Bayraklı ADD'den 'Köy Enstitüleri' Paneli
Bayraklı Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bayraklı Şubesi tarafından “Köy Enstitülerinden günümüze eğitim” konulu panel düzenlendi.
Bayraklı Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bayraklı Şubesi tarafından “Köy Enstitülerinden günümüze eğitim” konulu panel düzenlendi. Etkinliğin konuşmacılarından CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, “Köy enstitüleri gerek fikir gerekse fiziksel olarak yok edilmek isteniyor. Ancak Atatürk’ün eğitim modelinde olduğu gibi üretim ile eğitimi iç içe geçirmek lazım. Yeniden kırsal alan ile kentseli buluşturmamız lazım. Sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kurmazsak, üniversiteye giriş sınavını kaldırmazsak, öğrencileri yeteneğine göre yönlendirme eğitim modelini hayata geçirmezsek başarılı olamayız. Öğrencilerimize balık tutmasını öğretmeliyiz. Bunun örneği İzmir’de uygulanıyor. Bunun Türkiye’ye yayılması gerekiyor” diye konuştu. Kadınların kamusal alandaki varlığına dikkat çeken Akademisyen Dr. Semiha Özalp Günay ise, “Kadınlarımızı eğitmez ve demokratik hayatın içine katmazsak, onları özel hayata hapsedip, kamusal alana çıkmalarının önünü kesersek çok daha aşağılara gerileriz” dedi.
Bayraklı Havuz Düğün Salonu’nda Eğitimci Aylin Sandal’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkan Yardımcısı, Akademisyen Dr. Semiha Özalp Günay konuşmacı oldu. Söyleşiye; Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Pınar Susmuş, meclis üyeleri, ADD Bayraklı Şubesi Başkanı Gönül Güngör, ADD yönetici ve üyeleri, CHP il ve ilçe yöneticileri, muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Etkinlik, pandemi koşulları göz önünde bulundurularak alınan tedbirler kapsamında gerçekleştirildi.
KÖY ENSTİTÜLERİ BİZİ BAŞARIYA ULAŞTIRACAK EN GÜVENLİ YOLDUR
Etkinliğin açılışında konuşan ADD Bayraklı Şube Başkanı Güngör, “Çağdaş, laik, yerinde değişimin, üretimin, kalınmanın, sanatın öğretilmesi amacıyla kurulan köy enstitüleri cumhuriyetin idealist yöneticileri tarafından yaşama geçirilen önemli bir programdır. Kalkınmayı, bilimi ve akılcılığı ön plana çıkaran yaklaşımını hayata geçirmiş en önemli adımdır köy enstitüleri… Köy enstitüleri, ülkemizi aydınlığa, kalkınmışlığa, mutluluğa, barışa ve başarıya ulaştıracak en güvenli yoldur” dedi.
‘İZMİR’ TESADÜF DEĞİL
Konuşmasında Cumhuriyetin öncelikli hedefinin köylüler ve yoksullar olduğunu ifade eden CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, “ Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyetin ilk dönemlerinde bir yandan eğitimle ilgili hazırlık yaparken bir yandan da üretim hazırlıklarını yapıyordu. O nedenle İzmir’de İktisat Kongresini toplayarak üretimsiz eğitimin, eğitimsiz üretimin olmayacağı masaya yatırılıyor ve konu tartışılıp, kararlar alınıyor. Sonrasında yeni kuşak köy enstitüleri kuruluyor. Merkezi İzmir oluyor. Bu bir tesadüf değil. İktisat kongresinde Mustafa Kemal Atatürk’ün aldığı kararlar: 1 köylülere ve çiftçilere pratik tarım bilgileri kazandırılacak, el kitapları ücretsiz verilecek. 2 ilk ve orta öğretim öğrencilerine tarım ve zanaatların pratik olarak öğretilmesi. 3 tarım bilgisi veren yatılı bölge okulları açılması. 4 uygun yerlerde çiftlik biçiminde örnek tarım okullarının açılması. 5 Anadolu’da yüksek tarım okulu açılması. 6 köy ilkokullarının 5 dönümlük bahçesinde; kümesi, ahırı ve hayvanlarının bulunması. Yurt içi ve dışında öğrenim görenlere birer yıl köy öğretmenliği yapma yükümlülüğü konulacak. Askerlere tarım bilgisi verilmesi, halka öğretici filmler gösteren gezici tarım okullarının açılması… Bunların büyük çoğunluğu tek tek gerçekleştiriliyor ve köy enstitülerinin tohumu buralarda atılıyor” dedi.
