'Biz Geleceğiz' projesi ile 435 öğrenciye cinsel istismar, farkındalık ve önleme eğitimi verildi
Üsküdar Üniversitesi, İstanbul Valiliği, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) iş birliği ile yürütülen Yengeç Bireysel Rehabilitasyon Modelinde ‘Biz Geleceğiz’ Projesi’nin kapanış toplantısı gerçekleştirildi.
11 Haziran 2022 - 16:04
Üsküdar Üniversitesi, İstanbul Valiliği, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) iş birliği ile yürütülen Yengeç Bireysel Rehabilitasyon Modelinde ‘Biz Geleceğiz’ Projesi tamamlandı.
Çocuk ihmali ve istismarı konusunda çocuklara temel psikososyal becerilerin kazandırılması, çocuğun etrafındaki yetişkinlere ve aileye farkındalık oluşturarak bilinçlendirilmesi amacıyla hazırlanan 6 aylık projede Üsküdar ve Ümraniye’den seçilen 13 pilot okulda 435 öğrenciye ve velilerine eğitimler verildi. Projenin kapanış toplantısında değerlendirme yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuklara karşı izinsiz yaklaşmayı önleyen önlemlerde bütün dünyada küresel olarak bir artış olduğunu kaydetti. Tarhan, “Bizde ise son zamanlarda önlemler alınmaya başladı. Bu noktada ebeveyn eğitimi çok önemli.” dedi.Üsküdar Üniversitesi, İstanbul Valiliği, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) iş birliği ile yürütülen Yengeç Bireysel Rehabilitasyon Modelinde ‘Biz Geleceğiz’ Projesi’nin kapanış toplantısı gerçekleştirildi. Üsküdar Nakkaştepe Millet Bahçesi’nde proje paydaşlarının temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen programda projenin sonuçları hakkında bilgi verildi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İlk kez bir STK’dan talep geldi”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, cinsel ihmal ve istismar konusu ile ilgili öneri ve taleplerin daha önce hep emniyet güçlerinden kendilerine ulaştığını belirterek “Böyle sorunlar yaşadıklarını söyleyerek ne yapmaları gerektiğini danışıyorlardı. İlk defa eğitim alanındaki bir sivil toplum kuruluşundan talep gelmesi ileri bir vizyona sahip olunduğunun göstergesi. İhmal ve istismar konusu polise ya da her hangi bir şekilde kurbanlarla uğraşan kişilere ulaştığında artık çok geç oluyor. Kurban kişiyi tedavi etmek, kişiyle ilgili sistem kurmak zaten yapılan uygulamalar. Kurbanlarda ikincil travmalar olmaması için adli tıptaki birçok alanda sistem kuruluyor.” dedi.Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Biz Geleceğiz Projesi, birincil koruma çalışmasıdır”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bir patolojiyi veya travmayı düzeltmenin ayrı bir konu olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bunun için birincil, ikincil ve üçüncül korumalar var. Üçüncül koruma rehabilitasyondur. Olay meydana geldikten sonra kişi takip edilir ve rehabilite edilmeye çalışılır. En önemli ve aynı zamanda en kolayı birincil ve ikincil korumadır. Birincil korumada sağlıklı toplumu bilgilendirme faaliyet vardır. Kişileri bilgilendirerek, bilinçlendirerek ilerleme sağlanıyor. İkincil koruma da risk gruplarında yapılıyor. Aileden birisi varsa bir risk haritası çıkarılıp o gruplar üzerine çalışılıyor. Biraz daha farklı oluyor. ‘Yengeç Bireysel Rehabilitasyon Modelinde Biz Geleceğiz’ projesinin birincil koruma çalışması olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklardan sorumlu anne ve babaların, eğitimcilerin, psikoloji profesyonellerinin, ilahiyatçıların, muhtarların devreye girmesiyle güzel bir proje oldu.”Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Psikiyatrik hastalıkların temelinde çocukluk çağı travmaları var”
Bu projenin faydasının hemen görünemeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Birincil korumanın faydası sonradan ortaya çıkıyor. Hemen görülemeyen bir fayda ortaya çıkıyor. Çocuklarda birçok olaya hayır deme becerisi geliştiriyoruz, güvenli davranış çalıştırıyoruz, beyindeki özel alanlar çalışıyor. İleri yaşta görülen psikiyatrik hastalıkların çoğunda çocukluk çağı travmaları var. O travmaların da en önemlileri duygusal ihmal, fiziksel ve cinsel istismar olarak sıralanıyor. Genellikle anneler kimse tarafından duyulmasını istemediği ve çocuğu savunmadığı için, kişi kendisi de söyleyemediğinden dolayı bir travma oluşuyor ve devam ediyor.” diye konuştu.Psikiyatristlerin işini kolaylaştırmak gerektiğini de belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuklara karşı izinsiz yaklaşmayı önleyen önlemlerde bütün dünyada küresel olarak bir artış var. Batı ülkeleri tedbirler aldı. Örneğin yolda ilerlerken bir çocuk izin alınmadan sevilemiyor. Bizde sık yapılan hatalar var. İnsanlar tanımadıkları çocukların başını okşuyor, yanağını sıkıyor. Şikayet edilirse cinsel istismar suçu yöneltilebilir. Batıda çocuğa izinsiz yaklaşmak yasal olarak sınırlandırıldı. Bizde ise son zamanlarda bu durum görülmeye başladı.