Futbolun en büyük suçu!
Futbolun en büyük suçu şiire benzemesidir…
Türkiye’de her üç kişiden beşinin şair olması zamanında Aziz Nesin tarafından dillendirildiğinde gülümsedik. Aynı şey futbol için söylenseydi kim ne diyebilirdi?Türkiye’de o kadar çok futbol konuşuyoruz ki… O kadar çok anlıyoruz ki bu işten! O kadar çok başarısız olmak için ancak o kadar çok anlamak gerekir!
Cehaletin böylesi için ayrıca bir tahsil gerekmesi gibi…
Futbol neden şiire benzer? Çünkü kolay ulaşılır, estetiktir, enstrümanları basittir. Şiir için gerekli olan kalem-kâğıdın karşılığı futbolda toptur…
Başka hiçbir sanat dalı şiir kadar masrafsız olmadığı gibi, hiçbir spor dalı da futbol kadar uğraşışız değildir. Kale direklerine bile ihtiyacınız yoktur mesela.
Nitekim araçlarla işgal olunmayan, çocukların sokağa rahatça salındığı dönemlerde kendine has kuralları olan gazozuna maçlar yapılır ve iki tane taş, kale görevini pek ala görürdü…
Üstelik, var olmayan üst direğin yerden mesafesi kalecinin boyuna göre hayali olarak belirlenirdi ki bundan daha şirin ve adaletli bir uygulama görülmemiştir.
Adaletten bahsetmişken…
Futbol halkın afyonudur, futbol gelişmekte olan ya da gelişmemiş ülke halkları için uyku hapıdır gibi futbol tabiriyle okuyucuyu ters köşe yapmayı amaçlayan ama bana göre artık sıradanlaşmış klişe ve sıkıcı yazılara denk gelmişsinizdir.
Kendi adıma konuşayım, ben artık yemiyorum bunları!
Çok değil yüz elli sene öncesine kadar halkın yegane afyonu din iken bugün tüketim toplumu hemen hemen her şeyi sadece gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülke halkları için değil, tüm insanlık için afyon olarak sunmuyor mu zaten?
Yiyeceğinden, giyeceğine, okuduğundan, dinlediğine, sporundan sanatına kadar…
Yani, Roger Garaudy’nin ifadesiyle söyleyelim: “Bundan böyle tevekkülle boyun eğmeyi vaaz eden bir dinin yerini, arzuyu sürekli kamçılamaya dayalı üstü örtülü bir din alır”
Ya da, üstü örtülü bir din değil, bir sürü din!
Bu bağlamda, özellikle futbolu tek günah keçisi olarak belirlemek adil olmayacağı gibi anlayışımızı da bulanıklaştırır.
“Batı bir kazadır” der Goger Garaudy, alışılmışın çok dışında Yunan mucizesini(!) ve Rönesans mucizesini(!) yerin dibine sokarak…
Ters köşe yani.
Peki ya FIFA Başkanı Gianni Infantino’nun dünya kupasının hemen öncesinde yapmış olduğu açıklamalar !
Ters köşe mi yoksa, hangi köşeye uçarsanız uçun golü yiyeceğiniz ‘panenka penaltısı’ mı?
Malumunuz, Katardaki turnuva göçmen işçi ölümleri ve LGBT hakları gibi tartışmalı konuların gölgesinde başladı.
İsviçre doğumlu Infantino iki yüzlülükle suçladığı batılı ülkeleri kendi tarihlerinde yaptıkları için özür dilemesi gerektiğini söyledi.
Tam bir Roger Garaudy çıkışıydı!
İşçi ölümlerinden dem vuran BATI, Akdeniz’de zihnimizden silinmeyecek Aylan bebeğin ve yüzlerce-binlerce göçmenin ölümüne kayıtsız kalan yine aynı BATI.
Kurtla yiyip, sahibiyle ağlayan BATI.
İnfantino’nun açıklamalarının tam metnini okumanızı tavsiye ederim…
Özetle; Futbol yaratılmış yeni örtülü dinlerden birisidir, doğrudur… Şiire benzer ve dolayısıyla savunmasızdır. Sadece futbola odaklanmak, onu günah keçisi olarak seçmek, Batıyı ve Batı anlayışının şekillendirdiği modern dünyayı anlamamıza mani olur.
Kendinize vaktiniz ola!
Sami Rençber
14/12/2022, ADAPAZARI