Foça'nın Sesini Yazıya Döken Sebahattin Karaca: Bir Kitabın Hikayesi
Gazeteci Seyfi Gül, Sebahattin Karaca'nın Foça ve Foçalılar üzerine yazdığı kitabı için bir önsöz kaleme aldı. Gül, Karaca'nın eserinin Foça'nın tarihi ve kültürel değerlerini gözler önüne serdiğini belirterek, bu kitabın hem Foçalılar hem de genel okuyucular için önemli bir kaynak sunduğunu vurguladı. Sebahattin Karaca’nın yıllardır biriktirdiği hikayeler ve belgelerle oluşturduğu bu eser, Foça'nın geçmişine dair pek çok bilinmeyeni gün yüzüne çıkarıyor.
19 Şubat 2025 - 16:27
Seyfi Gül’ün "KALBİ EGE(Lİ)DE KENDİ FOÇADA KALDI" başlığı altında kaleme aldığı yazı şöyle:
Genlerinde doğunun zirvelerinin yalçın derinlikleri var. Orta Anadolu'nun aşıklarından ozanlarından karışanı var. Bilgelerin merhametini sunar tüm canlara.
Oturup geçmiş sıkıntıların öcünü alırcasına, dünyanın keyfini sürmek varken beklentisiz bir sürü çabayla geceyi gündüze karıştırır.
Kalbim Ege'de Ceketim Foça'da kaldı derken eksik söyler. Öyle eksik ki Ege'nin içinde bir Egeli Ceketin içinde koca bir Sebahattin Karaca'nın söylenmemişligi hemen hissedilir. Ama onun dünyanın her yerinden sırdaşları gönül dostları anlatmak istediklerini iyi bilir.
Ankara'da öğrencilikle başlayan, duayenlik mertebesinde dolanan bir turizmcidir. Turizm yolunda sürüklendiği kentlerin bir Egeli ile Foça'da sabitlendiğini de anlatır kitabının adı.
Çok yazmış geç kalmış bir kitap denilebilir. Her şey uzun zaman önceden hazır olduğu halde vazgeçemediği ince eleyip sık dokumacılığından beklemiştir.
Bir iki nesil sonra unutulup gidecek pek çok kişi ve hikâyenin peşinden koşmuştur. Sesli ve yazılı kayıtlar almış, bazılarını olduğu gibi ama bazılarını hikayeciliği ile kaynaştırarak olmasını istediği gibi öyküleştirmiştir.
Zulasında hala birkaç kitap dolduracak yerel tarih araştırması, canlı röportaj kaydı, insan öyküsü, yabancı kaynaklardan çözümlediği dokümantasyon ve belge vardır.
Aklı da ruhu da hedefleri de dilekleri de Ceketim kaldı dediği Foça'dadır. Foça üzerinedir.
Bir çift gözün görebileceği en güzel yer diyecek kadar Foça sevdalısıdır.
Bu sayfalar size Çandede’yi, Süt dedeyi, Değirmenleri, Foça beyefendisi Süleyman Ege'yi, Atatürk'e çiçek veren kızı, kamyon şoförlüğü de yapan belediye başkanlarını, bir zamanlar Türkiye'nin tek ve gözde turizm kenti Foça'yı anlatacak.
Bense onun ağabeyliğinden feyz, dostluğundan keyif alan, mutat akşamüstü yürüyüşlerinde ince meltemlerle nefeslenip günbatımlarının güzelliğinde dolaşan bir kardeşi olarak her sayfa için derin uğraşılarını hatırlayacağım.
Sözlerle uçup gidecek birçok yaşanmışı başta ilgili kişilerin gelecek nesillerine bıraktığınla hep anılacaksın.
Nefes aldıkça kalemini kırma Sebahattin abi.
