Prof. Dr. Tayfun Doğan: "Umutsuzluk, manevi bir intihar; psikolojik ölümdür!"
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Doğan, umudun insan yaşamındaki kritik önemine değindi.
15 Ekim 2024 - 22:59
Umut, diğer olumlu duyguları tetikliyor!
Umut üretkenliği ve yaratıcılığı artırıyor!
Umudun insan yaşamındaki kritik önemine değinen Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Doğan, “Umuda ihtiyacımız var çünkü umutsuzluğun bedeli çok ağırdır. Umutsuzluk, manevi bir intihardır; psikolojik ölümdür, insanı kör eder.” dedi.Umutsuzluğa ayarlanmış bir beynin çabalamanın gereksiz olduğuna, hiçbir şeyin değişmeyeceğine, yaşanan sıkıntıların daimi olacağına, geleceğin bulanık ve belirsiz olduğuna inandığını ifade eden Prof. Dr. Tayfun Doğan, “Umut, diğer olumlu duyguları tetikler. Siz umutlu ve iyimser olduğunuzda mutluluk, neşe, sevinç, cesaret gibi diğer olumlu duygular da harekete geçer.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Doğan, umudun insan yaşamındaki kritik önemine değindi.
Umutsuzluk, manevi bir intihar; psikolojik ölümdür!
Prof. Dr. Tayfun Doğan, umudun aktif bir adanmışlık ve varoluşsal bir enerji kaynağı olduğunu belirterek, “Umuda olan ihtiyacımızı ortaya koyabilmek için öncelikle umutsuzluğu anlamamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü mutluluk gibi umut da yokluğunda değeri daha iyi anlaşılan bir kavramdır. Gerçek anlamda umutsuzluğu yaşayan kişiler, bunun hepimiz için taşınması çok ağır bir yük olduğunu bilirler. Umuda ihtiyacımız var çünkü umutsuzluğun bedeli çok ağırdır. Umutsuzluk, manevi bir intihardır; psikolojik ölümdür; insanı kör eder; kişinin kendisinden ve onu yaşama bağlayan her şeyden vazgeçmesi anlamına gelir.” dedi.
Umutsuzluğa ayarlanmış bir beyin geleceğin belirsiz olduğuna inanır
Umutsuzluk halindeki bir bireyin, çabalamanın gereksiz olduğunu, hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Tayfun Doğan, şöyle devam etti:“Umutsuzluğa ayarlanmış bir beyin, çabalamanın gereksiz olduğuna, hiçbir şeyin değişmeyeceğine, yaşanan sıkıntıların daimi olacağına, geleceğin bulanık ve belirsiz olduğuna inanır. Bir bakıma umutsuzluk, geleceğe ipotek koymaktır. İçinde bulunulan olumsuzlukların hiçbir zaman değişmeyeceğine yönelik bir ön kabul içinde bulunmak, bireyi eylemsizliğe iter. Bu durum sonucunda da umutsuz bireylerde çaresizlik, yaşama isteğinin kaybı, sözel ve davranışsal ifadelerde azalma, pasiflik, kavramada bozulma, problem çözme, karar verme, hayal etme ve arzu etme yeteneklerinde azalma, cesaret yitimi, kendini yolun sonunda gibi hissetme, gerginlik ve sinirlilik hali, karamsarlık ve anhedoni (hiçbir şeyden zevk alamama) gibi durumlar görülebilmektedir. Bu ruh hali de doğal olarak depresyona ve intihara davetiye çıkarmaktadır.”
YORUMLAR