Prof. Dr. Tayfun Uzbay: "Aşı bulunsa da pandemi hemen yok olmaz"

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı, Rektör Danışmanı, NPFUAM Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Covid-19 aşısı ile ilgili hem ülkemizde hem de dünyada yürütülen çalışmaların umut verici olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay: "Aşı bulunsa da pandemi hemen yok olmaz"
12 Kasım 2020 - 20:12

Dünya çapında etkili olan Covid-19’la mücadele için yürütülen aşı çalışmalarının umut verici olduğunu belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bulunacak aşının etkili olması halinde salgının kontrol altına alınmasının kolaylaşabileceğini söyledi. Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Pandemi bıçak gibi kesilip hemen birkaç ay içinde yok olup gitmez. Ancak işe yarar etkili bir aşının ortaya çıkması durumunda öncelikle kontrol altına alınması çok kolaylaşır” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı, Rektör Danışmanı, NPFUAM Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Covid-19 aşısı ile ilgili hem ülkemizde hem de dünyada yürütülen çalışmaların umut verici olduğunu söyledi.

Düşmanı tanımak, strateji geliştirmeyi kolaylaştırıyor
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşı çalışmalarının uzun bir süredir devam ettiğini belirterek “Bu tip virüsler için daha önce de aşı çalışmaları yürütülüyordu. Ayrıca dünyanın böyle bir virüs pandemisine yönelik öngörüsü ve hazırlığı da vardı (bazıları maalesef bunu komplo teorileri ile birleştirdi). Kısaca dünyada bu tip bir virüs enfeksiyonuna karşı aşı teknolojisi konusunda zaten iyi bir altyapı ve gelişmiş teknoloji vardı. Covid-19 kısa sürede teşhis edildi ve tüm özellikleri ortaya kondu. Düşmanı tanıyorsanız ona karşı strateji geliştirmeniz çok kolaydır. Dolayısıyla aşı çalışmalarının bir yıl içinde bulunduğumuz noktaya gelmesi normal ve beklenen bir durum. Ben zaten pandeminin başlangıcında da verdiğim birçok mülakatta aşının aşağı yukarı bu tarihlerde hazır olma ihtimalinin yüksekliğinden söz etmiştim. Aşıların şu anda kullanıma girmek üzere olmalarını pandeminin kontrolü açısından oldukça umut verici buluyorum" dedi.

Aşı çalışmaları, çeşitli faz aşamalarından oluşuyor
Bir aşının bilimsel olarak kabul edilebilmesi için gereken sürenin sabit değil, değişken olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşı çalışmalarının genel sürecine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu süre sabit değil değişkendir. Hastalığı yapan mikroorganizmaya ve ona karşı geliştireceğiniz teknolojik alt yapının ne kadar hazır olduğuna göre değişir. Bununla beraber hangi strateji ile aşı üretirseniz üretin mutlaka geçmeniz gereken bazı aşamalar vardır. Aşıya giden yol önce virüsün izolasyonu ve sonrasında in vitro (vücut dışı) ve in vivo (yaşayan canlı üzerinde) hayvan çalışmaları ile başlar. Bunlara klinik öncesi dönem de diyebiliriz. Aşı adayının öncelikle deney hayvanlarında herhangi bir dikkat çekici yan tesir veya reaksiyon oluşturmaksızın iyi bir koruyuculuk sağladığının görülmesi gerekir. Bunu sağlamış ise klinik aşama dediğimiz insanla ilgili çalışmalar başlar. Bu da denenen kişi sayısının giderek arttığı ve sonunda farklı bölge ve merkezlerdeki daha geniş bir insan popülasyonunda koruyuculuk kapasitesinin tespit edildiği çeşitli faz aşamalarından oluşur.”

Dünyada yaygın kullanıma geçilebilir
Şu anda dünyada çok konuşulan birkaç aşının bu süreçleri başarı ile tamamlamış göründüğünü belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bundan sonraki aşamalarda ruhsat alarak insanlarda yaygın kullanıma geçilebilir. Şu ana kadar Rusya Sağlık Bakanlığı kendi ürettikleri bir aşıya ruhsat verdi ve Rusya’da kullanılıyor. Özellikle çift-kör kontrollü dediğimiz güvenilir bir yöntem ile fazla sayıda denekte %90 gibi koruyuculuk oranlarına ulaşılması sevindirici ve umut verici” dedi.

Türkiye’deki aşı çalışmaları da umut veriyor
Türkiye’deki aşı çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, şunları söyledi: “Türkiye şu anda ruhsat almak üzere olan aşıların yaklaşık 6 ay ile 1 yıl kadar gerisinde. TÜBİTAK aşı üzerinde çalışan grupları bir çatı altında topladı. Bu süreci hızlandırabilir. Ancak Türkiye’nin birkaç aylık bir sürede kendi aşısını onaylayarak Rusya’daki gibi yaygın bir kullanıma sokabilmesi zor görünüyor. Bununla beraber, şu anda en umut verici olan aşı projelerin Faz III dediğimiz aşamasına Türkiye de bildiğim kadarı ile Hacettepe ve İstanbul Üniversiteleri ile dâhil oldu. Bu bizim piyasaya çıkan aşıyı kolay ve ucuz teminimiz için bir avantaj sağlayabilir. İlk etapta yaygın bir aşılama için yeterli doz temin edilemeyebilir. Bu süreçte başta sağlık personeli, polis, asker gibi kritik görev yapanlar ve bazı yüksek riskli kişilere uygulanabilir. Özellikle sağlık personelinin korunması çok önemli. Halka yaygın uygulamanın biraz daha zaman alacağını düşünüyorum. Bu tamamen üretilecek doz miktarına ve size hangi koşullarda sunulacağına bağlı. Yeterli doz olsa bile fiyatın yüksekliği de kısıtlayıcı olabilir ancak ben fiyatın yüksek tutulacağını sanmıyorum.”

Pandemi hemen yok olmaz
Covid-19 aşısının bulunması halinde eğer etkili ise salgının kontrol altına alınmasının kolaylaşabileceğini kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Pandemi bıçak gibi kesilip hemen birkaç ay içinde yok olup gitmez. Ancak işe yarar etkili bir aşının ortaya çıkması durumunda öncelikle kontrol altına alınması çok kolaylaşır. Yeterli dozun temini ve yaygın aşılama, burada etkili faktör olur. Aşı ne kadar uzun koruma sağlıyorsa ve ne kadar çok sayıda insana uygulanabilirse pandeminin ortadan kalkış süresi de o kadar kısa olur. Şu anda kesin bir süre vermek güç” diye konuştu.

Aşı karşıtlarının çoğu da Covid-19 aşısı yaptıracaktır
Covid-19 sürecinde aşı karşıtlarının sessizliğe büründüklerini belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Covid-19’da aşı karşıtlarının sesi soluğu kesildi. Çok tepki çekeceklerini biliyorlar. Etkili bir aşı ortaya çıktığında bunların çoğunun da mutlaka aşılarını yaptırıp pandemi geçtikten sonra faaliyetlerini yine sürdüreceklerini düşünüyorum. Aşı karşıtlığı farklı kaynaklardan besleniyor. Bunu kullanıp popüler olmaya çalışan bilimciler de var maalesef. Olan cahil insanlara oluyor” dedi.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde Gerideyiz?'
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde...