Hüseyin Cengiz edebiyat ve iş yaşamını harmanlıyor
İzmir Sanayici ve İş İnsanlar Derneği’nin (İZSİAD) Başarı Sohbetleri’ne Yusuf Cengiz Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, İZSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve BASİFED Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Cengiz konuk oldu.
17 Nisan 2021 - 01:16
İzmir Sanayici ve İş İnsanlar Derneği’nin (İZSİAD) Başarı Sohbetleri’ne Yusuf Cengiz Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, İZSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve BASİFED Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Cengiz konuk oldu. Yazdığı beş kitap ile edebiyatçı kimliği de olan Hüseyin Cengiz, hem iş yaşamını hem de edebi yönünü nasıl bir arada götürdüğünü anlattı.
Çevrimiçi yapılan toplantının açılışında konuşan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, edebiyatçı kimliği ile tanıdıkları iş insanı Hüseyin Cengiz’i ağırladıklarının belirterek “İş yaşamının o soğuk ortamından uzaklaşarak biraz da edebiyat, şiir de konuşmak hepimize iyi gelecektir” diye konuştu.
Yusuf Cengiz Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, İZSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve BASİFED Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Cengiz, İZSİAD Başarı Sohbetleri’ne konuk olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek hikayesini anlattı.
1958’den beri ticaretle uğraşan bir ailenin üçüncü kuşağı olduğunu söyleyen Cengiz, öğretmen bir anne ve babanın oğlu olarak 12 Eylül faşizminin kendi çocukluğuna doğrudan etki ettiğini söyledi.
12 Eylül cuntasının anne babasını Konya’ya sürdüğünü ve babasının 42 gün gözaltında tutulduğu dönemde 6 yaşında bir çocuk olduğunu söyleyen Cengiz, “Bugün çocukluk anılarımın orta yerindedir gri demir kapının mazgalından babamı görmek. Umuyorum bir daha bu ülke böyle karanlık dönemler yaşamaz” dedi.
“TSK ihaleleri ile gıda sektörüne girdim”
Kocaeli Üniversitesi İşletme bölümü mezunu olduğunu söyleyen Cengiz, “O dönem ailemin mobilya mağazası vardı. Bu alanda çalıştım ve sonrasında bu alanı kardeşime bırakarak ben gıda sektörüne geçtim” dedi.
23 yaşında 99 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gıda ihalelerine girdiğini belirten Cengiz, “O zamanlar gazetelerde ihaleler duyurulurdu. Yaş maya ihalesi vardı, o zaman bilmiyorum yaş maya ne. Teklifi verdim, ihaleyi aldım. Bir büyük maya markasının bayisi tek başına girdiği için hep yüksek fiyat veriyormuş kimse girmiyor diye, ben girince ihale bende kaldı. Ürünü o firmadan istiyorum, alamıyorum. Başka bir maya firmasından ürünü tedarik ederek ihale şartlarını yerine getirerek sonuçlandırdım” dedi.
Yaş maya ile başlayan serüven ile 22 yıl sonra Türkiye’nin en büyük gıda tedarik firması olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Cengiz, “Al sat yapmak bir süre sonra bana yetmemeye başladı ve 2010 yılında Kemalpaşa’da bir et işleme tesisini aldım” dedi.
6 yıl çalıştıktan sonra fabrikasının yandığını söyleyen Cengiz, “6 itfaiye aracı yangını söndürmeye çalışıyordu, iç yağlar vardı bir odada, orası da yanınca tüm fabrikaya lav gibi yayıldı yangın ve tamamen kül oldu fabrika” dedi.
Küllerinden yeniden doğmaya o gece ateşlerin karşısında karar verdiğini söyleyen Cengiz, “Kesilen sakal daha gür çıkarmış. Biz de öyle yaptık” dedi.
“İlikli kemik suyu, kalojenli kahve”
5 yıl önce ilikli kemik suyu projesini hayata geçirdiklerini söyleyen Cengiz, “Kolajenli ürünler, çorbalar yaparken iki ay önce kolojenli kahve üretmeye başladık. İzmir’den bir markanın çıkıp doğal katkısız ürün üretiyor olması bana büyük keyif veriyor. Bütün zincir mağazalarda Zel markası ile ürünlerimiz bulunuyor. 7 bölgede bölge müdürlüklerimiz var. Şirketi halka da arz etmeye karar verdik, yakında borsaya da açacağız” diye konuştu.
“İzmir Yangını hikayesinde Yunan ve Türkler”
Ticaret dışında kitap yazma serüveninin olduğunu, basılı beş kitabı bulunduğunu söyleyen Cengiz, “Şimdi de İzmir Yangını arka planında Yunan ve Türklerin hikayelerini anlatıyorum. İngiliz emperyalizminin mağdur ettiği bir halk olan Yunan halkı ile bir düşmanlık gibi bir derdimiz yok, ama bir dostluk derdimiz var. Buna katkı koymak istiyorum, o yüzden yazıyorum” dedi.
Sabahları çok erken kalkarak yazdığını ifade eden Cengiz, “Sabah kalkıp kitap okumak, düşler dünyasına temiz bir kafa ile sabah girmek gündelik işler için çok güçlü bir enerji verir, tavsiye ederim” dedi.
Babasının tek sosyalist Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı olduğunu söyleyen Cengiz, “Işıklar ülkesindeki babama da buradan selam gönderiyorum. Erken göçtü bu dünyadan, ben de onun bana gösterdiği yolda yürümeye çalışıyorum” dedi.
“İzmir kucağına aldığını İzmirli yapar”
Tunceli doğumlu bir İzmirli olduğunu vurgulayan Cengiz, “İstanbul’daki bir Sivaslı hala Sivaslı, Trabzonlu orda hala Trabzonlu. Ama İzmir koynuna aldığı insanları kendisine benzetiyor, "özü haline getiriyor." İzmir'e taşınan Anadolu insanı kısa bir süre sonra gerçekten kendisini İzmir'li hissediyor. Neden mi? Çünkü çağdaşlık ve modern yaşam insanları etkiliyor ve bir süre sonra onlarda derin aidiyet duygusu oluşturuyor. İzmir’in güzelliği, tüm illerimizden temel farkı bu bence” diye konuştu. Türkiye’nin en çağdaş iki kentinin çocuğu olarak hem yazmaya hem de üretmeye, istihdam yaratmaya devam ettiğini söyledi.
Çevrimiçi yapılan toplantının açılışında konuşan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, edebiyatçı kimliği ile tanıdıkları iş insanı Hüseyin Cengiz’i ağırladıklarının belirterek “İş yaşamının o soğuk ortamından uzaklaşarak biraz da edebiyat, şiir de konuşmak hepimize iyi gelecektir” diye konuştu.
Yusuf Cengiz Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, İZSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve BASİFED Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Cengiz, İZSİAD Başarı Sohbetleri’ne konuk olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek hikayesini anlattı.
1958’den beri ticaretle uğraşan bir ailenin üçüncü kuşağı olduğunu söyleyen Cengiz, öğretmen bir anne ve babanın oğlu olarak 12 Eylül faşizminin kendi çocukluğuna doğrudan etki ettiğini söyledi.
12 Eylül cuntasının anne babasını Konya’ya sürdüğünü ve babasının 42 gün gözaltında tutulduğu dönemde 6 yaşında bir çocuk olduğunu söyleyen Cengiz, “Bugün çocukluk anılarımın orta yerindedir gri demir kapının mazgalından babamı görmek. Umuyorum bir daha bu ülke böyle karanlık dönemler yaşamaz” dedi.
“TSK ihaleleri ile gıda sektörüne girdim”
Kocaeli Üniversitesi İşletme bölümü mezunu olduğunu söyleyen Cengiz, “O dönem ailemin mobilya mağazası vardı. Bu alanda çalıştım ve sonrasında bu alanı kardeşime bırakarak ben gıda sektörüne geçtim” dedi.
