Başkanlık ile gelen değişim
Türkiye en önemli seçimini yaptı. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyetinin ilk Başkanı seçildi. Hayırlı olsun. Şimdi bütün siyasi taraflar kendi açılarından olumlu ve olumsuz yönleriyle seçimi analiz edecekler ve bir takım yorumlar yapacaklar ve belki de kararlar alacaklar. Bu seçimler herkesin ders çıkarması gereken bir seçimlerdir. Aslında normal bir seçimde bir siyasi parti kazanırken diğerinin kaybetmesi gerekir ama belki de ilk kez bütün siyasi partilerin kendi açılarından farklı şeyleri kazandığı bir seçim yaşadık. Bu yüzden bu seçime çok kazananlı bir seçim demek istiyorum. Bunun ne demek olduğunu aşağıda açıklayacağım. Ayrıca eğri oturalım doğru konuşalım AK Partiye oy versin ya da vermesin bu seçimde tüm Türkiye yani hepimiz kazandık. İstikrar her kesinin avantajı olacağı bir kazanımdır. Göreceksiniz, ekonomi düzene girecek, dış politikada denge politikaları işleyecek, iç siyasetin ateşi düşecek, bürokratik sıkıntılar çözülmeye başlayacak. Çarpan etkileriyle birlikte tüm verilerin çok olumlu değiştiğine şahit olacaksınız.
Kazanan önce Türkiye sonra Recep Tayyip Erdoğan’dır
Bu seçimin en önemli galibi Türkiye Cumhuriyeti ve ondan sonra da tabiki Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erken seçim baskıları ile gelen bu seçim hiç şüphe yok ki; ülkenin ekonomik dinamiklerini de olumsuz etkiledi. Dış güçlerin spekülatif ve sinsi oyunlarının da etkisiyle Dolar, Patates ve soğan aşırı değerlendi. Bilinçli olarak düşürülen Türkiye’nin notları, ülke ekonomisi üzerinde olumsuz algılar oluşturdu, dış yatırımları azalttı. Bundan böyle ülke ekonomisinde bir açılma ve düzelme yaşanacaktır. Zira dış güçlerin bundan sonraki baskılarını artık sürdürmeyeceği ve ayrıca doğal olarak da seçim sonrası girilecek istikrarlı dönemle birlikte ekonominin süratle düzeleceğini tahmin ediyorum. Tabi bu tahminimde, Başkan Erdoğan’ın bundan sonra kullanacağı dil, uygulayacağı strateji ve takınacağı tavır da önemli olacaktır. Ben Sayın Erdoğan’ın bu bakımdan farklı bir strateji izleyeceğini düşünüyorum. Zira önemli bir zafer kazandı ve bunu istikrarlı bir şekilde sürdürmek isteyecektir. Ayrıca Ülke ekonomisinin de düzelmesini isteyecektir. Nitekim meşhur balkon konuşmasında bunun ilk sinyallerini verdi. Tayyip Erdoğan akıllı bir devlet adamıdır, ne zaman ne yapacağını çok iyi bilir.
ABD ve AB ülkelerinin durumu
Diğer yandan ABD ve AB, Erdoğan’ın bu ezici galibiyetini sindirmek zorunda kalacaklardır. Türk halkı tercihini açıkça yaptığına göre, buna saygı gösterip bölgenin en önemli ülkesi Türkiye ile daha fazla küs kalamazlar. Bu normal ve beklenen harekettir. Ancak kafayı bozmuşlarsa Maazallah başka bir şık daha var, Allah korusun Türkiye Cumhuriyeti Başkan’ına saldırı yapıp zarar vermek isteyebilirler. Çok ama çok dikkatli ve tedbirli olmak gerekir. 1991 yılından beri seçim meydanlarının tartışmasız yenilgisiz galibi Recep Tayyip Erdoğan’ı yenemeyenler başka iğrenç planlar yapabilirler. Uyanık olmak lazım. Bu arada ilk planda AB’den sadece Macaristan’ın arayıp Tayyip beyi tebrik etmesi dikkat çekiyor. ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin bu konuda geri kalması hiç hoş olmamıştır. Anlaşılan bu ülkeler Türkiye’deki seçim sonuçlarını FOX TV’den izliyorlar. Çünkü orada hala sandıkların %35’i açılmış görünüyor.
