"Öğrencilerin barınma sorunu devam ediyor"

Saadet Partisi (SP) İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, son haftalarda tartışmaların odağına oturan ve barınamayan üniversite öğrencilerinin düzenlediği gösteriler ile kamuoyunun ilgisini çeken yurt sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi İzmir İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında Kredi Yurtlar Kurumu’nda ciddi kontenjan yetersizliği bulunduğuna dikkat çeken Mustafa Erduran, barınmanın öğrenciler için önemli bir sorun olduğunu belirtti.

Yapılmış yurtları inkâr etmediklerini ancak 8 milyon üniversiteli için sadece 700 bin yatak olduğunu vurgulayan Saadet Partili Erduran, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yurtların yetersizliği, öğrencilerin yoğun bir barınma sorunu yaşadığı bir gerçek. Haftalardır yaşanıyor. Hala devam ediyor. Ancak iktidar, hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da var olan durumu inkâr ediyor, sorumluluğu üstlenmiyor, günah keçisi arıyor. Öğrencilerin yurt problemini bile kendi iktidarına zarar vermek üzere kurgulanmış, aslında gerçek payı olmayan sahte bir gündem gibi takdim edebiliyor. İktidara sormak istiyoruz: Kredi Yurtlar Kurumundaki ciddi kontenjan yetersizliğini nasıl inkâr edelim? Konut kiralarındaki artış ve özel yurtların pahalılığı nedeniyle eğitimlerini yarıda bırakmakla yüz yüze gelen binlerce genç yok mu?”

Skor ve tabela üniversiteleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişteki üniversite bursları ile şu anki rakamı karşılaştırdığında kullandığı ‘elinize dizinize dursun’  ifadesini de eleştiren Mustafa Erduran; “Bu üslup asla devlet adamına yakışan bir üslup değildir. Vatandaşlarının sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak, devletin asli görevidir. Bunlar devlet yöneticilerinin lütfu değildir. Üstelik vergisi yine vatandaşlarca ödenen kamu hizmetidirler.” diye konuştu.

Bir ülkenin önceliğinin ‘her yere üniversite, her isteyene diploma’ yerine, yüksek kaliteli eğitim olması gerektiğinin de altını çizen Erduran şunları söyledi: “Hedefin eğitim kalitesi yerine üniversite sayısında skor ve tabela olduğu bir yükseköğrenim sistemi, gençleri içi boş ve niteliksiz kurumlarda dört yıl oyalamaktan ve sonrasında da diplomalı işsizler ordusuna katmaktan başka işe yaramaz.”