Egeli hekim sağlığına fonksiyonel tıpla kavuştu
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Kıyan, 2011 yılında başlayan ve bir türlü tam olarak tedavi olmadığı hastalıklarının üstesinden fonksiyonel tıp ile geldi.
19 Ağustos 2020 - 09:23
İZMİR (Ege Ajans)- Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Kıyan, 2011 yılında başlayan ve bir türlü tam olarak tedavi olmadığı hastalıklarının üstesinden fonksiyonel tıp ile geldi. Bilim temelli bir yaklaşım olan fonksiyonel tıp eğitimi aldıktan sonra obezite, şeker, artrit atakları, astım, gut ve depresyon gibi şikayetlerinden kurtulduğunu söyleyen Prof. Dr. Kıyan, yaklaşık 6 aylık kişiselleştirilmiş tedaviyle kalıcı olarak sağlığına kavuştuğunu söyledi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve acil serviste her gün onlarca hastanın yaşamına dokunan Prof. Dr. Selahattin Kıyan, 2011 yılında sağlık sorunları yaşamaya başladı. El bileğinde şişme ile başlayan şikayetleri zamanla daha da ilerledi. Tedavi olup sağlığına kavuşmak isteyen Prof. Dr. Kıyan’a süreç boyunca, obezite, şeker, artrit atakları, astım, gut ve depresyon gibi tanılar kondu. Uzun yıllar hekim olarak görev yapan bir çok tıp öğrencisi yetiştiren Prof. Dr. Kıyan, zorlu süreçte bir türlü tedavi olamadı.
FONKSİYONEL TIP HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Günden güne daha şiddetli sağlık sorunları yaşamaya başlayan Prof. Dr. Kıyan’ın hayatı fonksiyonel tıp ile tanışmasının ardından değişmeye başladı. Kendini tedavi edebilmek için bilim temelli bir yaklaşım olan fonksiyonel tıpla ilgili akademik çalışmalar yaptığını söyleyen Prof. Dr. Kıyan, hastalıklarının altında yatan temel nedenleri araştırmaya başladı. Bir taraftan ihtiyacı olan modern tedaviyi uygularken diğer taraftan hastalıklarının kökenine indiğini dile getiren Prof. Dr. Kıyan, “Fonksiyonel tıpla tanışıp eğitimlerini aldıktan sonra kendi rahatsızlığımın teşhisini koydum. Nedeni ortaya koydum ve fonksiyonel tıpla bu rahatsızlıklarımı yaklaşık 6 ay içinde tedavi ettim. Bunların içinde en ağırı artitlerdi, şeker hastalığı ortaya çıkmıştı, kan yağlarım yüksekti ve ciddi karaciğer yağlanması mevcuttu. Fonksiyonel tıp disipliniyle hepsini tedavi ettim” dedi.
“21. YY. HASTALIKLARINDAN KURTULMANIN ADIDIR”
Fonksiyonel tıbbın güncel tıptan çok da farklı olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Kıyan, “Fonksiyonel tıp bizim yıllarca tıp fakültesinde, fizyoloji, anatomi ve patoloji gibi derslerde öğrendiğimiz bilgilerin bugüne uygulanmasıdır. Aslında bir durup geriye bakma sanatıdır. Acaba hasta neden bu halde ve nasıl bu hale geldi? Bu hastalığa neden olan şeyleri nasıl ortadan kaldırabiliriz? Hastanın gündelik hayatını nasıl düzenleyebiliriz? Sorularına yanıt arayan bir disiplindir. 21. Yüzyılın ve insanların hastalıklardan kurtulmasının adıdır fonksiyonel tıp” diye konuştu.
“İNSANIN İYİLEŞME MUCİZESİNİ ORTAYA ÇIKARTAN BİR BİLİM ALANI”
Fonksiyonel tıpta, her bireyin genetik, biyokimyasal ve yaşam tarzı faktörlerinin ayrıntılı bir şekilde araştırıldığını ve bu bulgularla kişiye özel tedavilerin planlandığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kıyan, “Hastanın DNA hasarı var mı? Vücudun toksik yükü nedir? Hastanın glüten hassasiyeti var mı? Bunları güncel tıbbın tırnak içinde normal sınırlarında dediği sınırlara göre değil, fonksiyonel tıpta belirlenen biraz daha üst sınırlara göre değerlendiriliyor. Fonksiyonel tıpta önemli silahlardan biri de eliminasyon diyeti, vücudumuza daha önce zarar vermeyen ancak yıllar içinde hastalıkların stres ve toksik maddelerle artık zararlı hale gelmiş besinler hastanın diyetinden elimine ediliyor. Daha sonra üçer günlük arayla yumurta, süt, süt ürünleri, mısır, arpa, buğday, çavdar, mısır gibi glüten içeren ürünler, soya, kabuklu deniz ürünleri, gibi alerji yapabilen besin hastaya yükleniyor ve hastada oluşacak semptomlar gözlemleniyor. Eliminasyon sayesinde, yiyeceklerle hastanın uyumu hastaya öğretiliyor. Buradaki amaç bozulmuş olan bağırsakların kendisini tamir edebilme şansını bağırsaklara tanımak. Fonksiyonel tıp insanın iyileşme mucizesini ortaya çıkartan bir bilim alanıdır, aslında hepimiz kendi kendimizi tedavi edebilecek bir vücuda sahibiz” dedi. Sağlığına kavuşan Prof. Dr. Kıyan ilerleyen süreçlerde fonksiyonel tıpla ilgili Ege Üniversitesi çatısı altında akademik çalışmalar da yürüteceğini söyledi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve acil serviste her gün onlarca hastanın yaşamına dokunan Prof. Dr. Selahattin Kıyan, 2011 yılında sağlık sorunları yaşamaya başladı. El bileğinde şişme ile başlayan şikayetleri zamanla daha da ilerledi. Tedavi olup sağlığına kavuşmak isteyen Prof. Dr. Kıyan’a süreç boyunca, obezite, şeker, artrit atakları, astım, gut ve depresyon gibi tanılar kondu. Uzun yıllar hekim olarak görev yapan bir çok tıp öğrencisi yetiştiren Prof. Dr. Kıyan, zorlu süreçte bir türlü tedavi olamadı.
