Prof. Dr. Dodurka'dan Covid-19 açıklaması: "Kömürden vazgeçmeliyiz!"
PROF. DR. H. TAMER DODURKA: “ÇEVRE SAĞLIĞI TEDBİRLERİ ALINMAZSA VİRÜSLE MÜCADELEDE BÜYÜK BEDELLER ÖDEYECEĞİZ”
13 Kasım 2020 - 12:47
Covid-19 vakalarının son günlerde artış gösterdiğine dikkati çeken İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, “Soğuk havayla bazı illerimizde korona virüsle mücadele zorlaşacak” uyarısında bulundu ve ekledi: “Birçok ilimizde Mahalli Çevre Kurulu kararlarıyla ısınma amaçlı kömür kullanımı yasaklanmışken bazı illerimizde ise kamu binaları dahil kömür kullanımına halen devam ediliyor. Soğuk havaların bastırmasıyla bu kullanım daha da fazlalaşacak!”
Kömür kullanımından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, “Kömür kaynakları bakımından özellikle bazı yörelerimiz zengin. Bu kaynakları işleten kömür (linyit) sektörünün kentlerde kömür kullanımı konusunda talepleri mevcut. Bu talebe kömüre dayalı termik santralleri de dahil edebiliriz. Oysa 'Mevcut kaynakları ekonomiye kazandırmak' gibi aslında sağlık ekonomisi açısından bize çok daha ağır bir bedel ödeten bu anlayıştan özellikle bu günlerde vazgeçmemiz gerekiyor’’ ifadesinde bulundu.
“Korona salgını kömürden kaynaklanan hava kirliliğinin ölümcül risklerini daha da arttırdı” diyerek sözlerini sürdüren Dodurka, kömürden çıkan dumanın ‘zehir’ niteliğinde olduğunu ve gelişmiş ülkelerin kömür kullanımını terk ettiğini belirtti.
Kömürün ülke ekonomisine getirisinden çok götürüsü olduğunu savunan İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.H.Tamer Dodurka, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ’’Ekonomisi kötü bazı ülkeler gerek ısınma amaçlı gerekse de enerji üretimi amaçlı olarak vatandaşın olumsuz etkilenmesini göze almak zorunda kalıyorlar. Ama kısa vadede ülke ekonomisine getirdiği para zaman içerisinde kaybedilen insan sağlığı için fazlasıyla harcanıyor. Bu olumsuz etkiler arasında astım ve KOAH başta olmak üzere kronik akciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları ve kanseri sayıyorduk. Ancak korona salgını, kömürden kaynaklanan hava kirliliğinin ölümcül risklerini daha da arttırdı. Yurt dışında yapılan çeşitli araştırmalar korona virüs ölümleri ile hava kirliliği arasında doğru bir orantı olduğunu, kirlilik artışıyla ölüm oranlarının da arttığını ortaya koydu. Örnek vermek gerekirse, Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmada hava kirliliği fazla olan yerleşim yerlerinde, virüs vakalarının yüksek olduğu, kirli havaya uzun süre maruz kalmanın korona ölüm oranını %11 arttırdığı saptandı. Türkiye’de kamuoyu ile paylaşılan böyle bir araştırma yok ama Covid-19’un, gerek sanayi gerekse de bina bacalarından çıkan dumanın az olduğu kırsal yerleşim yerlerinde daha düşük seyretmesine ilişkin gözlemler bu araştırma sonuçlarıyla uyumludur’’
Kömür kullanımının bir an önce terk edilip alternatif yakıtlara geçilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, Covid-19 salgınıyla birlikte kentlerde ısınma amaçlı kömür kullanımının terk edilip alternatif yakıtlara geçilmesinin öneminin daha da arttığının altını çizdi.
Salgın hastalıklarla mücadelenin sadece sağlık çalışanlarının omuzlarına yüklenilmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, ’Korona virüsün kirli hava koşullarındaki ölümcül etkileri göz önüne alınarak, alternatif yakıtlara henüz geçmeyen kentlerimizde, il mahalli çevre kurullarının bir an önce kamu binalarında, sonra büyük siteler ve ardından diğer binalarda kömür kullanımını yasaklamaları insan ve çevre sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Maalesef bazı illerimizde ısınmadan kaynaklı hava kirliliğini önleme eylem planlarında, gerekli dönüşümün yapılması için kamu kurum binalarına oldukça uzun (4-5 yıl) süre verilmekte, diğer binalar ise plana dahil bile edilmemektedir. Korona ve benzeri hastalıklarla mücadele sadece sağlık çalışanlarımızın omzuna yüklenecek bir konu değildir. Bunlarla topyekûn mücadelede “Tek Sağlık” başlığı altında yer alan ‘’Çevre Sağlığı” tedbirleri alınmazsa virüslerle mücadeleye büyük bedeller ödeyeceğimiz unutulmamalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.
