Kezban Arca Batıbeki'nin yeni sergisi Pulp Fiction3 31Mayıs'a kadar Bomontiada'da
Kezban Arca Batıbeki'nin yeni sergisi PULP FICTION 3, Cue Art Space organizasyonuyla geçtiğimiz hafta YapıKredi Bomontiada’da 1.Kat Galeri’de açıldı.
17 Mayıs 2022 - 19:24
Kezban Arca Batıbeki'nin yeni sergisi PULP FICTION 3, Cue Art Space organizasyonuyla geçtiğimiz hafta YapıKredi Bomontiada’da 1.Kat Galeri’de açıldı. GROHE Türkiye’nin desteğiyle gerçekleşen sergi, 31 Mayıs'a kadar Pazar ve Pazartesi günleri dahil olmak üzere ziyarete açık olacak.
Kezban Arca Batıbeki’nin PULP FICTION 3 adlı yeni kişisel sergisinde, sanatçının önceki çalışmalarının çoğunda görülebileceği gibi ilgiyi talep eden baskın imge ve fantezi dünyasında olduğunu hissettiğimiz kadındır. Resim sanatında çok uzun zaman geçerli sayılan ve hakim algı “Erkekler eyler, kadınlar boy gösterir olarak tanımlanır, yani gözetleyen erkek, gözetlenen kadındır. Soyutlanan kadın nesneleşir, görsel bir nesne haline, bir görüntüye dönüşür.”
Kezban Arca Batıbeki, bu algının iç yüzüne işaret eder ve bir şekilde nesneleştirmenin etkisiz kılınmasına katkıda bulunur çünkü bu resimlerde kimliği belirsizleşen figür erkektir. Röntgenci, tehditkâr, nüfuz edici erkek, belli belirsiz varlığıyla bir gölge gibi gezinir. Erkek figürlerin baskı ve zorbalık kurma arzusu silah imgesi aracılığı ile açığa çıkar. Bu aynı anda hem güç gösterisinin hem de zaafın fonksiyonudur. Buradaki esas, sanatçının herhangi bir kimliği temsil etmek yerine, onu ustalıkla bir imgede ele geçirmesidir.
Batıbeki’nin hemen her çalışmasında nostalji öğeleri belirgindir. PULP FICTION 3 başlıklı son sergisindeki neonlar gibi alt kültür, klişe, kitsch ve pop kavramları sanatsal üretiminin dokusuna işler. Sanatçının çalışmalarında merkezi bir rol oynayan pop, yapıtların içeriğine sinen düşünsel/eleştirel derinliğin en umulmadık elçisi oluverir. Popüler olan, gündelik olan her şey yalnızca işlevini yerine getiriyorken sıradandır, oysa bir “gösterge” haline geldiği anda sıradan olmaktan çıkar.
Bu anlamda, Batıbeki’nin çalışmalarının en heyecan verici yanı başkalaşımcı oluşlarıdır. Resimlerinden foto-kolajlarına, enstalasyonlarından kısa filmlerine tüm sanatsal üretimlerinde, sıradan görünen imgeler birer ikona dönüşür. Sanatçının yapıtlarında yer bulan her nesne, aslında tarihin mevcut anındaki toplumsal zihniyetin ve kültürel deneyimlerin ortak donanımları olarak başkalaşır, başkalaşım süreçleri sıradan olana aşkın bir aura kazandırır. Nihai olarak yapıt, seçilen öğelerin gelişigüzel yeniden düzenlenmesi değil, bir iç görünün ifadesidir.
Bu sergide Batıbeki; her sergisinde denediği yenilikçi tavrını sürdürerek Neonlu işlere ağırlık verirken, yeni jenerasyona göz kırpan NFT çalışmalarıyla da, bir bakıma geçmişin medyumlarıyla günümüz malzemeleri ve olanakları arasında bir köprü kurmayı amaçlıyor.
Sergiye; metnini Derya Yücel’in yazdığı kitap da eşlik ediyor.
Kezban Arca Batıbeki’nin PULP FICTION 3 adlı yeni kişisel sergisinde, sanatçının önceki çalışmalarının çoğunda görülebileceği gibi ilgiyi talep eden baskın imge ve fantezi dünyasında olduğunu hissettiğimiz kadındır. Resim sanatında çok uzun zaman geçerli sayılan ve hakim algı “Erkekler eyler, kadınlar boy gösterir olarak tanımlanır, yani gözetleyen erkek, gözetlenen kadındır. Soyutlanan kadın nesneleşir, görsel bir nesne haline, bir görüntüye dönüşür.”
Kezban Arca Batıbeki, bu algının iç yüzüne işaret eder ve bir şekilde nesneleştirmenin etkisiz kılınmasına katkıda bulunur çünkü bu resimlerde kimliği belirsizleşen figür erkektir. Röntgenci, tehditkâr, nüfuz edici erkek, belli belirsiz varlığıyla bir gölge gibi gezinir. Erkek figürlerin baskı ve zorbalık kurma arzusu silah imgesi aracılığı ile açığa çıkar. Bu aynı anda hem güç gösterisinin hem de zaafın fonksiyonudur. Buradaki esas, sanatçının herhangi bir kimliği temsil etmek yerine, onu ustalıkla bir imgede ele geçirmesidir.
Batıbeki’nin hemen her çalışmasında nostalji öğeleri belirgindir. PULP FICTION 3 başlıklı son sergisindeki neonlar gibi alt kültür, klişe, kitsch ve pop kavramları sanatsal üretiminin dokusuna işler. Sanatçının çalışmalarında merkezi bir rol oynayan pop, yapıtların içeriğine sinen düşünsel/eleştirel derinliğin en umulmadık elçisi oluverir. Popüler olan, gündelik olan her şey yalnızca işlevini yerine getiriyorken sıradandır, oysa bir “gösterge” haline geldiği anda sıradan olmaktan çıkar.
Bu anlamda, Batıbeki’nin çalışmalarının en heyecan verici yanı başkalaşımcı oluşlarıdır. Resimlerinden foto-kolajlarına, enstalasyonlarından kısa filmlerine tüm sanatsal üretimlerinde, sıradan görünen imgeler birer ikona dönüşür. Sanatçının yapıtlarında yer bulan her nesne, aslında tarihin mevcut anındaki toplumsal zihniyetin ve kültürel deneyimlerin ortak donanımları olarak başkalaşır, başkalaşım süreçleri sıradan olana aşkın bir aura kazandırır. Nihai olarak yapıt, seçilen öğelerin gelişigüzel yeniden düzenlenmesi değil, bir iç görünün ifadesidir.
Bu sergide Batıbeki; her sergisinde denediği yenilikçi tavrını sürdürerek Neonlu işlere ağırlık verirken, yeni jenerasyona göz kırpan NFT çalışmalarıyla da, bir bakıma geçmişin medyumlarıyla günümüz malzemeleri ve olanakları arasında bir köprü kurmayı amaçlıyor.
Sergiye; metnini Derya Yücel’in yazdığı kitap da eşlik ediyor.