Sabahattin Ali Anı Evi törenle açıldı
Edremit Belediyesi, edebiyatın ünlü ismi Sabahattin Ali’nin 103 yıl önce Edremit’te yaşadığı ev bir anı evine dönüştürerek halkın hizmetine açtı.
02 Nisan 2021 - 18:14
Edremit Belediyesi, edebiyatın ünlü ismi Sabahattin Ali’nin 103 yıl önce Edremit’te yaşadığı ev bir anı evine dönüştürerek halkın hizmetine açtı. Bir dönem Edremit ilçesinde yaşayan ünlü şair ve yazar Sabahattin Ali’nin Hekimzade Mahallesi’nde adının verildiği sokakta ki evi Edremit Belediyesi tarafından anı evi olarak düzenlendi.
Ünlü yazarın kızı Filiz Ali’nin duygusal anlar yaşadığı törende konuşan Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, “Yıl 1918’di. Bundan 103 yıl önceydi. Sabahattin Ali, ailesiyle bu sokağa taşındı. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları buralarda geçti. Bu evde yaşardı. Bu sokaklarda koşardı. Bu dağlarda gezerdi. Çalışkan bir çocuktu. Bir akşam evinde ışık yokmuş. Sokak lambasının aydınlığında çalışıyormuş. Onu gören Edremit Kuvay-i Milliyecilerinden Ruhi Sağdıç yanına yaklaşmış. -“Ne yapıyorsun?” diye sormuş. Evinde elektrik olmadığını öğrenince, “Bizim eve gel, dersini bizim evde yap..” demiş. Babasıyla da konuşup Sabahattin Ali’yle yakından ilgilenmiş. Bu vesileyle sadece bu toprakları kurtaran değil, küçük çocukları da kollayan o şanlı Edremit Kuvay-i Milliyeciler’ine de şükranlarımı sunuyor, onları saygıyla anıyorum. Ve o çocuk 41 yıllık hayatına çok şey sığdırdı. İlk öykülerini, ilk şiirlerini bu topraklarda, Edremit’te yazdı. Kuyucaklı Yusuf romanı Edremit’te geçti. Nice öykülerinde bu toprakları anlattı. Kazdağları’nda başlattığı edebi yolculuğu, Kürk Mantolu Madonna’yla Almanya’ya kadar uzandı. Ardında eserler, dilimizde şiirlerinden esinlenen şarkılar bıraktı. 73 yıl önce bugün gözlerini yumsa da, yaşayan ve yaşatılan, “Edremit’in Sabahattin Ali”si ne selam olsun. Yoldaşı Aziz Nesin’e, Rıfat Ilgaz’a ve Nazım Hikmet’e selam olsun.
Altını çizerek belirtiyorum. Sabahattin Ali, eşsiz kitaplarıyla yaşıyor. O, ismine ithaf ettiğimiz çalışmalarımızla yaşıyor. Ve bugün, birlikte açılışını yapacağımız “Sabahattin Ali Anı Evi” ile yaşıyor. Bugün onun öldüğü değil, onu yaşattığımız gün olarak tarihe not düşülüyor. Çünkü “Edremit’in Sabahattin Ali”si burda yaşadı, bugünde yaşıyor ve daima yaşayacaktır.
İnanın hayatımın en özel günlerinden birindeyim. Belediye Başkanlığım bittiğinde hep bu günü hatırlayacağım. Hayatım boyunca “Sabahattin Ali Anı Evi” ni Edremit’e kazandırmış olmakla gurur duyacağım. Bugün müze kıymetliyse, bunda bir kişinin büyük katkısı vardır. O kişi Sabahattin Ali’nin gözbebeği, teşrifleriyle bizleri onurlandıran biricik kızı Filiz Ali’dir.. Bir evlat düşünün ki babasına ait eşyaları Edremit Belediyesi aracılığıyla, halkımızla, gelecek nesillerle paylaşmıştır. O’na, İyi ki varsınız diyor ve candan teşekkür ediyorum.
