Depresyon deyip geçmeyin! Depresyon ile ilgili bilinmesi gerekenler...
Psikoİzmir Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nin kurucusu, Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Belgin Kanat, Gazeteci Ersoy Toptaş’ın hazırlayıp sunduğu ’20 Dakikada Sağlık Bülteni’ isimli programa konuk oldu.
Psikoİzmir Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nin kurucusu, Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Belgin Kanat, Gazeteci Ersoy Toptaş’ın hazırlayıp sunduğu ’20 Dakikada Sağlık Bülteni’ isimli programa konuk oldu. MahalliGündem.com Genel Yayın Yönetmeni Hasan Eser’in de katıldığı programda, kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Uzman Psikolog Belgin Kanat, depresyon ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı.
DÜNYADA 300 MİLYON DEPRESYON HASTASI VAR!
Depresyon rahatsızlığının günümüzden 2400 yıl önce Hipokrat tarafından ‘Melankoli’ adıyla tanımlandığının ve insanlığın bilinen en eski psikolojik hastalıklarından biri olduğunun altını çizen Uzman Psikolog Belgin Kanat, “2400 yıl öncesinde bile birileri tarafından fark edilmiş ve kağıda dökülmüş bir rahatsızlıktan bahsediyoruz. Yapılan araştırmalara göre de günümüz dünyasında yaklaşık 300 milyon kişi bu rahatsızlıktan mustariptir” diyerek, depresyonun toplumda çok yaygın ve sıklıkla görülen bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
RUH SAĞLIĞININ GRİBİ: DEPRESYON
Depresyonu “ruh sağlığının gribi” olarak tanımlayan Uzman Psikolog Belgin Kanat, “Tabii unutulmamalıdır ki fizyolojik rahatsızlıkları değerlendirir iken ‘grip’ küçük bir rahatsızlık olarak görülebilir ancak gribin de bazen öldürücü olduğu unutulmamalıdır!” diye konuştu. Ruh sağlığının fizyolojik rahatsızlıklar kadar önemsenmediğini belirten Uzman Psikolog Belgin Kanat, beden sağlığı ile ruh sağlığının bir bütün olduğunu söyledi ve ekledi: “Ruh ve beden sağlığı ayrılmaz iki parçadır. Bir tanesi çok iyi giderken bir diğerinin çok kötü gitme ihtimali yoktur.”
HÜZÜNLÜ HİSSEDEN İNSAN DEPRESYONDA MIDIR?
Üzüntü ile depresyonun birbirine karıştırılmaması gerektiğine işaret eden Uzman Psikolog Kanat, “Hüzün depresyon değildir. ‘Hüzünlü hisseden insan depresyondadır’ diyemeyiz! Hüzün ve depresyon bambaşka iki şeydir. Hüzün, depresyonda ortaya çıkabilecek bir ruh halidir. Depresyonun bazı kritik belirtileri vardır: Kişinin geçmişte yaşadığı ve ona keyif veren aktivitelerden uzaklaşmıştır, hiçbir şeyden keyif almıyordur ve hayata küsmüştür. Kişi sosyal ilişkilerini koparmıştır, hiç kimseye tahammülü yoktur, çok küçük şeylere bile alınır hale gelmiştir. Üzerinde çökkünlük vardır, yatağından çıkmak istemiyordur. Özetle, hayattaki işlevini kaybetmiştir ya da kaybetmek üzeredir. Ayrıca uyku ve iştah düzeyindeki belirtiler de önemlidir. Depresyondaki bir insan ya çok uyur ya da bölük pörçük uyuyordur, uykuya dalmakta zorlanıyordur. Bunun yanı sıra da yeme düzenindeki bozukluklar söz konusudur: İştahı çok açılmıştır veya canı hiçbir yemek istemez; ağzında kötü bir tat oluşabilir, yediği hiçbir şeyden hoşlanmaz. Örneklediğimiz bu belirtilerin en az iki tanesinin ortaya çıkmasıyla birlikte, belirtiler iki haftadır da devam ediyorsa ‘depresyon’ tanısı için yeterli diyebiliriz ama kesin tanı için de kişinin bir uzman tarafından gözlem altına alınması gerekir” diyerek, depresyonun tedavi sürecinde üstlendikleri sorumluğunun önemine değindi.