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailenin güçlendirilmesi birincil korumanın önemli parçasıdır”
Özgürlük ortamında pornografik ve erotik materyallerin ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD Yüksek Savcılar Kurulu’nun bu konuyla ilgili bir raporu var. O raporda, cinsel şiddet suçlarının içerisinde pornografik ve erotik materyallerin yaygın kullanılması ile sebep – sonuç ilişkilerinin var olduğunu ifade ediliyor. Anne ve babalar, çocukları evde güvenli internete girsin istiyor ama aslında çok güvensiz bir internet ortamı var. Çocuğa küçük yaşta dijital okuryazarlığı öğretmek gerekiyor. Çocuk 15 yaşına kadar doğruyu yanlışı bilmediği için rahatlıkla travmaya maruz kalıyor. Eğer evde huzur yoksa, çatışmalı bir aile ortamı var ise baskıcı bir aile ise, çocuk ile ebeveynler arasında diyalog olmuyorsa böyle durumlarda sorunlar çok daha fazla gelişiyor. Ailenin güçlendirilmesi, birincil korumanın önemli bir parçası. Aile içinde sağlıklı, yapıcı ve sıcak bir ilişki olursa çocuk olumsuz bir alana yönelse bile ebeveynler fark edebiliyor.”Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Cinsel istismarın yüzde 80’i birinci derece yakınlar tarafından uygulanıyor”
Cinsel istismarların yaklaşık yüzde 80’inin birinci derece yakınlar tarafından gerçekleştirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu noktada ebeveyn eğitimi çok önemli. Bir STK olarak TOGEMDER’in bu konuya sahip çıkması çok değerli. Bu tarz projelerin devam etmesini umuyoruz. Güzel bir proje yapmak değil sürdürülebilirlik önemli. Bu da gönüllülük esasına dayanıyor.” dedi.Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar: “Çocuklar, aileler, öğretmenler, muhtarlar ve din görevlilerinin bilgilendirilmesi hedeflendi”
Üsküdar Üniversitesi Tıp fakültesi’nden Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar, proje bilgilendirme sunumunda çocukların günümüzde hak ettikleri yaşama erişemediklerini, ihmal ve istismara maruz kaldıklarını belirterek bu durumun tüm dünyada kültürden kültüre farklılık gösterdiğini söyledi. Geleceğimiz olan çocukların istismardan korunabileceğini kaydeden Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar, “Bu amaçla yola çıktığımız Biz Geleceğiz başlıklı bu projede önemli kurumlar bir araya geldiler ve birlikte çalıştılar. TOGEMDER, Üsküdar Üniversitesi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İstanbul Valiliği ve İçişleri Bakanlığı bu projeyi uyumlu ve özverili çalışmayla oldukça hızlı bir çalışmayla hayata geçirdi. Çocukta, ailelerde, okullarda, öğretmenlerde, okul çalışanlarında, muhtarlar ve din görevlilerinde cinsel istismar farkındalığını artırma hedefiyle yaptığımız bu pilot çalışmada bir eğitim modeli hazırladık.” dedi.Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar: “435 öğrenciye ve velilerine eğitim verildi”
Proje danışmanlığını Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın hazırladığı bu projede 42 kişilik geniş bir uzman ekiple çalıştıklarını anlatan Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce Ümraniye ve Üsküdar’dan seçilen 13 pilot okulda 6-12 yaş arası 435 öğrenciye, bu öğrencilerin velilerine, sınıf öğretmenlerine, okul çalışanlarına cinsel istismar farkındalık ve önleme eğitimi verildi. 127 öğretmen eğitimlerden yararlandı. 232 veli, bir psikiyatrist ve bir adli bilimci tarafından verilen eğitimlere katıldı ve kendi sorularını bizlere iletme fırsatı buldu. Koruyucu ve önleyici kapsamda verilen cinsel istismar farkındalık ve önleme eğitimi ile çocuklarımız kişisel sınırlarını fark ettiler. Bedenlerini korumayı öğrendiler. Kendilerini incitecek davranışlara hayır diyebilmenin yollarını keşfettiler. Gerektiğinde yardım isteme becerisi kazandılar.” dedi. Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar, 6 aylık bu pliot çalışmada elde ettikleri deneyim, sahada çalışan psikolog ve rehber öğretmenlerden alınan geri dönüşlerle projenin yurt genelinde yaygınlaştırılmasının uzun vadeli hedefleri arasında yer aldığını söyledi.Gülşen Özer: “Projede çoklu kazanımlar elde ettik”
