Odeabank, İskenderunlu ihracatçılarla dış ticareti konuştu
Odeabank, COVID-19 pandemisinin başladığı günden bu yana dijital platform üzerinden düzenlediği Dış Ticaret Buluşmaları’nda, İskenderunlu iş insanları ile bir araya geldi.
Odeabank, COVID-19 pandemisinin başladığı günden bu yana dijital platform üzerinden düzenlediği Dış Ticaret Buluşmaları’nda, İskenderunlu iş insanları ile bir araya geldi. Buluşmada, COVID-19 salgınının dünyada ve Türkiye’de makroekonomik gelişmelere etkileriyle birlikte dış ticaret ve 2021 beklentileri konuşuldu.
TÜRKİYE’NİN genç, dinamik ve yenilikçi bankası Odeabank, Dış Ticaret Buluşmaları serisinin 45’inci toplantısını İskenderunlu iş insanları ile gerçekleştirdi. 65’in üzerinde şirket yöneticisinin katıldığı video konferansta, 2021 yılına dair küresel ekonomik beklentiler, emtia ve dış ticaret alanında yaşanacak gelişmeler konuşuldu. Dijital buluşmada ayrıca COVID-19 salgınına karşı ülkelerin aşılama programında ulaştıkları seviyeler ve aşılama sonucunda oluşacak toplumsal bağışıklığın küresel ekonomiye etkisi de tartışıldı.
Ahmet Zafer Seyar: “Ülkemizin ihracat seferberliğine katkıda bulunuyoruz”
Odeabank Nakit Yönetimi ve Dış Ticaret Direktörü Ahmet Zafer Seyar, toplantının açılış konuşmasında Türkiye ve dünyanın içinde bulunduğu bu zor dönemde sanayici ve ihracatçılara destek olmak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Seyar, Odeabank olarak COVID-19 salgınının istihdam, üretim, ticaret ve ödeme sistemine olası etkilerini asgari seviyede tutmak amacıyla işletmelere önemli kolaylıklar sağladıklarına dikkat çekti. İskenderunlu iş insanları ile bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını belirten Seyar, şöyle devam etti: “Pandemiye rağmen, dış ticareti 2021’de atılım yapacağımız önemli bir alan olarak görüyoruz. 2020’de başlayan ve kısa sürede hem ülkemizi hem dünyayı etkileyen COVID-19 salgınının ekonomiye etkisini asgari seviyede tutmak amacıyla sanayicilerimize nakdi ve gayrinakdi kredilerde önemli kolaylıklar sağladık, bu yıl da sağlamaya devam edeceğiz. Odeabank olarak Türkiye’de reel sektörü daha güçlü bir şekilde desteklemeye yönelik yeni finansman olanakları üretmeyi sürdüreceğiz. Dış ticaret işlemlerinde toplam ithalat ve ihracat hacmimizi 2021 yılında 3 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz. Ülkemizin ihracat seferberliğine yakın zamanda açıklayacağımız yeni projelerle katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu kapsamda özellikle yeni ihracat yapmaya başlayacak firmalarımıza destek olmak adına Dış Ticaret ve Nakit Yönetimi Uzman hattımızı da devreye aldık.”
Gizem Öztok Altınsaç: “Dünya ekonomisinde bu yıl güçlü bir toparlanma görüyoruz”
Toplantıda konuşan Ekonomist Gizem Öztok Altınsaç, dünyada ve Türkiye’deki makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirme yaptı: “2021 yılı, dünyanın COVID-19 salgınına karşı aşılama ile toplu bağışıklığın sağlanmasının önem kazandığı bir yıl olacak. ABD’de ve İngiltere’de aşılama çalışması hızla ilerliyor; ABD’de aşılama yüzde 40’lara, İngiltere’de de yüzde 60’lara ulaşmış durumda. ABD’nin bu aşılama hızıyla toplu bağışıklığa temmuz ayında erişmesi öngörülüyor. Türkiye’de de çift doz aşılama yüzde 13’lere kadar ulaştı. Türkiye mevcut aşılama hızıyla 2021’in kasım ayına doğru toplu bağışıklığa erişebilir. Dünya ekonomisi yılbaşından bu yana özellikle imalat tarafında hızlı toparlanmaya devam ediyor. Global ticaret de canlanmayı sürdürmekte. Türkiye de globalde yaşanan büyümeden, belli kırılganlıklarımızı azalttığımız ölçüde, elbette faydalanacaktır. IMF’nin son açıkladığı verilere göre geçen yıl yüzde 3 daralan dünya ekonomisi bu yıl yüzde 6 büyüme kaydedecek. Çin’de ve ABD’de ticaretin canlanması dünya ekonomisinin büyümesini destekliyor. Yapılan projeksiyonlara göre bu yıl Çin’in yüzde 9, ABD’nin yüzde 7, Avrupa’nın yüzde 4 büyümesi öngörülüyor. Küresel ekonomik büyüme ve Avrupa’da imalat sanayinin iyi gitmesi, Türkiye’nin ihracatını olumlu yönde etkiliyor. Küresel ekonomide yaşanan canlanma ve pandemi kaynaklı yaşanan arz sorunları global gıda ve emtia fiyatlarında artışın sürmesine sebep oluyor. Bu da global enflasyon endişelerini körüklüyor. Bu durumda gelişen ülke para birimlerinde dönem dönem baskı ile sonuçlanmakta. Bu zaman zarfında ancak iktisadi dinamikleri güçlü olan gelişen ekonomilerin döviz çekebilmesi söz konusu olacaktır. Türkiye ekonomisi için bu dönemde en aciliyeti olan iki kritik konu enflasyon ile mücadele ve ülkenin 220 milyar dolar seviyesinde bulunan döviz ihtiyacıdır.”