Bayer'den Sağlık Okuryazarlığı Araştırması: "Sağlığımız, Bildiğimiz Gibi Değil"
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin yüzde 90’ına yakını, sağlığını tehdit eden alışkanlıkların ve sağlıklı kalmak için yapılması gerekenlerin farkında. Ancak veriler gösteriyor ki bilgiyi aksiyona çevirmekte zorlanıyoruz. Türkiye’de her dört kişiden üçünün sağlık okuryazarlığı kavramını duymadığını ifade ettiği araştırma, sosyal medyada yer alan bilgilere güven seviyesinin düşük olduğunu da ortaya koyuyor.
Türkiye’de sağlık okuryazarlığı düzeyini artırmaya yönelik şimdiye kadar pek çok projeyi hayata geçiren Bayer, 22 Ekim tarihini “Sağlık Okuryazarlığı Günü” ilan ederek bu konuya ülke çapında dikkat çekmeyi amaçlıyor. Sağlıklı yaşam ve koruyucu sağlık kavramlarını her yıl 22 Ekim tarihinde Türkiye’nin gündemine yeniden getirmek ve halk sağlığına destek olabilmek amacıyla bu yıl ilk kez kutlanacak Sağlık Okuryazarlığı Günü kapsamında bir de araştırmaya imza atıldı.
Araştırma şirketi IPSOS tarafından gerçekleştirilen Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Araştırması’nın sonuçlarına göre, ülkemizde sağlıklı bir yaşamın önemi ve sağlıklı kalabilmek için yapılması gerekenler hakkında farkındalık düzeyi yüksek ancak bu bilgileri hayata geçirenlerin oranı görece düşük kalıyor. Türkiye’de her dört kişiden üçünün daha önce “sağlık okuryazarlığı” kavramını duymadığını belirttiği araştırmada ortaya çıkan en önemli verilerden biri de araştırmaya katılanların yarıya yakınının sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgileri birbirinden ayırt etmekte zorlandığını ifade etmesi oldu. Bayer, araştırma verilerinden faydalanarak sağlık okuryazarlığı seviyesinin yükseltilmesi konusunda Eczacı Adile Özdağ, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Aytuğ Altundağ ile birlikte kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirecek.
Türkiye çapında; hane içi sağlık anlayışı, kişisel ve koruyucu sağlık bilgisi, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktiviteler, ruhsal sağlığa dikkat etme oranları, sağlık ile teknoloji arasındaki ilişki ve güvenilir haber kaynaklarının değerlendirildiği araştırma dikkat çekici veriler içeriyor.
Ne Yararlı Ne Zararlı Farkındayız Ancak Uygulamada Sınıfta Kalıyoruz
Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğunun sağlık durumlarına etkisi olabilecek konular hakkında bilgi sahibi olduğu gözlemleniyor. Ancak sağlık için yararlı ve zararlı olan ürünler ve davranışlar hakkında bilgi sahibi olsalar da bunu hayatlarına yansıtma oranlarının düşüklüğü dikkat çekiyor. Örneğin; araştırmaya göre Türkiye’nin yüzde 90’ına yakını sigara, tütün ve tütün ürünleri tüketiminin zararlı, egzersiz yapmanın ve düzenli uykunun ise sağlık üzerinde pozitif etkisi olduğunu biliyor. Buna karşılık ne yazık ki sigara içmeyi denemiş her 10 kişiden altısı halen sigara içmeye devam ediyor. Bunun yanı sıra haftada bir veya daha fazla egzersiz yaptığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 50’nin altında kalıyor.
Uyku Kalitemizden Memnun Değiliz
Araştırmada bir başka öne çıkan bulgu ise, yüzde 62’lik bir kesimin uyku düzenine dikkat ettiğini belirtmesine rağmen katılımcıların yüzde 47’sinin uyku kalitesini “kötü” olarak değerlendirmesi oldu. Uyku düzenini etkileyen olumsuz faktörlerin başında ise telefonda ve televizyonda vakit geçirmek, tütün ve kafein ürünleri tüketmek olduğu belirtiliyor. Araştırmaya katılanlar uyku kalitesini düşüren nedenlerin farkında olduğunu söylüyor fakat her 10 kişiden altısı, sıklıkla uyku kalitesini bozan alışkanlıkları devam ettirdiğini ifade ediyor.