Kazananlar ve kaybedenler
Bir arkadaşım aradı ve seçim sonuçları için tebrik etti. Bu meclisin 1923’teki ilk meclis gibi çok renkli ve çok katılımlı bir parlamento olduğunu söyledi. Hakikaten doğru. Uzun yıllardan sonra ilk defa bu kadar siyasi parti mecliste olacak. Çok katılımlı ve renkli bir meclis.
Bu seçimlerde, Muharrem İnce kaybetmiş gibi duruyor olsa da o da kazandı. CHP oy kaybederken kendisi partisinden 8 puan daha fazla oy aldı. Kim ne derse desin artık Muharrem İnce, CHP’nin yeni müstakbel başkanı gibidir. Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun artık istifa edeceğini düşünüyorum. Etmezse ettirirler.
Meral Akşener kaybetse de partisi İP, meclise girerek başarı elde etti. İP’de de başkan değişimi olabilir. Zira Meral Akşener, partisinden daha aşağı bir oy alarak başarısız oldu.
SP’nin adayı Temel Karamollaoğlu’nun kazanma şansı zaten hiç yoktu ama partisi meclise girdi. Bundan sonra hedefleri yerel seçimler olacaktır.
Hiç gönlüm el vermese de HDP, barajı aşarak meclise girdi. Aslında bazı yönleriyle zararlarını azaltmak açısından olumlu olabilir. Meclise giremeselerdi gerginlikler yaşanabilirdi. Özellikle, ABD ve AB ülkeleri, bu konuda sürekli başımızı ağrıtabilirlerdi. Şimdi biriken enerjileri de boşa çıkacak. Tabi bu arada Hadep milletvekillerinin Meclisteki tutumları önemli. Yasaları çiğneyip teröristlere destek verirlerse pek kalıcı olmazlar. Bunu da kesinlikle unutmamaları lazım.
MHP, bence en başarılı parti olmuştur. Barajın altında kalırlar tahminlerini yanılttılar ve meclisteki yerlerini sağlamlaştırdılar. Bunda Devlet Bahçeli’nin net ve dik duruşu önemli rol oynamıştır. Başkanlık’ta Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a güçlü bir destek verdikleri görünüyor. Mecliste de anlaşılan o ki; güçlü bir AK-MHP koalisyonu görünüyor. Bundan sonra Devlet içinde de MHP’yi daha güçlü görmeye hazırlanın. Bu arada yakında bir af da gelebilir. Tabi bunlar bizim naçizane tahminlerimiz.
AK Parti açısından değerlendirme
Gelelim AK Parti’ye. Girdiği her seçimde birinci parti olan AK Parti, önemli bir miktarda (Son seçime göre 6 puan) oy kaybetti. Neden? Bu soruya AK Parti kurmayları mutlaka cevap arayacaktır. Küskünler için aşağıda birkaç kelam ettik. Sanırım, bazı AK Partili seçmenlerin sanki MHP’ye geçtiği görünüyor. AK Parti ilk kez mecliste bir parti ile koalisyon yapacak. AK Parti, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dan 10 puan daha az oy aldı. Bunda kuşkusuz adayların etkisi var. Ayrıca farklı bazı şeylere küsen AK Partililerin, Tayyip beye Başkanlık için destek verdikleri ama partiye bir tür tepki mesajı verdikleri görünüyor. Bunları iyi okuyup, yerel seçimlerde en doğru stratejileri belirlemek gerekir. Unutmamak gerekir ki; 2019 yerel seçimleri ara sınav gibidir.
Bazı bakanlar istifa edeceklerse şimdi etmeleri gerekmez mi?
Bu arada AK Parti’nin MHP ile meclis koalisyonu güçlü görünüyor. Dolayısıyla naçizane benim şahsi tahminim bazı bakanların milletvekilliklerinden istifa ettirilip tekrar bakan yapılması mümkün olabilir. Eğer böyle bir şey olacaksa milletvekilliğinden istifa edecek bakanların şimdi istifa etmeleri daha akıllıca olabilir. Çok emin değilim ama Mazbatalarını almadan istifa edilirse bir sonraki sıradaki AK Partili aday vekil olabilir. Tabi bunu teknik olarak araştırmak gerekir. Mazbataları aldıktan sonra istifa ederlerse yerlerine başka bir AK Partili aday gelemez. Tabi bütün bunlar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın alacağı bir karardır. MHP’den de bazı bakan arkadaşları hükümette görebiliriz. Ayrıca MHP’nin de desteği ile AK Parti’den bir vekilin meclis Başkanlığına aday gösterilmesi ve bu adayın da muhtemelen son Başbakan Binali Yıldırım olması yüksek ihtimaldir.