DEPRSYON TEDAVİ EDİLMEZSE…
Depresyonun kendi kendine düzelebilecek bir rahatsızlık olmadığına dikkat çeken Uzman Psikolog Kanat, “Ne yazık ki depresyonu hafife alan, küçümseyen veya hiç dikkate almayan insanlar da var. Tabii kişinin çevresindeki insanlar da burada önemli bir rol oynuyor. Depresyonda olan birine ‘İyisin, hiçbir şeyin yok, birkaç güne bir şeyciğin kalmaz’ şeklinde telkinde bulunanlar olabiliyor. Halbuki depresyon çok ciddi bir rahatsızlıktır. Tedavisi mümkündür ama zamanında tedavi edilmeyen depresyon daha da ileriye gidebilir. ‘Majör depresif bozukluk’ dediğimiz klinik seviyede patolojik seviyeye gelebilir. Dahası, yatılı tedaviye mecbur kalınabilir” diyerek, depresyonun asla ihmale gelmeyecek bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
SÜREKLİ GEÇMİŞE TAKILI KALMAK…
Endişe ve depresyon arasındaki ilişkiye de değinen Uzman Psikolog Belgin Kanat, “Zihinsel Ruminasyon dediğimiz bir terim vardır. Ruminasyon, tekrarlayıcı düşünmeyi tanımlar. Geçmişte yaşanılan olayların sebep ve sonuçlarının tekrar tekrar düşünülmesidir. Sürekli bir zihinsel meşguliyet durumu söz konusudur. Deyim yerindeyse, bu durum sürekli aynı düşünceleri tekrarlayan kişinin o düşünce kazanında boğulması durumudur. Depresyonda olan bir kişi hiçbir şey düşünmek istemez. Zihninde olan her şeyi silip atmak ister hafızasından ama diğer taraftan da sürekli aynı şeyleri düşünmeye meyillidir. Bu düşünceler de genelde olumsuz düşüncelerdir. Sürekli bir geçmişe eğilim söz konusudur: Pişmanlıklar, yapılan hatalar, gerçekleşmeyen hedefler… Ve kişi genelde şöyle düşünür: ‘Geçmişte böyle ise gelecekte de böyle olur…’ Hal böyle olunca da kaygılar ortaya çıkar. Yani geçmişe takılı kalıp geleceğini karanlık gören kişi için ortaya çıkan bu durum depresyona da zemin hazırlar.”
PANDEMİDE ORTAYA ÇIKAN “KAYGI” SORUNU KALICI OLUR MU?
2019 yılının Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisinin toplum sağlığına olan etkisine ve sonuçlarına da değinen Uzman Psikolog Belgin Kanat, şöyle konuştu: “Dünya üzerinde yaşayan tüm insanların yaşadığı ortak bir duygu var: kaygı! Kaygının ortaya çıkış sebebi, yani altında yatan etken de belirsizliktir, önünü görememektir. Elimizde küçük bir el feneri olsa ve birkaç adım sonra neler olabileceğini görebilsek, kendimizi daha rahat hissedebilirdik. Tıpkı sisle kaplı bir yolda otomobil sürüyormuşuz gibi, son derece temkinli hareket ediyoruz. Diyelim ki aynı asansörde bulunduğumuz herhangi birinin boğazında basit bir gıcık var ve bu sebepten dolayı da öksürme ihtiyacı hissetti. Hemen ilk aklımıza gelen şu oluyor: ‘acaba pozitif mi?’ Dolayısıyla son iki yıldır yoğun kaygılar yaşıyoruz. Elbette hepimiz etkilendik ancak yoğun kaygılar kimimizde kalıcı hale geldi. Ne ki yaşanan zor sürecin psikolojiyi etkilememesi de beklenmez bir durum olurdu.”
