oranlarının yüzde 50 düştüğü ve TL’nin yabancı yatırımcı için cazip hale gelmeye başladığı haberlerinin çıktığı bir dönemde, yerel seçimleri ekonomiye kert vurmayacak bir şekilde popülizmden uzak bir şekilde atlatmak Türk ekonomisinin bekası için çok önem taşımaktadır.
RIDVAN KARAPEHLİVAN