BAÜN'lü Akademisyenin Projesi ile 8 Yeni Bitki Türü Keşfedildi
Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dirmenci’nin yürütücülüğündeki TÜBİTAK projesi kapsamında, halk arasında kekik/mercanköşk olarak bilinen bitki cinsinden, biri daha önce tespit edilmemiş yeni bir tür ve 7’si ise yeni hibrit/melez olmak üzere toplamda 8 bitki taksonu keşfi gerçekleştirildi.
Proje Yürücüsü Prof. Dr. Tuncay Dirmenci, yeni türün “Origanum ayliniae-Ay kekiği”; yeni hibrit/melez olarak tespit edilen 7 taksonun da; “Origanum×adae-Ada kekiği”, “Origanum×aytacii”, “Origanum×bilgilii”, Origanum×dumanii”, “Origanum×malyeri, “Origanum×sevcaniae” ve Origanum×malatyanum” olarak isimlendirildiğini belirtti.
Dirmenci proje sonucunda, Türkiye’deki toplam Origanum taksonu sayısının 25’i endemik olmak üzere toplamda 37’ye yükseldiğini ve endemizm oranının %68 olduğunu söylerken, bu sonuçlarla Türkiye’nin, Origanum türü sayısı bakımından dünyanın en fazla çeşitliliğe sahip ülkesi olduğunu dile getirdi.
TÜBİTAK destekli (proje no:113 Z 225) olarak, Prof. Dr. Tuncay Dirmenci’nin yürütücülüğünde, “Türkiye’de Yetişen Origanum L. (Lamiaceae) Türleri Üzerinde Taksonomik, Moleküler, Karyolojik Ve Kimyasal Araştırmalar” başlıklı projede; Prof. Dr. Turgut Kılıç (BAÜN), Prof. Dr. Turan Arabacı (İnönü Üni.), Prof. Dr. Esra Martin (Necmettin Erbakan Üni.), Prof. Dr. Sevcan Çelenk (Uludağ Üni.) ve Bilim Uzmanı Türker Yazıcı (BAÜN) görev aldı. Çalışma kapsamındaki 7 türün halk arasında çay, kekik suyu, kekik yağı yapımında ve baharat amacıyla kullanıldığı belirlendi.
BAÜN Necatibey Eğitim Fakültesi Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dirmenci yaptığı değerlendirmede; “Türkiye, üç kıtanın kesiştiği yerde konumlanması ve farklı iklim tiplerinin görülmesi sebebiyle birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ülkemiz bitki ve hayvan çeşitliliği bakımından hemen hemen Avrupa kıtasının içerdiği bitki ve hayvan çeşitliğine sahiptir. Türkiye, yaklaşık 3.700’ü endemik olmak üzere 12.000 bitki taksonunu barındırması nedeniyle dünyanın en önemli bitki çeşitliliği merkezlerinden biri konumundadır. Türkiye’nin barındırdığı bitkilerin 1.700 tanesinin tıbbi özellik gösterdiği, 500 tanesinin ise tıbbi ve aromatik özelliğinin iyi bilindiği kaynaklarda yer almaktadır. Türkiye, tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı, tarımı ve ihracatı yönünden dünyanın en önemli ülkelerinden birisidir. Ülkemizde, Ballıbabagiller (Lamiaceae) ailesine ait kekik, adaçayı, dağ çayı, lavanta, karabaş otu, zahter vb. olarak bilinen bitkiler, halk arasında en yaygın kullanılan tıbbi ve aromatik bitkiler arasında yer alır. Bu türler, hem kültür ortamından hem de doğadan toplanarak baharat ve bitki çayı olarak oldukça sık kullanılmaktadır. Ayrıca, çok sayıda ülkeye ihraç edilerek ülkemiz için önemli bir gelir kaynağıdırlar. Bu bitkilerin arasında “Kekik”ler ilk akla gelenlerdir. Türkiye’de Origanum (Kekik/Mercanköşk), Thymus (Kekik), Thymbra (Zahter), Satureja (Kayakekiği) cinslerine ait yaklaşık 100’e yakın bitki taksonu halk arasında “Kekik” olarak adlandırılmaktadır. Dünyadaki kekik ticareti yıllık yaklaşık 20 bin ton civarındadır. Türkiye, dünya kekik ticaretini yönlendiren ülke konumunda olup, bu ticaretin yaklaşık %80-90’lık hammaddesini tek başına sağlamaktadır. Ayrıca, “kekik yağı” ve “kekik suyu” önemli ihraç ürünleri arasında olup, tüm bu ürünler 100’den fazla ülkeye ihraç edilmektedir. Kekik olarak ihraç edilen türleri büyük oranda Origanum (Kekik/Mercanköşk/Oregano) cinsi türleri oluşturmaktadır. Origanum cinsi türleri doğadan toplandığı gibi yaklaşık 160 bin dekarlık bir alanda da tarımı yapılarak yıllık yaklaşık 18.000 ton ürün elde edilmektedir” dedi.