İstanbul İl Milli Eğitim Şube Müdürü Gülşen Özer, projeye katılanların gönüllü olarak bu projede yer aldıklarını belirterek emeği olan herkese teşekkür etti. Gülşen Özer, “Biz bu projede çoklu kazanım elde ettik. Hem öğrencilerimiz hem velilerimiz hem idarecilerimizden geri dönüşler olmak üzere. Çünkü biz bu eğitimleri hazırlama, öğrenci ve velilerimizle buluşturma sürecinde bildiğimizi sandığımız konuları da revize ederek ilerledik. Öğretmenlerimiz çocuktaki bazı işaretleri okumayı öğrenmiş oldu. Velilerimiz bazen gündeme getirmedikleri ya da konuşmaktan çekindikleri konuları güven duyduğu bizler aracılığıyla konuşulması, gündeme getirilmesi ve rehberlik edilmesinden dolayı son derece memnuniyet duyduklarını aktardılar. Bu açıdan da projenin sonuçları anlamlı derecede önemli ve altı çizilecek ölçüde faydalı oldu.” diye konuştu.TOGEMDER Başkanı Füsun Türken Uysal: “Bu çalışmalar bize bir referans noktası oluşturacaktır”
TOGEMDER Başkanı Füsun Türken Uysal, 2005 yılında Emine Erdoğan himayelerinde kurulan dernek olarak toplumun en önemli mihenk taşlarından olan aile ve çocuğa çok önem verdiklerini belirterek “Aileyi ve çocuğu hayata taşıyan sadece aile değil toplumdur. Bu toplumun da en önemli unsurlarından olan çocuklarımızın istismar ve tacizden önlemek adına yapılan bu çalışma bence çok kıymetli. Siz kıymetli katılımcılarımızın ve eğitimcilerimizin desteğiyle bu projenin devamının gelmesini ümit ediyorum. İnanıyorum ki bu çalışmalar bize bir referans noktası oluşturacaktır.” dedi. Uysal sahip olduğumuz değerlerin başında gelen aile ve çocuğa ne kadar sahip çıkılırsa ülkemizin en üsrt seviyeye çıkacağını kaydetti.İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı: “Altı aylık sürede önemli veriler elde edildi”
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, sağlıklı nesiller yetiştirmenin önemini vurgulayarak “Bu proje çok önemliydi. Başlık da çok güzel seçilmişti. Biz çocuklarımıza baktığımız zaman geleceğimizi görüyoruz. Birbiriyle özdeşleşen iki unsur onlar. Ne kadar sağlıklı nesiller yetiştirebilirsek, psikolojik olarak sağlam, bedenen güçlü, bilim ve kültürle oynanmış, bugünün ve geleceğin becerilerine sahip kuşaklar ve nesiller yetiştirirsek o oranda ülkemizin önü de açık olacak diye düşünüyorum.”dedi. Yazıcı çocuğun yetiştiği aile ve çevrenin ortak değerlere sahip olmasının da önemli olduğunu belirterek çocuğun istismarının önlenmesi ve farkındalığın oluşturulması açısından gerekli olduğunu kaydetti. Altı aylık sürede çıkan sonuçların önemli veriler sunduğunu ifade eden Levent Yazıcı, Üsküdar Üniversitesi başta olmak üzere paydaşlara teşekkür etti.Üsküdar Kaymakamı Demiryürek: “Çocuğun varlığı ve değeri aile içinde bilinmelidir”
Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ise 24 yıllık kamu yöneticisi olduğunu belirterek Üsküdar’da beşinci yılının olduğunu söyledi. Dmiryürek, “Sahada gördüğüm bir gerçek var. Cinsel istismar vakalarında özellikle adli boyuta geçen vakalarda yetişkinler ağırlıkla toplu taşıma vasıtalarında, kamuya açık alanlarda, ortak çalışılan mekanlarda istismara uğrarken çocuklar daha çok kapalı mekanlarda ve yakınlarından bu istismara maruz kalıyor. Burada çocuğun bilinçlendirilmesi, kendini ifade edebilir hale getirilmesi önem arz ediyor. Çocuğun aile içerisinde varlığının ve değerinin bilinmesi bu konudaki anahtar kavramlardan biridir diye düşünüyorum. Yine ailenin içinde bulunduğu ruh halinin sağlıklı olarak devam etmesi, aile parçalanmış olsa da ebeveynlerin birbiriyle olan münasebetlerin asgari saygı standartları çerçevesinde sürüdürebilmeleri çocuğun ruh sağlığı açıısından yine hayati önem arz ediyor.” dedi.Suçun önlenmesi, suçlunun yakalanmasında adli bilimler alanında Türkiye’de çalışmalarıyla bilinen Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy’un da katıldığı toplantı, toplu fotoğraf çekilmesiyle sona erdi.