Ramazan ayında beklentiler yeniden gözden geçirilmeli

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, pandemi koşullarında idrak edilen Ramazan ayının psikolojik iyi oluş üzerindeki etkilerine değindi.

Ramazan ayında beklentiler yeniden gözden geçirilmeli
20 Nisan 2021 - 01:47

Ramazan ayı bu yıl da pandemi gölgesinde idrak ediliyor. Tüm canlıların içsel bir denge haline sahip olduğunu ve dışsal koşullara rağmen bu dengeyi korumaya çalıştıklarını belirten uzmanlar, “Ramazan ayı başlı başına psikolojik iyi oluşun önemli bir örneğidir. Pandemi sürecinde bu gerçekliğin farkında olmak ve nasıl diğer zorluklara sebat gösteriyorsak bu zorluğa da sebat göstermek ve mevcut şartlara uygun şekilde dini ibadetler ve sosyal etkileşimi gerçekleştirmek gerekir. Bir yanıyla bu süreç beklentilerin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eder” diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, pandemi koşullarında idrak edilen Ramazan ayının psikolojik iyi oluş üzerindeki etkilerine değindi.

Her koşula rağmen dengeyi korumaya sağlarız

Tüm canlıların yaşamlarında “homeostasi” denilen içsel bir denge haline sahip olduğunu ve dışsal koşullara rağmen bu dengeyi korumaya çalıştıklarını kaydeden Ömer Bayar, “Çünkü çevresel şartlar sabit ve kararlı değildir. Gıdaya ulaşım, iklim şartları, tehdit ve riskler gibi birçok değişken, iç dengenin korunmasının ne kadar önemli olduğu gösterir. İnsan da yaşam boyu onu bekleyen sayısız ihtimallere rağmen hayatında bir denge oluşturabilmelidir. Psikolojik iyi oluş ise insanın zorlu yaşamsal etmenlere rağmen kendi ruhsal dengesini koruyabilmesine işaret eder. Ailevi sorunlar, ilişkisel çatışmalar, maddi problemler, krizler hepsi birer meydan okuma gibi kabul edilebilir” dedi.

İbadet etmek, psikolojik deneyimi de barındıran bir eylemdir

Ramazan’ın bir yandan manevi bir anlam taşırken diğer yandan kültürel etkileşimin de yoğun olduğu, ziyaretlerin, ortak ibadetlerin, toplu iftarların yapıldığı bir ay olduğunu hatırlatan Ömer Bayar, “İbadet etmek kendi içinde birçok psikolojik deneyimi de barındıran bir eylemdir. Daha büyük bir üst varlığa sığınmak, kendi ahlaki ve etik değerlerini gözden geçirerek doğrularına ve yanlışlarına yönelik farkındalık geliştirmek, suçluluk yaratan içsel deneyimlerin verdiği rahatsızlıktan bağışlanma beklentisiyle kurtulmak, dünyada yakalanamayan adaletin ilahi adalet ile yakalanacağı beklentisiyle öfkesini kontrol edebilmek gibi birçok dinamiğin yer aldığı ibadetler bu yanıyla birçok din içerisinde önemli bir yer tutar” diye konuştu.

Ramazan başlı başına psikolojik iyi oluşun örneğidir

Pandemi nedeniyle kısıtlamaların olması, bulaş riskine karşı tedbirlerin arttırılması, Ramazan ayına yönelik söz konusu toplu ibadetlerin ve sosyal etkileşimin büyük ölçüde azaldığını belirten Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, şunları söyledi:

“Tam da bu noktada bahsettiğimiz denge hali, yani hali hazırda alışık olduğumuz yaşam tarzı sekteye uğrayacaktır. Bu durumla baş edebilmek bir yanıyla ihtiyaçların önceliklerini değiştirmek, bir yanıyla da ihtiyaçlara yönelik tolerans gösterebilmekle olur. Aslında Ramazan birçok yönden bu becerilerin kullanıldığı, insanın nefsine ağır gelen ibadetlerin daha fazla yapıldığı, maddiyatın çok değer gören bir kavram olmasına rağmen infak, zekat ve sadakaların verildiği, zorlayıcı açlık ve susuzluğa tahammüllün gösterildiği, öfke ve kırgınlık gibi zorlayıcı duygusal süreçlerin kontrol edilmeye çalışıldığı, elde var olana şükredildiği bir aydır. Yani aslında Ramazan ayı başlı başına psikolojik iyi oluşun önemli bir örneğidir. Pandemi sürecinde bu gerçekliğin farkında olmak ve nasıl diğer zorluklara sebat gösteriyorsak bu zorluğa da sebat göstermek ve mevcut şartlara uygun şekilde dini ibadetler ve sosyal etkileşimi gerçekleştirmek gerekir. Bir yanıyla beklentilerin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eder bu süreç. 

Mevcut şartlara uyum gösterilmeli

Tam da yaşanan böylesine bir kriz durumu içerisinde geçmiş yıllardaki gibi geleneksel bir Ramazan ayı geçirmeyi beklemek yerine mevcut şartlarda neler yapılabilir? Akrabalar ile iletişim nasıl kurulabilir? Sosyal izolasyon ve kısıtlamalar eşliğinde ailece nasıl vakit geçirilebilinir? Bu soruların yanıtlarını düşünmek ve sorun odaklı değil çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemek gerekir. Gerçekçi beklentiler ve çözüm odaklı yaklaşım, motivasyon kaybı ve moral bozukluğunun önüne geçmede yardımcı olacaktır.”

Online programlar takip edilebilir

İbadet ederken de bu bakış açısıyla yaklaşmanın önemine işaret eden Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, “Örneğin camide cemaat ile namaz kılınamıyor ise evde aile üyeleri ile birlikte namaz kılmak, Kuran-ı Kerim tilavetlerine katılmak mümkün değilse online programları takip etmek, yapılacak yardımları aracı dernekler vasıtasıyla gerçekleştirmek gibi yeni yaklaşımlar ile hem mevcut dönemin riskleri gözetilebilir hem de Ramazan ayının manevi ruhu bir yanıyla yakalanabilir” tavsiyesinde bulundu.

Mevcut koşulları en iyi şekilde yöneterek yaşam kalitesi artırılabilir

“Unutmamak gerekir ki şartlar, koşullar ve yaşam her daim değişim içerisindedir” diyen Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, “İnsanlar da hep bu değişime ayak uydurarak varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Bu pencereden bakıldığında hayatta sadece ideal/mükemmel koşulları bekleyerek değil, mevcut koşulları en iyi şekilde yöneterek yaşam kalitesi arttırılabilir” dedi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Av. Olgu Altuğ'dan Bergama Esnaf Çarşısı İçin Yargı Kararı Değerlendirmesi
Av. Olgu Altuğ'dan Bergama Esnaf Çarşısı İçin Yargı Kararı...
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...