2018 enflasyonla mücadele yılı olmalı…
Son yazımızda geçen yıl yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirmiştik.
2017’de ekonomide bazı güzel gelişmelerin de yaşandığını hatırlatmış, artık büyüme trendinin sürdürülebilir olmasının sağlanmasına ve ekonominin aksayan yönlerinin tamirine odaklanılması gerektiğine işaret etmiştik.
Bugünkü yazımızda da 2018 yılına ekonomik perspektiften bakmak istiyoruz.
Küresel ekonomi
Uluslararası kuruluşlar yeni yılda da 2017’dekine benzer bir küresel ekonomik iklimin yaşanacağını tahmin etmektedirler.
Nitekim küresel ekonomik büyümenin yüzde 3,7, küresel ticaret hacmindeki artışın yüzde 4 oranlarında olması beklenmektedir. Ayrıca petrol fiyatlarının 2017 düzeylerinde olacağı ve faizlerde artış yaşanacağı öngörülmektedir.
Bunun yanı sıra 2018 yılında, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerinde göreli bir yavaşlama olacağı beklentisi de bulunmaktadır. Doğal olarak bu durum da gelişmekte olan ülkeler için kötü bir haberdir.
Dış kaynak ihtiyacı
Türkiye ekonomisi ise hem bazı olumlu potansiyellerini hem de bazı riskleri yeni yıla taşımıştır. Örneğin, kurlarda daha çok artış yönünde görülen dalgalanmaların yılın ilk yarısında da devam etme olasılığı oldukça yüksektir.
2017 yılında yüksek seviyelerde gerçekleşen enflasyon oranları, yeni yılda da enflasyon-ücret-enflasyon sarmalına neden olabilecek mahiyettedir. Yüksek ve düşmesi zaman alacak gibi görünen enflasyon, kredi faizlerinin de yüksek düzeyde kalmasına neden olacaktır.
2018 yılında yaklaşık 170 milyar dolarlık vadesi gelecek olan dış borç ve 40 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesi beklenen cari açık nedeniyle Türkiye’nin dış kaynağa ihtiyaç duyacağı düşünülmektedir.
Dolayısıyla, yüksek enflasyon yanında bu dış kaynak ihtiyacı da faizlerin düşürülmesini güçleştirecektir.
Bu süreçlerin ise 2018 yılında büyüme hızını yavaşlatması ve işsizliği artırması olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle 2018 yılında ekonomi yönetiminin herhangi bir yol kazasıyla karşılaşılmasını önlemek için çok dikkatli olması ve önceliği enflasyonla mücadeleye vermesi gerekmektedir. Zira 2018 yılında ekonominin performansı büyük ölçüde enflasyonla mücadelenin kazanılma derecesine göre şekillenecektir.
Üyelerimiz açısından
Bu koşullarda esnaf ve sanatkarlarımızın çok dikkatli davranmaları gerekmektedir. Üyelerimiz, özellikle yılın ilk yarısında yükselmesi beklenen kurlar nedeniyle, döviz kredisinden uzak durmalıdırlar.
Biraz önce de değindiğimiz gibi, 2018 yılının ilk yarısında yaşanacak gelişmeleri iyi izlemek gerekmektedir. Esnaf sanatkarlarımızın da uzun vadeli yatırımlar ve bunun finansmanı için yılın ilk yarısındaki gelişmelere bağlı olarak daha çok yılın ikinci yarısında harekete geçmeleri daha doğru olacaktır.
Enflasyonla mücadeleye toplumun her bireyinin katkı koyması gerekmektedir. Kredi faizlerini üst seviyelerde tutan ve kur dalgalanmalarını körükleyen yüksek enflasyon üyelerimizin de aleyhine olmaktadır. Dolayısıyla esnaf sanatkarlarımızın da yeni yılda enflasyonun düşmesine destek vermeleri anlamlı olacaktır. 2018 yılı enflasyonla mücadele yılı olmalıdır.
Zekeriya Mutlu / İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı