'Kurumsal hayat ya da memuriyet peşinde koşmanın zamanı geçiyor'

MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut: 'Kurumsal hayat ya da memuriyet peşinde koşmanın zamanı geçiyor'

'Kurumsal hayat ya da memuriyet peşinde koşmanın zamanı geçiyor'
09 Ağustos 2021 - 08:49

“Mezun olduğun bölümü değil, yetkinliklerini soracaklar!”

 “Adaylar, bu programı tercih etsem önü açık mı diye soruyor. Programın önü açık olmaz, insanın önü açık olur. Sen eğer kendi alanının dışındaki alanlarla birlikte nasıl çalışabileceğini biliyorsan, kendi beceri ve yetkinliklerini geliştirmişsen; zaten aranan insan oluyorsun. Mezun olduktan 3 sene sonra hiç kimse hangi programdan mezun olduğunuzu sormayacak. Sadece bir programdan mezun olup başka hiçbir şey yapmamış bir öğrenciyi kesinlikle işe almam.”

Seminerler veriyor, gençler için yetkinlik geliştirme programları yürütüyor. Haftanın yedi günü Instagram’dan yaptığı canlı yayınlarla öğrencilere ve ailelere rehberlik ediyor… MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, gençlerin kariyer planlarında yol haritasının nasıl olması gerektiğini Dr. Görkem İldaş’a anlattı.  Yolun Başındayken Programına katılan Erkut, üniversite tercihlerinin devam ettiği bu günlerde ‘Gelecekte iyi bir yerde olmak için gençler nasıl tercihlerde bulunmalı?’ sorularına yanıt verdi. Bölümden çok, öğrencinin kendini hangi beceri ve yetkinliklerle donattığının önemine dikkat çeken Erkut, gelecek elli yılın sorunlarına odaklanılmasını önerdi.

 İşte Prof. Dr. Erhan Erkut’tan gençlere gelecekte iş hayatının kapılarını açacak 7 altın anahtar: 

DÜNYAYA GİRİŞİMCİ GÖZÜYLE BAKIN

Girişimci gözüyle dünyaya bakmak diye bir şey var. Fırsatları tespit etmek sorunları görebilmek ve daha iyi çözümler önerebilmek için… Devlet, STK’lar ve özel sektörün böyle düşünebilen insanlara ihtiyacı var.  Öğrencilerin yüzde 5’i i şu anda girişimci oluyor bunun yüzde 10’a, 15'e çıkmasını yeterli buluyorum ama herkesin girişimci gibi düşünmesi ve fırsatları fark etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ürün- pazar uyumu konusunda kafa yorması, maliyet- fayda analizi yapabilmesi gerekiyor. Dünyaya biraz daha rasyonel ve fırsatları kollayan bir gözle bakabilmesi gerektiği düşünüyorum. Zaten şu anda tercih yapacak öğrencilerin büyük bir kısmı bir start-up kurmasalar bile freelancer olarak çalışacaklar; kendi işlerini kuracaklar. Amerika'nın 2030’larda işgücünün aşağı yukarı yarısının kendi kendine çalışması bekleniyor; Türkiye'de bu 2040’larda 2050'lerde gelecek; dolayısıyla artık kurumsal hayat ya da memuriyet peşinde koşmanın zamanı geçiyor.
Ayrıca herkesin geleceğinde girişimcilik var ve herkesin ileride girişimci gibi düşünmeye başlaması gerekiyor. Yani hukukta okuyorsan belki günün birinde ofis kurarsın veya hukuk danışmanı olursun. Öğretmen de olsan belki alternatif eğitim kurumu kurarsın. Dolayısıyla gel, şu işi bir öğren. Biraz finans, biraz pazarlama, biraz muhasebe bil. 

İŞ KURABİLECEK BİLGİ VE BECERİ BİRİKTİRİN

 Z kuşağının kafa yapısı biraz daha bağımsız ve kendi kendine bir şeyler yapmaya yatkın. Dolayısıyla büyük bir şirkette ya da devlette iş bulma beklentileri hızla değişecek. Kurumların prestij kaybettiğini görüyoruz. Büyük kurumda çalışmak marifet olarak kabul edilmiyor bu kuşak tarafından. Demek ki hangi programda olursa olsun herkesin kendi kendine bir iş kurabilecek kapasiteyi, becerileri, ve bilgiyi hızlıca biriktirmesi gerekiyor üniversiteyi bitirmeden…

YAPAY ZEKÂDAN ANLAYIN

Önemli olan hukukçuya da, psikoloğa da, sosyal bilimciye de yapay zekâ öğretebilmek… Yapay zekâ, geri dönüşü olmayacak şekilde dünyayı değiştiriyor. Şu anda Amerika'da hukuk stajyerlerinin yaptığı bütün işler artık yapay zekâ tarafından yapılır hale geldi. O zaman kim getirecek Türk hukukuna yapay zekâyı? Bilgisayarcı getiremez, hukukçu getirecek. Türkiye'de psikolojiye yapay zekayı Türk psikologları getirecek. Onların da bu işten anlaması gerekiyor. 
 
