Prof. Dr. Gürgün: Tütün salgını 21'inci yüzyılda 1 milyar kişiyi öldürebilir
Prof. Dr. Alev Gürgün, “Tütün ürünleri kullanımı, akciğer kanseri, KOAH, astım ve diğer kronik solunum yolu hastalıklarına neden olur. Dil, dudak, gırtlak, yutak, yemek borusu, mide, pankreas, böbrek ve diğer organların kanserleri yanı sıra kalp ve diğer damarlarda daralma, kalp krizi, felç, körlük, katarakt, kemiklerde kronik hastalıklara neden olmaktadır” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alev Gürgün, “Tütün salgını 20’inci yüzyılda dünyada 100 milyon kişiyi öldürdü. 21’inci yüzyılda da 1 milyar kişiyi öldürebilir” diye konuştu.
Her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden olan tütün epidemisinin şu ana kadar ortaya çıkan en büyük halk sağlığı tehditlerinden birisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gürgün, “Bu maruziyetin yaklaşık 6 milyonu doğrudan tütün kullanımı sonucu, yaklaşık 1 milyonu ise pasif içiciliğe bağlı olduğu düşünülmektedir.
Sigara paketi bir çeşit taşınabilir reklam panosudur. Tütün ve tütün ürünleri dünyanın sağlıklı - sürdürülebilir yaşamı önünde engeldir. Tütün ürünleri sadece akciğer sağlığını tehdit etmez. Akciğer kanseri, KOAH, astım ve diğer kronik solunum yolu hastalıklarına neden olur. Akciğer dışında; dil, dudak, gırtlak, yutak, yemek borusu, mide, pankreas, böbrek ve diğer organların kanserleri yanı sıra kalp ve diğer damarlarda daralma, kalp krizi, felç, körlük, katarakt, kemiklerde kronik hastalıklara neden olmaktadır” dedi.
“Isıtmalı ve elektronik nikotin sunum sistemi ciddi tehdit oluşturuyor”
Son yıllarda klasik tütün ürünlerinin dışında farklı şekillerde tütün ürünleri kullanılmaya başlanıldığını vurgulayan Prof. Dr. Gürgün, “ Isıtmalı ve elektronik nikotin sunum sistemi (ENSS) olarak bilinen bu ürünler halk sağlığı üzerinde ciddi tehdit oluşturmaktadır. En yaygın kullanılan elektronik sigaralar yanmayan veya tütün yaprağı kullanılmayan ancak kullanıcıların içine çektiği bir sıvıyı buharlaştıran aletlerdir. Maalesef, e-sigara ve “ısıtmalı” ürünlerin tüketimi özellikle gençler ve yetişkinler arasında çok yaygınlaşmıştır. Bu ürünlerin daha masum olduğu düşünülse de tüm elektronik ürünler nikotin içermektedir. Tütün kullanımı çoğunlukla adölesan döneminde oluştuğundan Türkiye’nin genç nüfusunu bir ömür boyu olası nikotin bağımlılığını önlemeye dair eylemler hayati önem taşımaktadır. Tütün ürünlerine karşı uygulanan sağlık politikası ve sivil toplum örgütlerinin mücadelesi, medya kanallarından yapılan bilgilendirmeler çok büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.
Ülkemizde tütünle resmi mücadele 1996 yılında başladığını hatırlatan Prof. Dr. Gürgün, “İlk kez Kanıta dayalı bir anlaşma olarak Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS) imzalanmış ve 2005 Şubat ayında yürürlüğe girmiştir. Türkiye, halk sağlığının geliştirilmesinde önemli bir kilometre taşı olan bu sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerden biridir. Bu sözleşme, insanların en üst düzeyde sağlık standardı hakkının tekrar altını çizmektedir.
Sözleşmenin 181 tarafı bulunmaktadır ve dünya nüfusunun yüzde 90’dan fazlasını kapsamaktadır. 2008 yılına kadar oluşturulan eylem planları üzerinde çalışılmış, “Dumansız Hava Sahası” kampanyası başlatılmış, 2099 yılında da tüm kapalı alanlara yasaya dahil edilmiştir. 27.9.2017 tarihinde sunulan torba yasa tasarısından tütün piyasası ve ürünlerine ilişkin, toplum sağlığını tehdit eden sigara ve diğer tütün mamülleri kategorisine girmeyen yeni tütün mamüllerinin (ısıtılarak kullanılan nikotin ürünlerinin) üretimine, ithalatına, satışına asgari miktar belirtilerek izin veren 68-71. maddelerin çıkarılması çok olumlu bir gelişmedir. Bu mücadelelere devam edilmesi gereklidir” dedi.