“DÜNYANIN EN KARMAŞIK CANLILARI İNSANLARDIR”
Özellikle de son dönemde ortaya çıkan depresyon rahatsızlıklarının ortaya çıkış nedenini sadece ‘pandemi ve kaygı’ özelinde açıklamanın doğru olmadığını anlatan Psikolog Kanat, “Kaygı, depresyonun ortaya çıkış sebeplerinden biridir, tetikleyicidir. İnsan ruh sağlığının düzeni karmaşıktır. Zaten dünya üzerinde bulunan canlıların en karmaşık olanı da insanlardır. Bunun içindir ki insan psikolojisine yönelik sorunların ortaya çıktığı durumlarda tek bir neden aramak, genelde çözüm getirmez. Pek çok nedeni vardır ki yaşadığımız pandemi süreci de o nedenlerden sadece biridir.”
PANDEMİNİN ÇOCUKLAR VE GENÇLER ÜZERİNDE BIRAKTIĞI TAHRİBAT…
Pandeminin çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Uzman Psikolog Kanat, “Şu an her ne kadar aşıyı bulsak da televizyonda haberleri açtığımızda her gün vefat sayılarını görüyor ve sürekli bu gerçekle yüzleşiyoruz. Aslında konuya bir duyarsızlaşma yaklaşımı da yok değil. Fakat her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da pandeminin etkileri devam ediyor. Bunun içindir ki çocuklarımızı içinde bulunduğumuz durumun içinden öyle tek bir hamlede çekip alamayız ve pandemiyi hayatımızdan tamamen çıkarsak da yaşanılan sürecin etkisi bir süre daha devam edecektir. Hepimizin yaşamında keşkeler vardır ama bu keşkeler genelde kontrol edilebilir keşkelerdir: Keşke şu okula gitseydim, keşke daha çok çalışaydım gibi… Ancak içinde bulunduğumuz dönemin gençlerin gelecekte ‘keşke’ diyebilme lüksleri olmayacak, çünkü onlar ellerinde olmayan bu süreci yaşamak zorunda kaldılar. Hayatta bir kontrol edebildiklerimiz bir de kontrol edemediklerimiz var. Bizler, kontrol edebildiklerimiz üzerinden kendi alanımızı çizer, seçimlerimizi yapar ve kendi değer yargılarımızla hayatımıza devam ederiz ama pandemi gençliğinin bunu yapma fırsatı ile olmadı. Bu nedenledir ki o seçim eksikliğini telafi etmeleri ne yazık ki güç olacaktır” diyerek, pandeminin gençler ve çocukların psikolojisi üzerinde ciddi tahribatlar oluşturabileceğini söyledi.
GÜLSEREN BUDAYICIOĞLU BİZİM GURURUMUZDUR
Programda, ünlü Psikiyatr ve Yazar Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarından uyarlanarak çekilen Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız ve Kırmızı Oda gibi TV dizilerini de değerlendiren Uzman Psikolog Belgin Kanat, bu tür dizilerin toplumdaki bazı ön yargı ve kalıp yargıların ortadan kalkmasında önemli bir misyon üstlendiğini söyledi. Budayıcıoğlu’nun izinden gittiğini söyleyen Kanat, “Gülseren Budayıcıoğlu hocamız ülkemiz için çok kıymetli bir isimdir. Bizi, dünyada temsil eden biridir. Bizim büyük bir gurur kaynağımızdır. Yıllardır kitaplarını takip ediyorum. Bir ruh sağlığı uzmanı olarak, benim de kendisinin izinden gittiğim çok nokta olmuştur” diyerek, Gülseren Budayıcıoğlu’na övgüler yağdırdı.