Proje kapsamında elde edilen sonuçlar arasında kekiğin gündelik kullanımı ve sağlık alanındaki karşılığına dair bilgiler de veren Dirmenci; “Özellikle etli yemeklerimizi baharat olarak süsleyen kekik, aynı zamanda çayı yapılarak, kekik suyu ve kekik yağı olarak da tüketilmektedir. Özellikle, üst solunum yolları enfeksiyonlarında, boğaz ağrısında, sindirim sistemi sorunlarında çay olarak tüketmek daha yaygın bir kullanımdır. Halk arasında yaygın kullanıma sahip olan kekiğin en önemli uçucu yağ bileşenleri arasında “Karvakrol” ve “Timol” yer almakta olup, özellikle karvakrol’ün mikrop öldürücü, kanser tedavisinde etkili, ağrı kesici, antioksidan, obeziteyi önleyici, karaciğeri koruyucu, haşaratları öldürücü, yara iyileştirici gibi özelliklerinin olduğu birçok çalışmayla ortaya konmuştur. Literatür çalışmaları ve yapılan bu TÜBİTAK projesi ile halk arasında yaygın olarak kullanılan Kekik türlerinden Origanum vulgare subsp. hirtum (İstanbul kekiği) ile birlikte Origanum bilgeri (cıngıllı kekik) ve Origanum munitiflorum’un (Sütçüler kekiği) kuvvetli antioksidan maddeler olan fenolik bileşenlerce zengin olduğu ve buna bağlı olarak da kuvvetli antioksidan özellik göstermekle birlikte birçok bakteri ve mantar türüne karşı etkili olduğu saptanmıştır. Sütçüler kekiği endemik bir kekik türü olup, İzmir kekiği/bilyalı kekik ve İstanbul kekiği gibi kekik suyu imalatında da kullanılmaktadır. Kekik suyu, içinde binde bir oranında uçucu yağ içerebilir, ancak kekik yağında bulunmayan ve sindirim sitemine faydalı birçok kimyasal maddeyi içerir. Sindirim sistemi için en etkili özelliklerinden birisi hazımsızlığı gidererek sindirim sistemini düzenlemesidir. Kekik yağı geniş bir kulanım alanına sahip olmakla birlikte, mantar ve bakterilerin sebep olduğu yiyecek bozulmalarını önleyen doğal bir gıda koruyucusudur. Yine proje çalışmaları sonucunda, halk arasında kullanımı olan bazı türlerin anti-Alzheimer etkisinin de olduğu belirlenmiştir. Özellikle Origanum onites (İzmir kekiği/bilyalı kekik)’in hem uçucu yağının hem de hazırlanan ekstratlarının oldukça iyi derecede anti-Alzheimer aktiviteye sahip olduğu tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.