Otizmin en büyük ilacı, akran iletişimi
Otizmin görülme oranının son yıllarda artış gösterdiğine dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu artışın nedeninin öğrenilmiş otizm olduğuna vurgu yaptı.
05 Temmuz 2022 - 19:59
Gecikmiş konuşma, otizmin ilk belirtisidir
Otizmin görülme oranının son yıllarda artış gösterdiğine dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu artışın nedeninin öğrenilmiş otizm olduğuna vurgu yaptı. Çocuklarda bilinçsiz ve kontrolsüz teknoloji kullanımının sosyal izolasyona ve tek yönlü uyarıma neden olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuk sözcük üretme ihtiyacı hissetmediği için beynin o bölgesi köreliyor. Öğrenilmiş otizmin ilk belirtisi gecikmiş konuşmadır.” uyarısında bulundu. Otizmin en büyük ilacının sosyal temas olduğunu belirten Tarhan, apartmanlarda tek başına büyüyen çocukların 3 yaşından itibaren kreşe gönderilmesini ya da oyun alanlarına götürülerek akranlarıyla iletişim kurulmasını tavsiye etti.Sağlık Bakanlığı, otizmli bireylerin aileleri için ‘Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) Aile Rehberi’ hazırladı. Otizm sıklığının 20 yılda 200 kat arttığı belirtilen rehberde, fazla teknolojik alet kullanımına dikkat çekildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, otizme ilişkin değerlendirmede bulundu. Otizm spektrum bozukluğu da denilen otizmin nöro gelişimsel bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, hastalığın geniş bir yelpazede farklı özelliklerle görüldüğünü söyledi.
Duygusal okuryazarlıkları zayıf
Asperger sendromunda bireyin çok zeki olmasına karşın sosyal ilişkilerinin çok zayıf olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Asperger Sendromunda kişinin mantıksal zekâları çok yüksek. İki ay sonra ayın 28’inin hangi güne denk geldiğini hemen hesaplıyor ve söylüyor fakat oturup birisiyle sohbet edemiyor, konuşamıyor. Herkes gülüp espri yapıyor, o anlayıp gülemiyor, katılamıyor. Duygusal okuryazarlığı zayıf. Bu zihin kuramı sadece insanda var. Diğer canlılarda yok.” dedi.Zihin teorisi, zihinüstü gen tarafından üretiliyor
İleri düzeydeki otizmli çocuklarda genetik olarak zihin kuramı oluşturmayla ilgili gen olmadığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Buna meta bilişsel gen yani zihinüstü gen diyoruz. Bu zihinüstü gen zihin teorisi üretiyor, teori teorisi üretiyor, anlam çıkarıyor, yorum yapıyor, tepki veriyor. İnsanı insan yapan bu temel özellik, otizmli bireylerde bulunmadığı için otizm ileri genetik bozukluk olarak da değerlendiriliyor.” dedi.Otizmde de yatkınlık geni olabilir
Yapılan çalışmaların otizmin %10-15’inin genetik kaynaklı, %70-80’inin ise sonradan geliştiğini gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Otizmde iki türlü genetik faktör var. Biri %100 genetik olan yani kozatif gen olan vakalar. Bu gen nedeniyle kişi kaçınılmaz şekilde otistik oluyor. Ama bir de otizme yatkınlık geni olanlar var. Bu kişiler yanlış eğitilirse, yanlış ortamlarda bulunursa, aile ve sosyal çevresi sağlıklı değilse bu çocuklarda otizm sonradan çıkmaya başlıyor. Çünkü otizme yatkınlık geni var. Bunu şu örneğe benzetebiliriz. Akciğer kanseriyle ilgili kozatif gene sahip olan biri, 40 yaşına gelince sigara içmese bile kanser başlar. Kişide yatkınlık geni varsa sigara içmiyorsa o gen faaliyete geçmediği için o kişi de kanser başlamaz. Akciğer kanserinin %80-90’ı genom faaliyetidir yani genetiktir ve yatkınlık geniyle ilgilidir. “ dedi.Kutu gibi, tepki vermiyorlar…
Otizmli bireylerde ince motor beceriler ve kaba motor becerilerin olmasına rağmen kişinin duygusal aktarım yapamadığını kaydeden Tarhan, “Otizmli bir çocuk zamanında yürüyebiliyor. Mesela 1 yaşında yürüyor ama gecikmiş konuşma ortaya çıkıyor. Çocuk sosyalliği ve duygusallığı öğrenemiyor. Herkes güldüğü zaman o gülemiyor. Duygusal aktarım yapamıyor. Göz teması kuramıyor. Beyni daha çok kolay öğrenmeye yönelik şeylerle ilgileniyor. Mesela ileri otistik bir çocuğu kucağınıza alınca kutu gibidir ve tepki vermez. Ama sağlıklı bir çocuk kolayca bir ilişki kurabilir.” dedi.Aileler iyi gözlem yapmalı