ÜRETEN EĞİTİM MODELİNİ HAYATA GEÇİRMELİYİZ
Kaya, “1940 yılında kurulan köy enstitüleri, Atatürk’ün 1923 yılında ‘eğitim programımızı takip eden insanlar güzel çiftçi, kunduracı, fabrikacı, tüccar olacak, pratik, yararlı, verimli birey olacak’ dediği hayallerinin gerçeğe dönüştüğü bir süreçtir. Bunun Türkiye’nin her yerine bir sarmaşık gibi dağılması gerekiyordu. Günümüzde bu binaların hepsi kampüs şeklinde duruyor ama yıkılmak isteniyor. Depreme dayanıksız diyorlar, farklı gerekçe buluyorlar. Bunların tamamını hem fikriyat olarak hem fiziki olarak yok etmek istiyorlar. CHP’li bir vekil ve yönetici olarak şunları söylüyorum: CHP’li belediyelerin sınırları içinde bu kurullara sahip çıkılmaz ise biz cumhuriyeti, cumhuriyet ve eğitim devrimlerini koruyamayız. Buraları yaşatmak zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülük ettiği eğitim modelinde olduğu ve Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da her seferinde söylediği gibi yüksek katma değer üretmek zorundayız. Sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kurmazsak, üniversiteye giriş sınavını kaldırmazsak, öğrencileri yeteneğine göre yönlendirme eğitim modelini hayata geçirmezsek başarılı olamayız. Öğrencilerimize balık tutmasını öğretmeliyiz. Üretim ile eğitimi iç içe geçirmek lazım. Yeniden kırsal alan ile kentseli buluşturmamız lazım. Bunun örneği İzmir’de uygulanıyor. Bunun Türkiye’ye yayılması gerekiyor” diye kaydetti.
KADINLARIN ÖNÜNÜ KESERSEK DAHA ÇOK GERİLERİZ
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkan Yardımcısı, Akademisyen Dr. Semiha Özalp Günay, “Şuan Türkiye’de kadın dediğimizde aklımıza gelen iki şey var: 1 cinayet, 2 baş örtüsü bugünlerde bir de İstanbul sözleşmesi var. Kadın bu duruma nasıl geldi? Cumhuriyetin çağdaş, laik, kamusal alanlarda yüzde 70 oranda çalışan kadınlar ne oldu da evlerine kapandılar ve hayatlarını değiştirmeye kalktıklarında erkek şiddetiyle karşı karşıya geliyorlar? Sorunun yanıtı: Bizim kız çocuklarını eğitmemizden ya da eğitememizden kaynaklandığını düşünüyorum. Köy enstitülerinin en önemli ilkelerinden biri mümkün olduğunca fazla kız öğrenci alalımdı. Ne kadar fazla olursa o kadar fazla örnek olur düşüncesi vardı. O kız çocuklarının her biri tarımda, sosyal yaşamda, kültürel hayatta o dönemin ve bu dönemin toplumsal cinsiyet rollerini benimseyerek örnek oldu ve ayrıca köylülerin ihtiyacı olan işleri de öğrenip mezun oldular. Dünya ekonomik forumunun her yıl açıkladığı küresel cinsiyet eşitsizliği sıralamasında Türkiye 156 ülke arasında 133’üncü sırada yer alıyor. Kadınlarımızı eğitmez ve demokratik hayatın içine katmazsak, onları özel hayata hapsedip, kamusal alana çıkmalarının önünü kesersek çok daha aşağılara gerileriz. Bunu değiştirebilmek için, demokrasiyi, laikliği, bilimsel düşünmeyi ve dayanışmayı gerçekleştirebilmek için köy enstitülerine ve ilkelerine çok ihtiyacımız var. Dilerim köy enstitülerinin ilkeleri doğrultusunda yeni bir eğitim modeli geliştirebiliriz” dedi.
Konuşmaların ardından Başkan Sandal, konuşmacılara katılımlarından dolayı teşekkür plaketi verdi.