NOT: Yıllardır yayınladığı belgesel nitelikli Foça ve Foçalı hikayelerini bir kitapta toplayan Sebahattin Karaca ağabeyim benden de bir önsöz yazmamı rica etti. Kendim için şeref addettim. Bu satırları 14 Şubat 2025 Cuma Günü 21.55 uçağı ile İstanbul'a giderken havada cep telefonuma yazdım. Uçağın tekerleri yere değdiğinde yazı da bitmişti. Mutlaka elden geçmesi gereken yerleri var, ama o olduğu gibi kabul etmiş. Sağ olsun. Daha önce Aliağa Belediyesi tarafından yayınlanmış bir kitabı var ama o ilkmiş gibi yoğun bir heyecan yaşıyor. Biz de bu heyecanı paylaşıyoruz Kendisi ve Foçalılar için hayırlı, okuru bol olsun. Foça ve Foçalılar üzerine yazan herkese saygılarla....
Genlerinde doğunun zirvelerinin yalçın derinlikleri var. Orta Anadolu'nun aşıklarından ozanlarından karışanı var. Bilgelerin merhametini sunar tüm canlara.
Oturup geçmiş sıkıntıların öcünü alırcasına, dünyanın keyfini sürmek varken beklentisiz bir sürü çabayla geceyi gündüze karıştırır.
Kalbim Ege'de Ceketim Foça'da kaldı derken eksik söyler. Öyle eksik ki Ege'nin içinde bir Egeli Ceketin içinde koca bir Sebahattin Karaca'nın söylenmemişligi hemen hissedilir. Ama onun dünyanın her yerinden sırdaşları gönül dostları anlatmak istediklerini iyi bilir.
Ankara'da öğrencilikle başlayan, duayenlik mertebesinde dolanan bir turizmcidir. Turizm yolunda sürüklendiği kentlerin bir Egeli ile Foça'da sabitlendiğini de anlatır kitabının adı.
Çok yazmış geç kalmış bir kitap denilebilir. Her şey uzun zaman önceden hazır olduğu halde vazgeçemediği ince eleyip sık dokumacılığından beklemiştir.
Bir iki nesil sonra unutulup gidecek pek çok kişi ve hikâyenin peşinden koşmuştur. Sesli ve yazılı kayıtlar almış, bazılarını olduğu gibi ama bazılarını hikayeciliği ile kaynaştırarak olmasını istediği gibi öyküleştirmiştir.
Zulasında hala birkaç kitap dolduracak yerel tarih araştırması, canlı röportaj kaydı, insan öyküsü, yabancı kaynaklardan çözümlediği dokümantasyon ve belge vardır.
Aklı da ruhu da hedefleri de dilekleri de Ceketim kaldı dediği Foça'dadır. Foça üzerinedir.
Bir çift gözün görebileceği en güzel yer diyecek kadar Foça sevdalısıdır.
Bu sayfalar size Çandede’yi, Süt dedeyi, Değirmenleri, Foça beyefendisi Süleyman Ege'yi, Atatürk'e çiçek veren kızı, kamyon şoförlüğü de yapan belediye başkanlarını, bir zamanlar Türkiye'nin tek ve gözde turizm kenti Foça'yı anlatacak.
Bense onun ağabeyliğinden feyz, dostluğundan keyif alan, mutat akşamüstü yürüyüşlerinde ince meltemlerle nefeslenip günbatımlarının güzelliğinde dolaşan bir kardeşi olarak her sayfa için derin uğraşılarını hatırlayacağım.
Sözlerle uçup gidecek birçok yaşanmışı başta ilgili kişilerin gelecek nesillerine bıraktığınla hep anılacaksın.
Nefes aldıkça kalemini kırma Sebahattin abi.
NOT: Yıllardır yayınladığı belgesel nitelikli Foça ve Foçalı hikayelerini bir kitapta toplayan Sebahattin Karaca ağabeyim benden de bir önsöz yazmamı rica etti. Kendim için şeref addettim. Bu satırları 14 Şubat 2025 Cuma Günü 21.55 uçağı ile İstanbul'a giderken havada cep telefonuma yazdım. Uçağın tekerleri yere değdiğinde yazı da bitmişti. Mutlaka elden geçmesi gereken yerleri var, ama o olduğu gibi kabul etmiş. Sağ olsun. Daha önce Aliağa Belediyesi tarafından yayınlanmış bir kitabı var ama o ilkmiş gibi yoğun bir heyecan yaşıyor. Biz de bu heyecanı paylaşıyoruz Kendisi ve Foçalılar için hayırlı, okuru bol olsun. Foça ve Foçalılar üzerine yazan herkese saygılarla....
YORUMLAR