Anka Kuşu ve Ermenistan
2011 yılında dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan öğrencilerle buluşmasında “Batı topraklarımızı Ağrı Dağı ile birlikte geri alabilecek miyiz?” sorusuna cevap veriyor:
“Bu sizin neslinize bağlı. Mesela benim nesil üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi. 90’lı yıllarda vatanımızın parçası Artsah’ı (Karabağ bölgesini) düşmanın elinden kurtardık. Her neslin bir görevi vardır. Siz de ileride bizim gibi görevinizi yerine getirip getirmeyeceğiniz birlik ve beraberliğinize bağlıdır. Biz Ermeni ulusu her zaman Anka kuşu gibi küllerden dirilmeyi başarmışızdır….”
Şüphesiz, Azerbeycan’ın Karabağ zaferi sonrası bu cevap Paşinyan’ın raksından daha unutulmaz ve bir o kadar da manidardır.
Ve Şüphesiz Karabağ Hezimeti Paşinyan’dan çok Sarkisyan’a yakışırdı!
Öyle veya böyle bir kurban verilecekti. Asıl mesele Azerbaycan hezimetinin reel politikanın gereklerini yerine getirebilme noktasında Ermenistan’a yeni kapılar açıyor olmasında. Bu soğuk duş Ermenistan Halkını ve Diasporayı uyandırabilmiş midir?
Kolay değil.
Sarkisyan’a bu sorunun bir eğitim kurumunda bir öğrenci tarafından sorulması ise şaşırtıcı değil…
Sarkisyan da, Paşinyan da hepsi aynı tedrisattan geçtiler.
Art arda kuşaklar, ruhların hasta edildiği, ajitasyonla akılcılığın yitirildiği, Türk düşmanlığı üzerine bina edilmiş kimlik oluşturma gayretiyle tarumar edildi.
Ermenistan bugün psikolojik ve sosyolojik bir vakadır.
Ermenistan akılcılıktan uzaktır.
Denize açılımı olmayan Ermenistan, İran dışında üç sınır komşusuyla problemlidir.
Azerbaycan, Türkiye ve dış ticaretinin % 80’inin üzerinden aktığı Gürcistan…Stratejik ortak olarak gördüğü ve Karabağ savaşında Ermenistan’ın hezimetine seyirci kalmayı tercih eden ya da çaresiz kalan Rusya ile sınır komşusu değildir. Rusya / Gürcistan ilişkilerinin sallantılı oluşu da dengeyi Ermenistan aleyhine riskli hala getirmektedir.
Bu nokta da Ermenistan için en güvenli çıkış noktası şaşırtıcı bir şekilde Türkiye’dir…
Ermenistan adına Karabağ’da yaşanan hezimet tam da buna yaradı işte…
Türkiye ile görüşmelerin önü açıldı.
Karabağ hezimeti Ermenistan’ı büyük bir açmazdan çıkardı…
Ve şimdi iş Ermenistan’da siyasetçilere düşüyor.
Zorunlu seçimi halka bir devrim gibi sunabilecekler mi?
Karabağ Hezimeti zihinlerde bu kadar tazeyken, daha sessiz bir geçiş öngörülebilir belki ama bu bile Ermenistan için özellikle eğitim sistemiyle yeni kuşakların zehirlenmeyeceği bir devrim niteliğinde olmalıdır…
Prag’da Türkiye ve Ermenistan Cumhurbaşkanlarının yer aldığı görüşme elbette başlangıç…
Bir de Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’ye geldiğini düşünün. Mümkün mü? Ermenistan Cumhurbaşkanlığı Forsunda Ağrı Dağı varken?
Hiç kimse, açıkça senin namusunda gözüm var diyen bir komşusunu evine davet etmek istemez. Ermenistan, şüphesiz kendi lehine gelişecek ilişkilerin devam etmesini istiyorsa forsundan feragat etmek zorunda!
Özbekistan ziyareti öncesi Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği diaspora meselesi ise başlı başına bir konu… Tuzu kuru diaspora fakirin halinden anlayacak durumda hiç değil…
Sami Rençber
15/11/2022
Serdivan / SAKARYA