Ailelerin çocuklarını çok iyi gözlemlemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuk göz teması kuramıyorsa, duygulara karşılık veremiyorsa, anne ve babanın gülümsemesine karşılık veremiyorsa otizmden şüphelenmek lazım. Otizm, 1 yaşında bile yakalanabiliyor. Çocukta gecikmiş konuşma varsa genelde 3-4 yaşında yakalanıyor. Gecikmiş konuşmadan başka diğer öncül belirtiler de bulunuyor.” dedi.Çok işe yarayacak bir kitapçık…
Sağlık Bakanlığı’nın otizmle ilgili hazırladığı kitapçığa değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çok başarılı bir çalışma, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu çok işe yarayacak bir kitapçık olacak. Aileler erken tanıyla ilgili Sağlık Bakanlığı web sayfasından indirip inceleyebilirler. Orada çok güzel bilgiler var.” dedi.Öğrenilmiş otizm artıyor
Çocuğun otizm olma riskinin daha önceki yıllara oranla artış gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Son yıllarda resmi istatistiklere göre %200 arttı. Artan kısmı genetik olan otizm değil öğrenilmiş otizm. Kişi normalde otistik olmaz ama aile bağlarının zayıf olması, sosyal öğrenmenin zayıf olması, duygusal öğrenmenin zayıf olması, tek yönlü öğrenme olduğu için çocuk sadece belli bir alanda başarılı oluyor. Diğer alanlarda başarısız oluyor. İzole bir şekilde yalnız oluyor. Ve şu anda sosyal izolasyon ve yalnızlık insanlığın, gençlerin hastalığı durumunda. Otizm, aslında içe kapanıklık ve yalnızlık hastalığıdır. Otistik kişi ayrı bir dünyada ayrı bir hayat içerisinde yaşıyor. Temel ihtiyaçlarının karşılanması yeterli oluyor, otistik kişi başka bir şey aramaz.” dedi.Otizmin en büyük ilacı sosyal temastır
Öğrenilmiş otizmin genellikle yatkınlık geni olanlarda hızla çıktığını ifade eden Tarhan, “Yatkınlık geni olmayanlarda çok ileri derecede uyaran mahrumiyeti varsa ortaya çıkabiliyor. Örneğin ormanlarda bulunan vahşi çocuklar ilk bulunduklarında otistik oldukları sanılıyor. Çünkü insan ilişkisi yaşamadıkları için sosyal öğrenme yok. Otizmin en büyük ilacı sosyal temastır. Birebir eğitimle eksikler tamamlanır ama kişinin sosyal ve fiziksel teması çok önemlidir. Sosyal medya kavramı yanlış kullanılıyor. Aslında sosyal medya, sosyal medya değil sanal medyadır. Orada sosyallik yok. Sadece sanal bir ortamda görüşme var. Sosyal olması için yüz yüze olması lazım, insanların birbirine dokunması lazım. Çocuk için de aynısı geçerlidir. Çocuğun koşması, oynaması, eğlenmesi lazım.”diye konuştu.4 yaşına kadar düzeltilmeli yoksa beyin kendini kapatıyor…
Çocuklarda teknoloji kullanımının sınırlı ve kontrollü olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, tek yönlü uyarımın çocuğun üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti:“Teknolojinin bilinçsiz kullanımı çocuğu sosyal izolasyona götürüyor. Tek yönlü öğrenme yapıyor. Öğrenilmiş otizmin ilk belirtisi gecikmiş konuşmadır ve bu durum popüler psikiyatride klip sendromu diye geçiyor. Klip sendromunda çocuk tek yönlü mesaja maruz kalıyor. Genellikle bir müzik kanalı açık oluyor ve çocuk sürekli dönen klipleri izliyor. Çocuk herhangi bir çaba göstermiyor. Kafa yorma ve öğrenme yok. Sadece eğlence var. Çocuk kendini oraya kaptırıyor. Bu nedenle ucuz bakıcı diyoruz. Anne de çocuğa tableti ya da akıllı telefonu veriyor ya da televizyonu açıyor. Çocuk tek yönlü maruziyet yaşıyor. Beyni sadece görsel algı alıyor. Sözcük üretme ihtiyacı hissetmediği için çocuk beyni, konuşma ihtiyacı hissetmediği için beynin o bölgesi köreliyor. 4 yaşına kadar bunu düzelttik düzelttik, düzeltmedik ondan sonra beyin kendini kapatıyor. Ondan sonra öğrenmek çok zorlaşıyor. Çok özel çaba ve eğitimlerle oluyor.”