Foça'da Turizm Alanları Nasıl Heder Edildi
1960'ların ortalarında, Foça’nın merkezinden Fransız Tatil Köyü'nün bulunduğu yere kadar “1. Derece Turizm Alanı” ilan edilen 1.2.3. Mersinaki’yi de kapsayan ve imar planına işlenen alanlara “1980 İhtilali”nden sonra nasıl site ve konutlar yapıldı?
O dönemde imar yasasının 49. Maddesi'ne göre özel parsellerde imar planı yapılıyor; bu planlar belediye meclisi kabul ederse geçerli oluyordu. Bu özel madde, turizm alanları için de geçerliydi. Bunun adına da “Turizmin Geliştirilmesi İçin Kolaylık ve Teşvik” denilmişti.
49. madde, 4. Mersinaki'de D. Sitesi ve M. Evleri için de uygulandı. Böyle böyle Foça turizm alanları delindi. Foça’da İmar planı ilk defa 1957'lerde başladı. Daha sonraki yıllarda defalarca değiştirildi.
O yıllarda tüm Türkiye’de şehirlerin imar planlarını ya Bayındırlık Bakanlığı kendi yapar ya da belediyelerin yaptığı planları onaylardı. 1980 yılında yürürlükte bulunan imar kanunlarının 49. Madde’si de aynen böyle bir istisnai madde idi. Mal sahiplerinin turizm alanlarında, özel plan ve proje yapmalarına cevap veriyordu.
Dolayısıyla arsa sahipleri mevzi imar planı yaptırıyor ve belediye meclisine sunuyorlardı. Belediye meclisinin de kabul etmesi ile inşaat ruhsatını alan mal sahipleri veya müteahhitler inşaatlar yapıyordu.
MERSİNAKİ EVLERİNİN ÇOĞU MOTEL RUHSATLIDIR
Mersinaki'de yapılan evlerin tamamı turizm alanında yapılmıştır ve pek çoğu “motel” ruhsatlıdır. Esasında “motel” tanımına da uygun değildirler. Çünkü “Motel: Motorlu araçlarla iki nokta arasında seyahat eden yolcuların yol kenarında konakladıkları yerdir. Genelde şehirlerarası yol güzergahlarında bulunurlar.” biçiminde tanımlanır. Aslında Foça’nın bir imar planı vardı. Ama bu plan, uygulama aşamasında çok sıkıntı yaratıyordu. Vatandaşın arsasını bulmak bile zordu. O bakımdan herkesin arsası komşu parsele bir şekilde girmiş oluyordu. Bu da beraberinde maddi ve manevi tazminatları, anlaşmazlıkları ve sıkıntıları doğuruyordu. En kötüsü, Foça Turizm pilot bölgesi ilan edilmesine rağmen, kent merkezinden tatil köyüne kadar imar ve turizm uygulama planı da yoktu. Hatta bu plan Foça 1977 yılında Foça’nın turizm pilot bölgelikten çıkarıldığı yılda dahi yoktu. Çünkü söz konusu plan ve harita çalışmaları 10 yıl kadar sürdü ve ancak 1981 de tamamlanabildi.
BAŞKANLAR NELER YAPTI?
Foça Turistik Pilot Bölge ilan edildikten sonra kendini Foça turizminin gelişmesine adayan, bu bağlamda imar planları yaptırmak isteyen dönemin belediye başkanı (Rahmetli) Selçuk Dirim, plan için hemen kolları sıvadı. Çalışmaları planları, haritaları yakından takip ediyordu. O günlerin gençleri, bu günün yaşlıları, “Selçuk Dirim’in ömrü uzun olsaydı, Foça kısa sürede turizmdeki gelişimini tamamlar, bir dünya markası olurdu.” diye hâlâ konuşurlar.
Daha sonra başkanlık koltuğuna Mustafa Konuk ve Reha Midilli oturdu. Reha Midilli çok emek sarf etti. İzmir’de, Manisa’da ve bölgede yaşayan çok sayıda Şehir plancısı ve mimarla sıkça toplantılar yaptı. Şehrin eline geçirdiği bu fırsatı fevkalade değerlendirmek istiyordu. Ona göre şehir, ancak iyi bir plan ile sağlıklı gelişirdi. O bakımdan geniş kapsamlı bir plan yapılması esas alınmalıydı. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, imar planı yapma yetkisi İller Bankası'na verildi.
Bu arada Türkiye’de 1980 yılında ülke yönetimi askerin eline geçti. Askeri yönetiminin öncelikleri farklıydı. O dönemde askeri idare belediye başkanı olarak Süleyman Ege’yi görevlendirdi.
Malesef Genel İmar Kanunu içerisinde 49. Madde'ye istinaden 80'li yıllarda da 1. Mersinaki'de “turistik tesis veya motel” adı altında konutlar yapıldı. Durumun farkına varan Süleyman Ege olup bitenlerin anlıyordu. İmar çalışmalarını hızlandırmaktan başka çare yoktu.
Çözüm üretmek ve olumsuz gelişmeleri engellemek için Ankara'ya gitti. 10 yıldır yapılmakta olan planların peşine düştü. Ankara’da Foçalı komutanlardan Sabri Yirmibeşoğlu ve Danışma Meclisi Üyelerinden Türe Tunçbay’ın da desteğiyle Bayındırlık Bakanlığı raflarında duran projelerin tamamını onaylatarak çantasına koyup Foça’ya getirdikten sonra derin bir nefes aldı. Nihayet Foça’nın uzun vadeli bir imar ve uygulama planı vardı.
YEŞİLTEPE VE YARIM ADA
Yeşiltepe asfalttan başlayıp İngiliz Burnu'ndaki dar boğaza kadar olan kısımdır. Buradaki mülkiyetlerin önemli bir bölümü 44 parsel ile M. Yapı Kooperatifi'ne aittir. Onlar da 49. maddeye istinaden aynı dönem içerisinde yerel plan yaptırarak belediye meclisine sunmuşlar; hatta inşaat için gerekli olan elektrik direklerini, telleri, keresteyi, su boruları ve diğer ihtiyaç malzemelerini getirip alana yığmışlardı. Henüz görüşmeler devam ederken “Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurumu”, alanın tamamını İngiliz Burnu ile beraber 1. Dereceden Doğal Sit ilan etti. Eğer doğal sit ilan edilmeseydi yine “turizm alanı” olarak planlanmış başka bir bölge daha konutlarla heder edilecekti. M. Yapı Kooperatifi halen doğal sitin kaldırılması, bölgenin yapılaşmaya açılması için çalışmalarını sürdürmektedir. Ada, dar boğazdan itibaren belediye mülkiyetindedir.
Foça’nın muhtelif bölgelerinde doğal sit alanları ilan edilmemiş olsaydı, bugün muhtemelen Foça’nın her tarafı - buna turizm alanları da dahil olmak üzere- tıpkı Didim, Kuşadası gibi yoğun bir yapılaşmaya maruz kalacaktı.
FOÇA İÇİN ALARM
O günlerdeki riskleri kendi dinamikleriyle bertaraf eden Foça’yı bugün kuzeyden ve güneyden gelen yoğun baskı beklemektedir. İzmir kuzey yönünde büyüyerek Foça’nın üstüne doğru gelirken Foça, kuzeyden de Aliağa ve ağır sanayinin olumsuz tesiri altında kalmaktadır. Foça gelecek 50 yıl için ihtiyaç duyduğu projeleri ve planlamaları bugünden hayata geçirmek zorundadır. Şayet bunu yapamaz ise her zaman yapılaşma yoğunluğu tehdidi altında olacaktır.
Sebahattin KARACA / 11.12.2016