Uyarımızı İstanbul Büyükşehir Belediyesi dikkate aldı, adalara vapur seferleri başladı...

YAŞAR EYİCE

Urlalı İ. Burak Oğuz’un cep telefonundan, internet aracılığıyla yaptığı canlı yayını izlemeseydim, Urla’mızdaki denizin kirletilmesinden bilgim olmayacaktı.

Belki de çevredekilerin ve balıkçıların dişında da kimsenin haberi olmayacaktı.

Zaten gece yarısı görüntülerinde de, birkaç kişi bir şeyler yapmaya çalışıyordu.

Yani iddia edildiği gibi hiçbir yetkili yoktu....

Ama televizyonlar canlı yayın yapsaydı, birileri çıkar, kurumlar arası işbirliğinden falan söz ederlerdi.

Zaten dikkat edin bakın, açıklamalar hep 24 saat geriden geliyor...

Neyse yine habercilerden öğrendiğime göre kirlilik büyük oranda temizlenmiş.

Halk sağlığında bile ‘önleme’ yani ‘tedbir’ ile ilgili çalışmalar yapılıyor.

Nasıl oluyor da, Ege >üniversitesi’ne ait bir binadan kalorifer yakıtı sızıyor ve denizi kirletiyor?

Bu bir dakikalık bir iş değil!

Mutlaka ve mutlaka sorumlular bulunmalı ve tüm harcamalar bunlardan kesilmeli...

Ama ekolojik dengeyi bozmalarının ödemeleri nasıl olacak?

Lüks araçla gidip, sadece beş dakika inip, fotoğraf çektirnip, ‘Aferin’ diyerek ilgili gibi görünmek acaba günahları af etmeye yeter mi?

‘Deniz canlıları etkilenmedi mi?

Bizim gönlümüzü almak için, ‘Yok canım!’ diyorlar...

Ben de onlara ‘Hadi canım!’ diyorum...

Düşünün; onların kaza dedikleri deniz kirliliği 11 Ocak Perşembe günü olmuştu...

Bugün ise ayın 15’i...

Yani temizleme tam anlamıyla bitmiş değil...

Zaten bunu tam anlamıyla belirlemek de mümkün değil...

Sadece gözle ‘Tamam’ diyebiliriz...

Ben öncelikle savcılık tahkikat açtı mı, onu merak ediyorum!

Bir de sorumlular için kim olursa olsun soruşturma açıldı mı?

*- Sesimiz İstanbul’dan duyuldu...

Hatırlarsanız;

İstanbul’da adalara yapılan vapur seferlerinin Yılbaşı’ndan itibaren kaldırıldığını yazmıştım.

Örnek olarak da Japonya’dan bir örnek vermiş; ‘Bir öğrenci için tren seferlerinin iptal edilmediğini hatta saatlerin o öğrenciye göre ayarlandığını’ belirtmiştim.

İzmir’den verdiğimiz ses, İstanbul’da yeni Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından duyulmuş:

Sözcü Gazetesi’nden İzmirli  Enver Kaya aradı ve ‘Senin yazın ses getirdi, Ağabey’ dedikten sonra, tekrar adalara Şehir Hatları seferlerinin başladığını anlattı.

Bu arada yine olumlu bir haber aldım:

Sarıyer’den söz etmiş ve AKP’li Büyükşehir’in sözde sağlamlaştırma ve yenileme adı altında, Boğaz’dan yer aldığını ve bununla kalınmayıp, bariyer yapılmadığın ve birçok kişinin düşerek akıntıda kaybolduğunu yazmıştım.

Ve şimdi bariyer yapılmaya başlandı.

Bu konuyu da geniş bir şekilde belki örnekleriyle anlatırım.

*- İnsani geçim ücreti bir haktır

Son yıllarda, daha doğrusu aylarda, alışık olmadığımız sözcükleri duyuyoruz...

Daha doğrusu bazıları ağzından düşürmüyor...

Örneğin; eğitimden tutun da enerjiye kadar bir 4-0 lafı aldı başını gidiyor.

Hadi bunu geçelim;

Disiplinler arası iletişim, eğitim modelleri, sentez toplantıları gibi hemen her gün bir de karşımıza sivil platformlar çıkıyor.

Üç beş kişi bir araya geliyor ve insanın hoşuna gidecek bir sözcüğü başa alarak bildiri yayınlamaya başlıyor.

Sanıyorsunuz bir dernek kadar güçlüler...

Hiç alakası yok!

Bir işte, bir merkezde dikiş tutturamayanlar, ya da bir şekilde birilerinden daha çok belediyeler, kamu kuruluşları ya da işadamlarından yararlanmak isteyenler, maddi beklentileri olanlar bu işe gönüllüler...

Siz hiç ‘geçim sıkıntısı çeken’ on binlerin, milyonların bunların içinde olduklarını gördünüz mü?

Aslında ‘dernek’ kurmak çocuk oyuncağı kadar basit, ama işi resmiyete dökmek istemiyorlar.

Böylece foyaları ortaya çıkacak.

Örgütlü olmak her zaman için önemli...

Ama bunlar yanlarında da, arkalarında da, aklı başında gerçek gönüllü bir kişi bulamadıkları ya da bulamayacakları gerçeği var.

Bir ara kuşaklar arası (x,y,z) modeli ortaya çıkmıştı.

Ve birçok kişi bu işten, paralı seminerler, konferanslar vererek epey para kazandılar.

Çoğunu dinledim...

Zaten anlattıkları hep 1980 sonrası...

Ya önceki devirler?

Matematiği bize bir türlü sevdiremedikleri için (x,y.z) de tutmadı.