23 yaşında 99 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gıda ihalelerine girdiğini belirten Cengiz, “O zamanlar gazetelerde ihaleler duyurulurdu. Yaş maya ihalesi vardı, o zaman bilmiyorum yaş maya ne. Teklifi verdim, ihaleyi aldım. Bir büyük maya markasının bayisi tek başına girdiği için hep yüksek fiyat veriyormuş kimse girmiyor diye, ben girince ihale bende kaldı. Ürünü o firmadan istiyorum, alamıyorum. Başka bir maya firmasından ürünü tedarik ederek ihale şartlarını yerine getirerek sonuçlandırdım” dedi.
Yaş maya ile başlayan serüven ile 22 yıl sonra Türkiye’nin en büyük gıda tedarik firması olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Cengiz, “Al sat yapmak bir süre sonra bana yetmemeye başladı ve 2010 yılında Kemalpaşa’da bir et işleme tesisini aldım” dedi.
6 yıl çalıştıktan sonra fabrikasının yandığını söyleyen Cengiz, “6 itfaiye aracı yangını söndürmeye çalışıyordu, iç yağlar vardı bir odada, orası da yanınca tüm fabrikaya lav gibi yayıldı yangın ve tamamen kül oldu fabrika” dedi.
Küllerinden yeniden doğmaya o gece ateşlerin karşısında karar verdiğini söyleyen Cengiz, “Kesilen sakal daha gür çıkarmış. Biz de öyle yaptık” dedi.
“İlikli kemik suyu, kalojenli kahve”
5 yıl önce ilikli kemik suyu projesini hayata geçirdiklerini söyleyen Cengiz, “Kolajenli ürünler, çorbalar yaparken iki ay önce kolojenli kahve üretmeye başladık. İzmir’den bir markanın çıkıp doğal katkısız ürün üretiyor olması bana büyük keyif veriyor. Bütün zincir mağazalarda Zel markası ile ürünlerimiz bulunuyor. 7 bölgede bölge müdürlüklerimiz var. Şirketi halka da arz etmeye karar verdik, yakında borsaya da açacağız” diye konuştu.
“İzmir Yangını hikayesinde Yunan ve Türkler”
Ticaret dışında kitap yazma serüveninin olduğunu, basılı beş kitabı bulunduğunu söyleyen Cengiz, “Şimdi de İzmir Yangını arka planında Yunan ve Türklerin hikayelerini anlatıyorum. İngiliz emperyalizminin mağdur ettiği bir halk olan Yunan halkı ile bir düşmanlık gibi bir derdimiz yok, ama bir dostluk derdimiz var. Buna katkı koymak istiyorum, o yüzden yazıyorum” dedi.
Sabahları çok erken kalkarak yazdığını ifade eden Cengiz, “Sabah kalkıp kitap okumak, düşler dünyasına temiz bir kafa ile sabah girmek gündelik işler için çok güçlü bir enerji verir, tavsiye ederim” dedi.
Babasının tek sosyalist Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı olduğunu söyleyen Cengiz, “Işıklar ülkesindeki babama da buradan selam gönderiyorum. Erken göçtü bu dünyadan, ben de onun bana gösterdiği yolda yürümeye çalışıyorum” dedi.
“İzmir kucağına aldığını İzmirli yapar”
Tunceli doğumlu bir İzmirli olduğunu vurgulayan Cengiz, “İstanbul’daki bir Sivaslı hala Sivaslı, Trabzonlu orda hala Trabzonlu. Ama İzmir koynuna aldığı insanları kendisine benzetiyor, "özü haline getiriyor." İzmir'e taşınan Anadolu insanı kısa bir süre sonra gerçekten kendisini İzmir'li hissediyor. Neden mi? Çünkü çağdaşlık ve modern yaşam insanları etkiliyor ve bir süre sonra onlarda derin aidiyet duygusu oluşturuyor. İzmir’in güzelliği, tüm illerimizden temel farkı bu bence” diye konuştu. Türkiye’nin en çağdaş iki kentinin çocuğu olarak hem yazmaya hem de üretmeye, istihdam yaratmaya devam ettiğini söyledi.