Sağlık ile İlgili Bilgileri İnternetten Takip Etsek de En Çok Aile Hekimimize Güveniyoruz
Araştırma sonuçlarına göre, bireyler sağlık ile ilgili bilgileri en çok internet sitelerinden ve sosyal medyadan ediniyor. Ancak bilgi kaynağı olarak en çok tercih edilen internet, güvenilirlik açısından alt sıralarda kalırken, aile hekimleri en güvenilir bilgi kaynakları arasında ilk sırayı alıyor.
“Sağlık Okuryazarlığı Seviyesini Yükseltmek İçin Herkesin Baktığı Yerde Olmayı Seçtik”
22 Ekim Sağlık Okuryazarlığı Günü vesilesiyle sağlıklı bir yaşam için dikkat etmemiz gerekenleri tekrar hatırlatmayı önemli bir görev olarak kabul ettiklerini ifade eden Bayer Tüketici Sağlığı Ülke Müdürü Erdem Kumcu, “Yaptığımız araştırma bir kez daha gösterdi ki internet ve sosyal medya; içeriklerindeki yanlış bilgi riskine rağmen hepimizin sağlık okuryazarlığı bilgisini etkileyen ciddi kaynaklar olarak öne çıkıyor. Toplum olarak sağlığımızı kaybetmemek için neler yapılabileceğini öğrenmişiz ancak uygulamada hâlâ gidilecek yolumuz var. Biz de Bayer Tüketici Sağlığı Birimi olarak, herkesin günde ortalama yedi saatini geçirdiği internette doğru bilgileri vatandaşlarımızla buluşturmayı ilk adım olarak belirledik. Herkesin baktığı yerde olmayı seçerek vatandaşlarımızın doğru bilgiye ulaşmasını kolaylaştırıyoruz. Araştırmamızda öne çıkan noktalardan biri de toplumumuzun birçoğu güvenilir kaynak noktasında doktorları, aile hekimlerini ve eczacıları en doğru adres olarak gösteriyor. Biz de çalışmalarımızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz.”
Araştırmaya göre toplumumuzun yüzde 42’si sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgiyi ayırt etmekte zorlanıyor. Bu kapsamda ’365 Gün Sağlıklı Yaşa’ sloganıyla kurduğumuz ve tamamen alanında uzman hekimlerin ve danışmanların içerikleriyle hazırlanan 365gun.com güvenilir bir platform görevi görüyor. 365gun.com’u, açıldığı günden bu yana 1 milyon kişi ziyaret ederek sağlıklı bilgiye buradan ulaştı.” dedi.
Sağlıklı bir toplum için sağlık okuryazarlığı düzeyinin çocuklarda da yüksek olması gerektiğine inandıklarını belirten Kumcu ayrıca şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile ilköğretim çağındaki çocuklarımıza ulaşmak üzere okul bahçelerini öğretici oyun içerikleriyle renklendirildiğimiz 365 Gün Teneffüste Sağlık projesini hayata geçirdik. Öğretmenlerin rehberliğinde ya da çocukların kendi aralarında özgürce oynayarak sağlıkla ilgili temel bilgileri öğrenebilecekleri oyun alanlarımız öğrencilerle buluştu.”
Halk sağlığının en kritik neferlerinden olan eczacıların desteklenmesi için de önemli bir çalışma olan Tavsiyen Eczanede hakkında da konuşan Kumcu, “İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte hayata geçirdiğimiz eğitimler kapsamında 27 bin eczacıyı hedeflediğimiz bir sertifika programını başlattık. Eczacılarımızın danışanları ile kuracakları iletişimde kendilerini desteklediğimiz kapsamlı bir program sunduk ve iş birliğimize yeni eğitim programlarıyla devam edeceğiz. Şu ana kadar toplam 2500 eczacımız bu eğitimlerimizi almaya başladı.” ifadelerini sözlerine ekledi.