Kömür kullanımından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, “Kömür kaynakları bakımından özellikle bazı yörelerimiz zengin. Bu kaynakları işleten kömür (linyit) sektörünün kentlerde kömür kullanımı konusunda talepleri mevcut. Bu talebe kömüre dayalı termik santralleri de dahil edebiliriz. Oysa 'Mevcut kaynakları ekonomiye kazandırmak' gibi aslında sağlık ekonomisi açısından bize çok daha ağır bir bedel ödeten bu anlayıştan özellikle bu günlerde vazgeçmemiz gerekiyor’’ ifadesinde bulundu.
“Korona salgını kömürden kaynaklanan hava kirliliğinin ölümcül risklerini daha da arttırdı” diyerek sözlerini sürdüren Dodurka, kömürden çıkan dumanın ‘zehir’ niteliğinde olduğunu ve gelişmiş ülkelerin kömür kullanımını terk ettiğini belirtti.
Kömürün ülke ekonomisine getirisinden çok götürüsü olduğunu savunan İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.H.Tamer Dodurka, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ’’Ekonomisi kötü bazı ülkeler gerek ısınma amaçlı gerekse de enerji üretimi amaçlı olarak vatandaşın olumsuz etkilenmesini göze almak zorunda kalıyorlar. Ama kısa vadede ülke ekonomisine getirdiği para zaman içerisinde kaybedilen insan sağlığı için fazlasıyla harcanıyor. Bu olumsuz etkiler arasında astım ve KOAH başta olmak üzere kronik akciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları ve kanseri sayıyorduk. Ancak korona salgını, kömürden kaynaklanan hava kirliliğinin ölümcül risklerini daha da arttırdı. Yurt dışında yapılan çeşitli araştırmalar korona virüs ölümleri ile hava kirliliği arasında doğru bir orantı olduğunu, kirlilik artışıyla ölüm oranlarının da arttığını ortaya koydu. Örnek vermek gerekirse, Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmada hava kirliliği fazla olan yerleşim yerlerinde, virüs vakalarının yüksek olduğu, kirli havaya uzun süre maruz kalmanın korona ölüm oranını %11 arttırdığı saptandı. Türkiye’de kamuoyu ile paylaşılan böyle bir araştırma yok ama Covid-19’un, gerek sanayi gerekse de bina bacalarından çıkan dumanın az olduğu kırsal yerleşim yerlerinde daha düşük seyretmesine ilişkin gözlemler bu araştırma sonuçlarıyla uyumludur’’
Kömür kullanımının bir an önce terk edilip alternatif yakıtlara geçilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, Covid-19 salgınıyla birlikte kentlerde ısınma amaçlı kömür kullanımının terk edilip alternatif yakıtlara geçilmesinin öneminin daha da arttığının altını çizdi.
Salgın hastalıklarla mücadelenin sadece sağlık çalışanlarının omuzlarına yüklenilmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. H. Tamer Dodurka, ’Korona virüsün kirli hava koşullarındaki ölümcül etkileri göz önüne alınarak, alternatif yakıtlara henüz geçmeyen kentlerimizde, il mahalli çevre kurullarının bir an önce kamu binalarında, sonra büyük siteler ve ardından diğer binalarda kömür kullanımını yasaklamaları insan ve çevre sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Maalesef bazı illerimizde ısınmadan kaynaklı hava kirliliğini önleme eylem planlarında, gerekli dönüşümün yapılması için kamu kurum binalarına oldukça uzun (4-5 yıl) süre verilmekte, diğer binalar ise plana dahil bile edilmemektedir. Korona ve benzeri hastalıklarla mücadele sadece sağlık çalışanlarımızın omzuna yüklenecek bir konu değildir. Bunlarla topyekûn mücadelede “Tek Sağlık” başlığı altında yer alan ‘’Çevre Sağlığı” tedbirleri alınmazsa virüslerle mücadeleye büyük bedeller ödeyeceğimiz unutulmamalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.