GELECEĞİN SORUNLARINA ODAKLANIN 
Eğitimde gelecek vurgusu vardır çünkü şu anda üniversiteye girecek olan öğrencilerin kariyerleri en az 50 yıl sürecek. Önümüzdeki elli seneye bakmaları lazım. BM Sürdürebilir Kalkınma Hedeflerine bakın. Temiz su, toplumsal cinsiyet eşitliği, açlık, eşitsizliklerin ortadan kaldırılması… İşte bunlar geleceğin sorunları… Bir de mega trendler var. Bunlardan birincisi demografik deprem. Toplum yaşlanıyor. Türkiye bunu en yakından yaşayacak ülkelerden birisi olacak. 65 yaş üstü nüfusumuz şu anda 6 milyonken elli yıl sonra 26 milyona çıkacak. Bu ne demek? Yaşlılık ekonomisi geliyor. Her türlü sağlık hizmetleri, hemşirelik, yaşlı hemşireliği, psikolojisi ve hatta eczacılık, fizyoterapi, diyetisyenlik gibi mesleklerin talebi net bir şekilde üçe dörde katlanacak demek… Mega trendlerin ikincisi şehirleşme… Şehirleşmenin getirdiği sorunlara çözüm getirenlere talep olacak ileride. Üçüncüsü de maalesef Türkiye'de hiç konuşulmayan iklim değişikliği…  İklim değişikliği ile mücadele edebilecek her alanda talep çok yükselecek. Demek ki bizim bu iklim değişikliğini geriye çevirebilmemiz için fosil yakıtlardan vazgeçmemiz, alternatif enerjiye girmemiz gerekiyor. Demek ki makine mühendisi, kimya mühendisi çalışacak bu konuda. 
Bakın yaşadığımız orman yangınlarında mutlaka inşaat mühendislerinin endüstri mühendislerinin çalışması gerekiyor, lojistikçilerin ormancılarla birlikte çalışması gerekiyor.  Biz hep “uçaklar nerede ya” diyoruz; bu söndürme kısmı; problemi çıkmadan çözmek gerekiyor, yangını önlememiz gerekiyor. Bunun için çok disiplinli bir projelendirme gerekiyor, hiçbir disiplinin tek başına çözemeyeceği devasa sorunlar bunlar... Psikologlar, travma psikologları gerekiyor yani geleceğin sorunlarının hepsi çok paydaşlı, çok boyutlu.  Dolayısıyla; arkadaşlara diyorum “bu programı okusam önü açık mı” diye bakmasınlar. 

BECERİLERİNİZİ GELİŞTİRİN, ÇOK BOYUTLU OLUN
Programın önü açık olmaz, insanın önü açık olur. Sen eğer kendi alanının diğer alanlarla nasıl birlikte çalışabileceğini biliyorsan, kendi becerilerini ve yetkinliklerini geliştirmişsen zaten aranan insan oluyorsun. Emin olun mezun olduktan 3 sene sonra hiç kimse size hangi programdan mezun olduğunuzu sormayacak. Ben sadece bir programdan mezun olup başka hiçbir şey yapmamış bir öğrenciyi kesinlikle işe almam. Mutlaka çok boyutlu olması lazım, diğer alanlardaki temel paradigmaların farkında olması lazım.

NİTELİKLİ OLUN!
İçerik bazlı eğitimden geldiği için pek çok öğrencinin yetkinlikleri zayıf. Niteliklerinin olması gerekiyor. Toplantı yapmayı bilmesi gerekiyor mesela. Takım çalışmasından anlaması gerekiyor, sunum tekniğini geliştirmesi gerekiyor. Ben bu eksikliği 6 yıl önce fark ettim ve yetkin gençler diye bir üniversite tamamlayıcısı program kurdum. MEF Üniversitesi'nin içinde bir ders olarak verdik. Sonra bütün Türkiye'ye açtık. Şu anda 81 ilden 125 üniversiteden öğrencim var. Üniversitenin eksik bıraktığı sunum teknikleri, takım çalışması, kariyer planlama, algoritmik düşünme, finans ve ekonomi okuryazarlığı, stres yönetimi gibi alanlarda öğrencilerde farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.  
 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde Gerideyiz?'
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde...