Çocuğunuzu risk faktörlerine karşı hazırlayın!

Acıbadem Fulya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Akbıyık, özellikle madde bağımlılığının tedavisinde aile ile ergen genç arasında sağlıklı ve kesintisiz iletişimin en belirleyici etken olduğuna dikkat çekiyor.

Çocuğunuzu risk faktörlerine karşı hazırlayın!
09 Şubat 2019 - 02:06

İlk kural: Sağlıklı iletişim kurun

Ülkemizde 2018 yılında yapılan bir araştırma 15-34 yaş arasında ortalama her 3 kişiden 1’inin hayatında en az bir kez madde kullandığını gösteriyor. Yüksekliği nedeniyle düşündürücü olan bu oran, ergenlik çağındaki gençlerin madde ile temasının giderek daha da kolaylaştığı sonucunu da gözler önüne seriyor. Yalnızca madde değil, internet, oyun, alışveriş gibi davranışsal bağımlılıklarda da riskin arttığını ancak bunların tedavi edilebilir beyin hastalıkları olduğunu söyleyen Acıbadem Fulya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Akbıyık, özellikle madde bağımlılığının tedavisinde aile ile ergen genç arasında sağlıklı ve kesintisiz iletişimin en belirleyici etken olduğuna dikkat çekiyor.

“Çocuğunuzu risk faktörlerine hazırlayın”

Ergenlik dönemindeki bir gencin risklere karşı kendini koruyabilme becerisinin ilk olarak ailesi tarafından verilebileceğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Akbıyık, maddeyi ve bağımlılığı yok saymamanın ve bu konular hakkında konuşabilmenin gencin madde ile temas durumunda ‘hayır’ diyebilmesine önemli katkıda bulunacağını vurguluyor. Gençler; maddeye dair yaşadıkları sorunları ailesiyle konuşabileceğini, sorun büyümeden ailesinden yardım alabileceğine dair bilgileri, açık iletişim sayesinde alabilir. O nedenle açık iletişim çok önemli. Aksi durumda yanlış kişilere yönelmesi ve daha çok zarar görmesi olası hale geliyor.

“İletişimi asla koparmayın”

Ergenlik dönemi, gelişmekte olan bireyin merak duygusunun ve kendisini tanımlama isteğinin yüksek olduğu bir dönem. Son derece üretken ve doyuma yönelik olabilecek bu yüksek ruhsal enerji, risk alma davranışı ve akran grubu etkisiyle birleştiğinde ne yazık ki ‘zarar görmekten kaçınmama’ ile sonuçlanabiliyor.

Aile ile ergen birey arasında sağlıklı bir iletişimin her zaman önemli olduğunu, ancak bir madde bağımlılığı durumunda bunun üstesinden gelinmesi için en kritik etkenin iletişim olduğunu belirten Dr. Meral Akbıyık, erişkinlerce kısıtlanmaya cevap olarak, “yasağı bozma” çabasının ergen birey için ayrı bir motivasyon yaratarak madde ile teması kolaylaştırabildiğine vurgu yapıyor. Ailelerin gencin veya çocuğun mahremiyetine saygı duymaya özen göstermesi gerektiğini belirten Akbıyık, genci zorlamak ya da kendisinden habersiz olarak idrarını tahlile götürmek gibi davranışların olumsuz sonuç verdiğini belirtiyor. “Aileler bunun yerine kaygılarını gençle açıkça paylaşıp onunla iletişim kanallarını açık tutabilmeli, en uygun çözüm için onun hayatına ve özerkliğine saygı duyarken bir yandan da destek olmaya devam etmeli” diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Akbıyık, iletişim problemi yaşadığını hisseden aile bireylerinin bir psikolog ya da psikiyatristten yardım almasının hem sorunun ilerlemeden çözülmesini hem de tedavi sürecinikolaylaştıracağının altını çiziyor.

“Bağımlılığın tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu unutmayın”

Bağımlılığın tedavi edilebilir bir beyin hastalığı olduğuna ve kişiye özel ihtiyaçlar değerlendirilerek planlanan tedavilerin daha başarılı sonuçlar verdiğine dikkat çeken Akbıyık hem bağımlılığa neden olan hem de bağımlılığı sürdüren duygusal faktörlerin mutlaka ele alınarak bireysel psikoterapi sürecine dahil edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Bu belirtiler sizi düşündürmeli

Ergenlik dönemindeki bir gencin madde ile temas etmesinin normal hayatına yansıyan bazı belirtileri beraberinde getirdiğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Akbıyık, aileleri aşağıdaki durumların gözlenmesi durumunda çocuklarıyla uygun biçimde iletişim kurmaları ve vakit geçirmeden bir uzmanla görüşmeleri yönünde uyarıyor:

  • Gencin rutin hayatında olağandışı farklılıklar ortaya çıkması
  • Arkadaş çevresi değişimi
  • Daha fazla yalnız kalmak istemesi
  • Uyku düzeninin bozulması, okul başarısının düşmesi
  • Harcadığı paranın artması ya da parasını temel ihtiyaçlarına harcamaması
  • Yakınındakiler tarafından gözlemlenebilecek şekilde konuşma biçiminin bozulması
  • Ruh halinde dengesizlikler olması ya da “sarhoş gibi” hallerine tanıklık edilmesi
  • Odasında ya da diğer kullanım alanlarında kuru ot parçaları, tozlar veya haplar bulunması

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
İzmir Milletvekili Ösen'den Ticaret Bakanlığı'nın Bütçesine Eleştiri
İzmir Milletvekili Ösen'den Ticaret Bakanlığı'nın Bütçesine...
Tarihi Kentler Birliği Toplantısı: 800 Katılımcı Marmaris'te Bir Araya Gelecek
Tarihi Kentler Birliği Toplantısı: 800 Katılımcı Marmaris'te...