Obezite Rehabilitasyonu

SERBEST KÜRSÜ

Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı gibi birçok nedenden dolayı ortaya çıkan modern çağın hastalığı olarak da adlandırılan obezite, vücudumuza verdiği zarar kadar birçok ölümcül hastalığın da temelinde yer alıyor. Yaşadığımız pandemi sürecinde ise bu sorun daha çok tehlike arz ediyor. Öyle ki obezite, İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre korona virüsten ölüm riskini yüzde 90 arttırıyor. Bu problemin sadece beslenme konusunda değil, bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiğine vurgu yapan uzmanlar hastalara ‘Obezite Rehabilitasyonunu’ öneriyor.

Dünya Sağlık Örgütü rakamları, dünya çapında yaklaşık iki milyar insanın aşırı kilolu olduğunu ve bunların yaklaşık 650 milyonunun obezite ile yaşadığını bildiriyor. 2025 yılına kadar ise bir milyardan fazla insanın obezite ile yaşayacağını gösteriyor. Bu sorunun başlıca nedeni enerji tüketimine oranla enerji alımındaki fazlalık olarak karşımıza çıkıyor. Fakat bu hastalık ile birlikte asıl problem sadece fazla kilo durumu değil, kalp damar rahatsızlıkları, omurga sorunları, diyabet, solunum yolu rahatsızlıkları, psikolojik sıkıntılar gibi birçok sağlık sorunlarına da davetiye çıkarıyor. Bu yüzden uzmanlar bu konuyu sadece tek kilo ile ilgili çözüm önerisi sunmak yerine bütüncül olarak ele alınmasını savunuyor.

Obezite Bütüncül Olarak Ele Alınmalı
Bu hastalığı yenmenin çok basit kuralı olduğunu dile getiren Romatem Bursa Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Serap Latif Raif, “İlk kural kararlılık, ikinci kural hareketlilik, üçüncü kural ise sağlıklı beslenmek. Bu yüzden bu kararlar birbirleriyle bağlantılı. O yüzden bu konuda rehabilitasyon sürecini öneriyoruz. Hem daha etkili hem de daha sağlıklı. Çünkü kilo ile birlikte gelişen sağlık problemleri de ele alınıyor. Egzersiz alınan enerji miktarının yanında çıkan enerji miktarını da azaltır. Egzersiz diyet ile birleştirildiğinde ise yağ kaybını arttırmakta ve yağsız kütleyi korumaktadır. Böylece başarılı bir şekilde kilo kontrolü de sağlanıyor. Aslında bir kamp süreci gibi tanımlayabiliriz. Hem kilo kontrolü sağlanıyor hem de oluşan diğer sağlık sorunlarına eş zamanlı olarak bakılırken tedavi süreci başlıyor “ifadelerini kullandı.

TV Karşısında Kilomuzu Koruyamıyoruz
Raif sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye son yıllardaki artışla, obezitede; kadınlarda ve gençlerde Avrupa birincisi. Hareketsiz yaşam tarzı obezite gelişiminde en önemli etkenlerdendir. Son yapılan araştırmalar; TV, bilgisayar ve akıllı telefonlar nedeniyle ekran başında günde 1 saatten az oturanların kilosunu koruyabildiğini, 4 saatten fazla oturanların ise kilosunu koruyamadığını göstermektedir. Bu durum kas ve iskelet sistemini de olumsuz etkiliyor. Bu durum özellikle yük taşıyan eklemler olan diz, kalça ve ayak eklemlerini daha çok etkiler. Yürüme problemlerine neden olur çünkü yürüme esnasında normale göre 3 kat koşma ve merdiven çıkma esnasında eklemlere 6-10 kat daha fazla yük biner. Obezite devam ettikçe yapısal bozukluklar oluşur. Omurgadaki disk yapılarını etkileyerek ve omurilik kanalında daralmaya neden olarak bel ve sırt ağrılarına ve daha birçok soruna sebebiyet veriyor. ‘Hayat harekettir’ her zaman sloganımız bu olmalı ki sağlıklı yaşamı ön planda tutalım.”