Bu politika yerli ve milli hayvancılıkla bağdaşmıyor!

SERBEST KÜRSÜ

TÜİK verilerine göre son bir yıllık enflasyon %11,10 oldu.

Buna karşın aynı dönemde Et ve Süt Kurumu (ESK) verilerine göre;

-      Yem fiyatlarındaki artış %21 ile %53 arasında oldu. Yoncadaki bir yıllık fiyat artışı %21 olurken, süt yemi %26, besi yemi %28, silajlık mısır %29, saman %38, korunga %53 oranında artış gösterdi.
 
-      Girdi fiyatlarındaki en düşük artış %17 ile üre gübresinde görülürken, mazotta %27, DAP gübresinde ise %39 oldu.
 
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre ülkemizin 74 milyon ton kaba yem ihtiyacı bulunmaktadır.

Bunun 59 milyon tonu üretilebilmekte olup 15 milyon ton kaba yem açığımız bulunmaktadır. Fabrika yemi ihtiyacımız ise 9 milyon tondur.

Bunun 4 milyon tonu üretilebilmekte olup 5 milyon ton fabrika yemi açığımız bulunmaktadır.

Üretebildiğimiz yemin hammaddesi mısır ve soyanın da yarısı yurtdışından GDO`lu olarak ithal edilmektedir.
 
En ucuz yem kaynağımız meralarımız, her geçen gün amaç dışı kullanımlara tahsis edilerek hayvancılık sektörünün yem ihtiyacını karşılamaktan uzaklaşmaktadır.

Piyasadaki yem yetersizliği fiyatları hızlı bir şekilde yukarı çekmekte, yem üretimini planlamaksızın sektöre giren işletmeler birbiri ardına iflas etmektedir.
 
Kullanılan girdiler açısından Türkiye`nin yurtdışına bağımlı oluşundan dolayı döviz kurundaki en ufak artış üretim maliyetlerini çok hızlı bir şekilde artırmaktadır.
 
Gerek yem fiyatlarındaki gerekse girdi fiyatlarındaki artış enflasyonun çok üzerinde gerçekleşirken Edirne Ticaret Borsası verilerine göre canlı dana fiyatındaki artış %7, Ankara Ticaret Borsası verilerine göre dana karkas fiyatlarındaki artış %1 ile enflasyonun oldukça altında kalmıştır.

Buna karşın ESK`nın satış fiyatları değişmemiştir; kıyma 28,75 TL, kuşbaşı 31 TL.
 
Ülkemizin hayvancılık politikası serbest piyasada tüketici fiyatlarına odaklanmış, artan fiyatlara çözüm olarak da ithalat yolu seçilmiştir.

TÜİK verilerine göre sığır ithalatı 2017 yılının ilk 4 ayına göre 2018 yılının ilk 4 ayında %110 artış göstermiştir.

Aynı dönem için koyun ithalatı 23 kat, kırmızı et ithalatı 11 kat artış göstererek 2010 yılından beri devam eden ithalat rekora gitmektedir. Bu durum yurtiçi üretimimizi daha da zorlaştırmaktadır.
 
Sekiz yıldır artarak devam eden ithalata rağmen üretici kanadındaki sorunlar çözülememiş ve serbest piyasada fiyatlar bir türlü kontrol altına alınamamıştır.
 
Üreten bir sektör ve tüketicinin uygun fiyatla ürünü alabilmesi için bize serbest piyasayı dayatan ülkelerin kendi ülkelerinde yaptıkları gibi tarımımızı desteklememiz, çiftçimizi üretime, kalite ve standarda yönlendirmemiz, örgütlenmesini sağlamamız, ürününü işleyerek kooperatif yapılar üzerinden tüketiciye ulaştırarak aracıyı azaltmamız, yem sorununu çözmemiz, meralarımızı korumamız ve ıslah ederek yem maliyetlerini aşağı çekmemiz, yurtdışına bağımlı olduğumuz girdi maliyetlerini destekleyerek düşürmemiz gerekmektedir.
 
ESK da ithalatçı bir şirket hüviyetinden kurtarılarak asli görevi olan üretimi ve kaliteyi hedefleyen, bu doğrultuda üretim maliyetlerini düşürerek tüketicinin sağlıklı, kaliteli ve ucuz ürüne ulaşmasını sağlayan bir kamu kurumuna dönüştürülmesi gerekmektedir.
 
Ahmet ATALIK
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı