Kayseri OSB'yi geleceğe taşıyacak 10 parametre
Ortak Akıl Toplantıları son durağı Kayseri Organize Sanayi Bölgesi oldu. Turkishtime ve Halkbank ortaklığıyla düzenlenen toplantının moderatörlüğünü Prof. Dr. Emre Alkin üstlendi. İhracatı odak noktasına alan Kayseri OSB, küresel gelişmeleri yakından takip ediyor.
Turkishtime ve Halkbank işbirliğiyle organize sanayi bölgelerinde gerçekleştirilen “Ortak Akıl Toplantıları”nın 14’üncüsü Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde (Kayseri OSB) yapıldı. Prof. Dr. Emre Alkin’in moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda, Kayserili sanayiciler ile birlikte Kayseri OSB'nin avantaj ve dezavantajları tartışılırken, alınması gereken önlemler ile devletten beklentiler de ortaya kondu.
OSB Ortak Akıl Toplantısı'na; Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve toplantı moderatörü Prof. Dr. Emre Alkin, Halkbank Kobi Pazarlama-2 Daire Başkanı Özer Torgal, Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, Evin AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Sümerli, Everest Çelik Kapı Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Irmak, KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, Merkez Çelik Sanayi Genel Müdürü Mehmet Ali Yörük, Emek Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kabak, Kayseri Mimarsinan OSB Yönetim Kurulu Başkanı ve Feza Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Karabulut, İpek Grup Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Arslan, Orhan Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Seyhan Arifoğlu, Kayseri OSB Başkan Vekili Süleyman Sarptaş, Andaç Mobilya Kanepe Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Andaç, Madeni Eşya İmalat Sanayi Fabrika Müdürü Yaşar Erendemir, Öztur Mobilya Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Dur, Tura Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Turan ve Turkishtime Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Özkan katıldı.
Kayseri OSB’nin en temel hedefi ihracat
Kayseri OSB; 55 MWp kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali, Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi, Endüstriyel Tasarım Merkezi, Dış Ticaret İstihbarat Merkezi, Özel Kayseri OSB Teknik Koleji, modern itfaiye teşkilatı, çeşitli sektörlerdeki kümelenme çalışmaları, her bakımdan tamamlanmış alt yapısı, üniversite - sanayi işbirliği, Ar-Ge, Ur-Ge ve benzeri konularda düzenlenmekte olan eğitim, seminer ve çalıştaylarının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle değişimi yönetebilen bir cazibe merkezi, bir yatırım ve üretim üssü haline gelmiş durumda.
Kayseri OSB yönetimi, “proje bazlı” hareket etmeyi temel ilke olarak kabul etti. Bu ilkeden yola çıkılarak bir stratejik plan oluşturuldu ve tüm bölge sanayicilerine dağıtıldı. Stratejik plan içindeki en önemli unsurlardan biri de ihracattı. İhracatla ilgili kurulan dış ticaret merkezinde şimdilerde ciddi başarı hikayeleri yazılıyor. Türkiye Ticaret Merkezi’nin kurulmasına yönelik çalışmalar ise tamamlanmak üzere.
2023 Türkiye vizyonunda belirlenen 500 milyar dolar ihracatın gerçekleşmesi için katkıda bulunmak, hükümetin ekonomik reform odaklı yatırım hamlelerine, demokratikleşme, güven, istikrar ve ekonomik refahın sağlanması için atmış olduğu adımlara destek sağlamak da Kayseri OSB’nin ana hedefleri arasında yer alıyor.
Kayseri OSB’yi geleceğe taşıyacak 10 parametre
Toplantıda, hızla değişen küresel rekabet koşullarında Kayseri OSB’nin gelecekte de gücünü koruyabilmesi ve potansiyellerini ortaya koyabilmesi için bölge sanayicilerinin katılımlarıyla aşağıdaki 10 parametrede görüş birliğine varıldı.
1. TOKİ desteğine ihtiyaç var
Bir fabrika için yatırım yapılırken, hazırlanma safhasında harcanan paralar makine parkına yapılan harcamalarda zafiyet meydana getiriyor. TOKİ ve Emlak Konut yaptığı konutları vatandaşlara uzun vadeli ödemelerle devrediyor. Bu kurumlar OSB’lerde de fabrika binaları inşa edebilir ve daha sonra da uygun bulduğu firmalara bu binaları uygun ödeme koşullarıyla devredebilir.
2. Türk İhraç Ürünleri Fuarı düzenlenmeli
Sanayide iş bir ürünü imal etmekle bitmiyor, bunları satamadıktan sonra üretimin bir önemi kalmıyor. Mevcut durumda sanayici ürününü adeta çantasına koyarak beraberinde yurtdışına götürüyor ve pazarlama yoluyla satabiliyor ya da yurtdışındaki çeşitli fuarlara katılmak suretiyle satış yapabiliyor. Oysa bu ürünleri öncelikle Türkiye’de iyi bir şekilde teşhir edip, müşterilere anlatabilmek en doğrusu. “Türk İhraç Ürünleri” başlığı altında bir organizasyon ve fuar alanı oluşturulduğunda ciddi başarılar elde edilecek.
3. Meslek liseleri OSB’lere devredilsin
Milli Eğitime ait meslek liseleri verimli çalıştırılamıyor. Yıllarca OSB’ler meslek liseleri yaptı ve Milli Eğitime devretti. Ancak bu okullardan istenen sonuçların alınamadığı görülünce OSB’ler okullarını geri alma çabasına girdi. Öğrenci sayısının da hızla düştüğü bu okullar günümüzde artık kaynak israfına yol açan bir konumdalar. Milli Eğitim, meslek liselerine yeni yatırım yapmak yerine bu okulları OSB’lere devretsin, gerekiyorsa da kiralasın. OSB’ler bunun kira bedelini ödeyebilecek güçteler.
4. Ortaklık kültürü geliştirilmeli
İçinde bulunduğumuz süreçte tüm Türkiye’de sermaye sıkıntısı var. Özellikle kriz dönemlerinde finansman çok önemli. Bu sorunun çözümünde ortaklık kültürünün geliştirilmesi önemli bir rol oynayabilir. Yatırımcıların birlikte hareket edebilmeyi başarabilmesi lazım. Bu bire bir ortaklık da olabilir, güç birliği şeklinde iş yapma da olabilir. Birinin sermayesi, diğerinin makinesi, ötekinin çalışanı gibi… Bu konuda yapılacak özendirici düzenlemeler, verimli çalışmalara yol açacak.
5. Enerjide KDV oranları yüzde 1’e düşürülmeli
Enerji fiyatları son bir yılda yaklaşık yüzde 80 oranında arttı. Fiyatlar indirilemiyorsa doğalgaz ve elektrikte KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi önemli bir rahatlama sağlayacak. Üstelik böyle bir düzenlemenin Maliye ya da Gelir İdaresi ile bir ilgisi de bulunmayacak. Çünkü KDV bir indirim unsuru ve neticede firmalar bir ya da maksimum iki ay sonra bu bedelleri zaten mahsuplaşıyor. Dolayısıyla böyle bir düzenleme Hazinenin gelir-gider dengesini bozucu bir etki de yaratmayacak.
6. Sanayi envanteri çıkarılmalı
Türkiye’de sanayi envanterinin çıkarılması gerekiyor. Çünkü ölçülemeyen bir alan yönetilemez. Bugün TÜİK’in elinde bile Türkiye’nin hangi bölgesinde sanayi ve tarımda ne gibi potansiyeller olduğuna dair bir bilgi yok. Bu envanteri ancak devlet hazırlayabilir. Çünkü dünyada bir rakamın istatistik olarak kabul edilmesi için devletler tarafından seçilmiş dört farklı organizasyondan, yani Merkez Bankası, Planlama Teşkilatı, İstatistik Enstitüsü ve Hazineden geçmesi gerekiyor. Sanayi envanteri, Türkiye’nin önünü görmesini sağlayacak.
7. Eximbank kredileri hesaba döviz cinsinden geçsin
Eximbank kredileri ihracatçının hesaplarına hala TL olarak geçiyor. Oysa finans piyasalarındaki hareketliliğin çok olduğu günlerde yüzde 3’e kadar varan kur hareketleri yaşanabiliyor. Bu da sanayici için ciddi bir kayıp anlamına gelebiliyor. Bu krediler zaten yıllık yüzde 1-1,5’lerden kullanılırken, günlük kur hareketlerinden de yüzde 2-3 kayıp yaşanırsa bu desteğin bir anlamı kalmıyor. İhracatçının beklentisi, bu kredilerin hesaplara artık döviz olarak geçmesi yönünde.
8. Kayserili ihracatçının derdi lojistik
Kayseri, coğrafi olarak Mersin limanına yakın. Dolayısıyla ihraç mallar çoğunlukla bu liman üzerinden gönderiliyor. Ancak bu durum Kayseri için önemli bir dezavantaj oluşturuyor. Çünkü maliyetler çok yüksek. Kayseri’den Mersin limanına 40’lık konteyner katkı ücretleri de eklendiğinde 750 dolara gönderiliyor. Ama aynı konteyner Mersin’den Dubai ya da Kazablanka’ya 500 dolara, Hamburg’a ise 320 dolara, gönderiliyor. Kayserili sanayici bu soruna acil çözüm getirilmesini istiyor.
9. DAB belgelerinde muafiyet kapsamı genişletilmeli
Türk Parasını Koruma Kanunu çerçevesinde ihracatçı açısından DAB belgesi düzenleme zorunluluğu var. Kayseri, ihracatının büyük bir kısmını, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yapıyor. Bu coğrafyalarda bankacılık sistemi işlemediği için ihracat bedelleri döviz büroları üzerinden alınabiliyor. Ancak bu işleyişte de o ülkelerdeki kültürel yapılardan kaynaklanan birçok sorun yaşanıyor ve sonuçta ihracat beyannameleri kapanamıyor, DAB belgeleri de düzenlenememiş oluyor. Sorunun çözümü, muafiyet kapsamına alınan ülkelerin artırılmasıyla mümkün.
10. İstihdam politikaları iyileştirilmeli
Asgari ücret teşvik uygulamalarında sanayici eğer 500’den fazla insan çalıştırıyorsa 101 lira, 500’den az insan çalıştırıyorsa 152 lira destek alıyor. Bu uygulama, çok insan çalıştıran firmaları adeta cezalandırır nitelikte. İşsizliğin son yıllarda ciddi oranlarda yükseldiği bir ülkemizde böyle bir uygulama, istihdam anlamında ekonominin geleceği açısından sıkıntı yaratabilir. İstihdamı artıran ve destekleyen düzenlemeler yapılması gerekiyor.