Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; dostlarımızın sessizliği olacaktır
ABD, uluslararası hukuk, BM kararları ile tarihi ve sosyal gerçekleri görmezden gelip, Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı almak suretiyle Ortadoğu’da istikrarsızlık ve kaosa davetiye çıkarmış, terör devleti İsrail, masumları hedef alarak katliam yapmıştır. Bu meşum kararın Nekbe/Felaket gününün 70. yıldönümüne getirilmesi, olayın ne kadar büyük tahrik ve provokasyon boyutu içerdiğini gözler önüne sermektedir.
21. Yüzyılın ilk çeyreğinde ve Haçlı zihniyeti içinde yürütülen katliamın faillerini ve ortaklarını lanetliyoruz. Masum Filistin halkının haklarının Siyonist devlet tarafından on yıllardır sürekli olarak ihlal edilmesi, en temel özgürlüklerinden mahrum bırakılması ve son olarak bu katliama cüret etmesi karşısında insanlığın, gür bir sesle ve topyekûn biçimde, dur dememesi kabul edilebilir bir durum değildir.
Tarih bu günleri kara bir leke olarak yazacaktır. Filistin halkı meşru müdafaa hakkına sahiptir. İşgalci konumundaki İsrail ve hamisi ABD Ortadoğu’da mazlum insanlara karşı şiddet kullanmak suretiyle devlet terörü işlemişlerdir. Birleşmiş Milletler ve Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesini göreve davet ediyor, eğer uluslararası hukuk varsa ve insanlık bir nebze vicdan sahibiyse, bu kurumların Trump ve Netanyahu aleyhine derhal soruşturma açarak, gereğini yapmalarını bekliyoruz.
Bizler masum ve mazlum Filistin halkına başsağlığı dilerken, sadece vatanlarını ve namuslarını savunurken şehit düşen kardeşlerimizin değil hukukun da katledildiğini tüm dünyanın er geç anlayacağını düşünüyoruz. Vicdan sahibi herkesi ABD ve İsrail aleyhine tavır almaya, haksızlıklarını haykırmaya ve Filistin halkı ile dayanışmaya çağırıyoruz. Zira ‘her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; dostlarımızın sessizliği olacaktır’.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Dokuz Eylül Üniversitesi Senatosu