Dava adamları görevini yaptı şimdi sıra…
Yukarıda da belirttiğim gibi AK Parti’de bir miktar küskünler var. Bu seçimde AK Parti’deki bu puan kaybından sonra şimdi bir şeyler yazmak istiyorum. Zira seçim öncesi yazmamız uygun olmayan şeylerdi bunlar. Yazılarını zevkle okuduğum yazar Sayın Süleyman Özışık , “Kırgın mısın? “ başlıklı yazısında (http://www.internethaber.com/kirgin-misin-1882966y.htm ) bunu farklı bir konudan dile getirmişti. Ayrıca benzer bir şekilde Yeni Şafak yazarı ve milletvekilimiz Sayın Aydın Ünal, “Vicdan Terazisi” isimli yazısında ( https://www.yenisafak.com/yazarlar/aydinunal/vicdan-terazisi-2046157 ) konuyu çok güzel ifade edip küskünlük ve kırgınlık zamanı değil demişti. Şimdi demem o ki; bu iki değerli yazarın dolaylı yönden kabul ettiği ama benim gibi belki de AK Partiye zarar vermemek için farklı bir şekilde kaleme alıp konuyu dile getirdiği vaka budur. Yazıları okuduğunuzda göreceksiniz, AK Partiye gönül vermiş arkadaşların neden kırgın olabilecekleri konular teker teker yazılmış ama ülkenin bulunduğu durum ve davanın daha önemli olduğuna vurgu yapılarak tabiri caizse “evet haklısınız ama şimdi bunları bir yana bırakın ülkeyi ve İslam âlemini düşünün, onlar daha önemli” mesajı verilmiş. Nitekim doğru bir mesaj vermişler, aynen katıldım. Ama şimdi çok şükür seçim zaferle neticelendi. İcraat zamanıdır. Şimdi bu değerli yazar arkadaşlarımdan bir şey rica ediyorum. Zira aynısını bende yazıyorum. Samimi dava adamlarını üzenler için de bir şeyler yazılsın. AK Parti içinde büyük meşakkatlere katlanmış, dava adamı, güzel insanları üzen, vefasızlık yapan, vatandaşa ve millete saygısızlık yapan, işini sallayan, Allah’ın emri olan liyakati yerine getirmeyen, adil davranmayan, zafer sarhoşu olan, metal yorgunu olan, Rant işlerine sevdalı, Tayyip bey karşısında başka, halkın karşısında başka olan, bürokrasiyi en acımasız şekilde kullanan, gizli (kripto) Fetocu, ne kadar bürokrat, ne kadar teşkilat mensubu, ne kadar atanmış, kazanmış varsa, bunlar için gereken yapılmalıdır. Eğer şimdi bunları yazmaz ve konuşmazsanız emin olun Altı ay sonra 2019 yerel seçimlerinde buna benzer şeyler vuku bulduğunda kimseyi inandıramaz ve etkileyemezsiniz. Bu kişilerin bu davaya ve Recep Tayyip Erdoğan’a daha fazla zarar vermesine izin verilemez. AK Parti içinde öyle güzel insanlar var ki; bütün bunları yaşamış olsalar da bağırlarına taş bağlayıp inadına Erdoğan dediler. Kul hakkı vardır. İnşallah her şey güzel olacak, buna samimiyetle inanıyorum.
Muharrem’e ince bir Başkanlık teklifi stratejisi
Naçizane son bir uçuk önerim var. Bu çok zor ama mesela Başkan Erdoğan, şöyle bir şey yapsa, Muharrem İnce'yi çağırıp, “Bay Muharrem”, dese, “Seni Başkan yardımcısı yapıyorum, gel birlikte çalışalım” , ne olur? Bu düşünceme hemen hayır olmaz demeyin, lütfen biraz düşünün. Neler olur neler…
Rifat Sait
24.Dönem AK Parti İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
Dokuz Eylül Üniversitesi Avrupa Topluluğu Araştırma Merkezi (ATMER) DK Başkanı