Ama bir de gerçek gönüllüler var...

Bunlar saygı görüyorlar, çalışmaları da hepimizi ilgilendiriyor.

İşte ben de, İGİAD’IN, Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği’nin bir çalışmasından, 2018 Yılı İnsani Geçim Ücreti (İgü) bilgilendirmesinden söz edeceğim...

Sadece belirli medya kuruluşlarının içinde bizim de bulunduğumuz bilgilendirme toplantısının özetini anlatayım:

Bu arada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum:

Araştırma sonuçları; bilim adamları tarafından açıklanırken, yetkililer için sadece öneri şeklinde sunuluyor.

İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, araştırma sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda, İGİAD'ın hak eksenli bir iş hayatı ve helal kazancın adil paylaşımı çerçevesinde çalışanların onurlu bir yaşam sürdürebilmeleri için 15 yıldır insani geçim ücretini belirlediğini aktardı.

*- En ciddi çalışma

İGİAD İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) Tespit Komisyonu, her yıl Aralık ayında yaptığı bir araştırma ile Türkiye’de farklı bölgelerdeki ailelerin geçinebilmesi için gerekli olan asgari ücret seviyesini tespit ediyor.

 İGÜ, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstatistiki Bölge Sınıflaması’nda yer alan 12 farklı bölge için yapılmaya başlandı.

Ortalama büyüklükte bir hanenin aylık insani geçim maliyetinin hesaplanmasından hareketle yapılan bu araştırma, bir ailenin; gıda, giyim, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar, mobilya, ev aletleri ve ev bakımı, sağlık, ulaştırma, haberleşme, eğlence ve kültür, eğitim hizmetleri ve sair harcamalarını içeriyor.

TÜİK tarafından üretilen veriler kullanılarak yapılan hesaplamalara göre, işverenlerin İstanbul’daki bir işgörene ailesini geçindirebilmesi için asgari olarak aylık toplam 2.385 TL (prim, ikramiye, yardım vb. yan ödemeleri dâhil) ödemesi gerekiyor.

Tespit edilen İGÜ rakamı, SGK, vergi ve devlet tarafından karşılanan eğitim giderlerini içermiyor.

İGİAD, bu rakamı, iş görene verilmesi gereken insani geçim ücreti tutarı olarak işverenlere tavsiye ediyor.

Her bölge için farklı ücretlerin belirlendiği çalışmada, Türkiye ortalaması fiyatlarla hesaplanan İGÜ 1857 TL’dir.

*- Kurucuları arasında...

İşgörenlere ödenen asgarî ücreti, toplumsal dayanışma ve refah seviyesi açısından önemli bir gösterge olarak kabul eden, kurucuları arasında işverenlerin yanı sıra işgörenlerin de olduğu İGİAD, yürürlükte olan asgarî ücret seviyesinin daha da yukarılara çekilmesi gerektiğini düşünüyor.

Bu konuda işverenlerin daha duyarlı olmaları konusunda çağrıda bulunan İGİAD, İGÜ sayesinde çalışanların ücretlerinin sürekli iyileştirilmesini amaçlıyor.

İGİAD, iş dünyasına alternatif olarak sunduğu ve reel rakamlarla hesaplanan İGÜ’yü pratikte uygulanması ya da uygulama yönünde gayret gösterilmesi için tüm işverenlere tavsiye ediyor.

Ayrıca, işverenlerin bu ücret seviyesini işletmelerinde uygulayabilmeleri için de hükümetin işgören maliyetini işveren lehine çevirecek düzenlemelerde bulunması gerekmektedir.

Bölgesel asgari ücrete geçilmesi önem arz etmektedir.  

*- Çalışanların aleyhine...

Özetle ileri bir yöntemle yapılan analiz sonucu şu görüş ortaya çıkıyor.

‘Gelir dağılımındaki adaletsizliğin çalışanların aleyhine hızla bozulduğu günümüzde, krizlerden en fazla etkilenen ve gelir kaybına uğrayan kesim olan iş görenlerin, emeklerinin karşılığı almaları gereken insani geçim ücreti, işverenler için bir lütuf olmayıp hakkın kendilerine teslimidir.

Temel hak ve hürriyetler kadar çalışanlar açısından onurlu bir yaşam sürdürebilmek için emeklerinin karşılığı almaları gereken insani geçim ücreti de bir haktır.’

Şunu da unutmayalım:

İnsani geçim ücretinin işletmelerde uygulanması maliyet artışı getirmez, aksine verimliliği ve bereketi artırır.

***-

GÜNCEL

*-  Dünyanın en büyük deniz uçağını imal etti

Son yıllarda, tekrar kullanım alanı çeşitlenen ve yaygınlaşan deniz uçaklarının en büyüğü, Çin'de üretildi.

‘Kunlong’ da denen AG600 modeli uçak, Zhuhai'de ilk uzun uçuşunu gerçekleştirerek 1 saat boyunca, 3.000 m yükseklikte uçtu. 

Kanat genişliği 38,8 m, uzunluğu 39,6 m olan araç yaklaşık olarak bir Boeing 737 modelinin formatına sahip.

Uçak Çin içinde değişik işlevlerde kullanılacak; bunlar arasında kurtarma çalışmaları, yangın söndürme ve denizde gözlem faaliyeti de olacak. Ayrıca, uçak denize, 2m boyunda dalgalar varken bile inme kabiliyetine sahip.

Çin'de bu yerli yapım deniz uçağı, bir tür dönüm noktası olarak algılanıyor; çünkü aracı oluşturan tüm parçaların %98'i tamamen Çin üretimi.

*- YAŞAR EYİCE