FONKSİYONEL TIP HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Günden güne daha şiddetli sağlık sorunları yaşamaya başlayan Prof. Dr. Kıyan’ın hayatı fonksiyonel tıp ile tanışmasının ardından değişmeye başladı. Kendini tedavi edebilmek için bilim temelli bir yaklaşım olan fonksiyonel tıpla ilgili akademik çalışmalar yaptığını söyleyen Prof. Dr. Kıyan, hastalıklarının altında yatan temel nedenleri araştırmaya başladı. Bir taraftan ihtiyacı olan modern tedaviyi uygularken diğer taraftan hastalıklarının kökenine indiğini dile getiren Prof. Dr. Kıyan, “Fonksiyonel tıpla tanışıp eğitimlerini aldıktan sonra kendi rahatsızlığımın teşhisini koydum. Nedeni ortaya koydum ve fonksiyonel tıpla bu rahatsızlıklarımı yaklaşık 6 ay içinde tedavi ettim. Bunların içinde en ağırı artitlerdi, şeker hastalığı ortaya çıkmıştı, kan yağlarım yüksekti ve ciddi karaciğer yağlanması mevcuttu. Fonksiyonel tıp disipliniyle hepsini tedavi ettim” dedi.
“21. YY. HASTALIKLARINDAN KURTULMANIN ADIDIR”
Fonksiyonel tıbbın güncel tıptan çok da farklı olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Kıyan, “Fonksiyonel tıp bizim yıllarca tıp fakültesinde, fizyoloji, anatomi ve patoloji gibi derslerde öğrendiğimiz bilgilerin bugüne uygulanmasıdır. Aslında bir durup geriye bakma sanatıdır. Acaba hasta neden bu halde ve nasıl bu hale geldi? Bu hastalığa neden olan şeyleri nasıl ortadan kaldırabiliriz? Hastanın gündelik hayatını nasıl düzenleyebiliriz? Sorularına yanıt arayan bir disiplindir. 21. Yüzyılın ve insanların hastalıklardan kurtulmasının adıdır fonksiyonel tıp” diye konuştu.
“İNSANIN İYİLEŞME MUCİZESİNİ ORTAYA ÇIKARTAN BİR BİLİM ALANI”
Fonksiyonel tıpta, her bireyin genetik, biyokimyasal ve yaşam tarzı faktörlerinin ayrıntılı bir şekilde araştırıldığını ve bu bulgularla kişiye özel tedavilerin planlandığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kıyan, “Hastanın DNA hasarı var mı? Vücudun toksik yükü nedir? Hastanın glüten hassasiyeti var mı? Bunları güncel tıbbın tırnak içinde normal sınırlarında dediği sınırlara göre değil, fonksiyonel tıpta belirlenen biraz daha üst sınırlara göre değerlendiriliyor. Fonksiyonel tıpta önemli silahlardan biri de eliminasyon diyeti, vücudumuza daha önce zarar vermeyen ancak yıllar içinde hastalıkların stres ve toksik maddelerle artık zararlı hale gelmiş besinler hastanın diyetinden elimine ediliyor. Daha sonra üçer günlük arayla yumurta, süt, süt ürünleri, mısır, arpa, buğday, çavdar, mısır gibi glüten içeren ürünler, soya, kabuklu deniz ürünleri, gibi alerji yapabilen besin hastaya yükleniyor ve hastada oluşacak semptomlar gözlemleniyor. Eliminasyon sayesinde, yiyeceklerle hastanın uyumu hastaya öğretiliyor. Buradaki amaç bozulmuş olan bağırsakların kendisini tamir edebilme şansını bağırsaklara tanımak. Fonksiyonel tıp insanın iyileşme mucizesini ortaya çıkartan bir bilim alanıdır, aslında hepimiz kendi kendimizi tedavi edebilecek bir vücuda sahibiz” dedi. Sağlığına kavuşan Prof. Dr. Kıyan ilerleyen süreçlerde fonksiyonel tıpla ilgili Ege Üniversitesi çatısı altında akademik çalışmalar da yürüteceğini söyledi.