Birazdan içeriye gireceksiniz. İçerde bu büyük yazarın eşyalarını göreceksiniz. Bu eşyaların geldiği günü unutmuyorum. Kızı Sevgili Filiz Ali babasının hatıralarını yıllarca korudu. Özenli bir kutunun içinde, özel kağıt ve kumaşlara sarılmış olarak bu emanetler bana geldi. Senelerdir saklanan hatıralar bana verildiğinde inanın ellerim titredi. Kırık Gözlüğüne, gözlük camlarına baktım. Bu camlardan dünyaya bakan eşsiz dimağı düşündüm. Kullandığı piposunu görünce çok şaşırdım. Sigara tabakasına dokundum. Hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğraflara baktım ve onun hatıralarında gezindim. Elimde el yazısıyla yazdığı şiiri duruyordu. Orada şöyle diyordu. Başım dağ saçlarım kardır / Deli rüzgârlarım vardır / Ovalar bana çok dardır / Benim meskenim dağlardır dağlar… / Bu satırları okurken şarkısını mırıldandım. İçeride bir takım elbise göreceksiniz. Filiz Ali, bu takım elbiseyi İstanbul’da Uğur Hanıma takdim ederken “Babamın bende kalan son elbisesi, son eşyası” demiş. Bunu duyunca çok etkilendim. Bu elbise, akşam vakitlerinde bana ulaştı. Evimde bir gece muhafaza ettim. Sadece bir elbiseyi değil, sanki Sabahattin Ali’yi de evimde misafir ettim. Kızlarım Rüya ve İpek’e o gece Sabahattin Ali’yi anlattım… Ertesi sabah ellerimle bu son kıyafeti alıp işte bu eve geldim.
Şimdi bunların hepsini ve daha fazlasını sizler de göreceksiniz. Anı evinden içeri girdiğinizde, bir büyük yazarın ruhuna da gireceksiniz. Edebiyata adanmış bir ömrün kilometre taşlarını göreceksiniz. Çekilen fotoğraflarla, çalan şarkılarla, gösterilen belgesellerle kim bilir hangi duygulara seyahat edeceksiniz. Kişisel eşyalarını görüp, romanlarında ve hayatında iz bırakmış şehirleri tanıyacaksınız. Öldüğü gün Aziz Nesin’in ve Rıfat Ilgaz’ın yazdığı yazılarla onu daha da iyi anlayacak, Kuyucaklı Yusuf’ta bahsedilen tulumba ve kuyuyla o zamanları yaşayacaksınız. Sadece bize armağan eserlerini değil, eşine ve ailesine yazdığı özel mektupları, bir büyük kalemin kaleminden dökülen satırları okuyacaksınız. Elinde fotoğraf makinesiyle çok sevdiği Kazdağları’nda dolaşırken, onun firar etmiş bir ajan sanılıp tutukladığını öğrenince çok şaşıracaksınız. Bu müzedekileri ve daha fazlasını anlatmak, güzel bir filmin sonunu söylemek gibidir. Ama bilin ki bu eve girdiğinizdeki sizle, çıktığınızdaki siz aynı olmayacaksınız. Bugün gelecek nesillere somut bir kültür mirası bırakmanın onurunu yaşıyoruz. Sabahattin Ali ile ilgili çok sergiler olmuştur. Ama biz bugün kalıcı bir eser armağan ediyoruz. Bir kültürü, gelecek nesillere aktarmanın onurunu tadıyoruz. Sahiplendiğimiz ve Edremit’e kazandırdığımız, değil sadece ilçemize ülkemize de armağan ettiğimiz bu eserle gurur duyuyoruz. Sabahattin Ali Anı Evi Edremit’imize hayırlı olsun. Müzemiz Balıkesir’e hayırlı olsun. Bu kültürel miras ülkemize hayırlı olsun. “Edremit’in Sabahattin Ali’si” ışıklar içinde uyusun” dedi.
Konuşmasının sonunda Filiz Ali’yi kürsüye davet eden Başkan Arslan, “Ben müsaadenizle bu eşsiz eserin meydana gelmesinde emeği geçenlere de huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Tarife sığmaz, kelimelerle anlatılmaz en büyük teşekkürü kendinden, anılarından, gözü gibi sakındıklarından veren Sayın Filiz Ali’ye sunmak istiyorum. Kendisine Edremit Halkı adına kalpten şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Filiz Ali’de yaptığı konuşma gözyaşlarına hakim olamadı. Ali, konuşmasında “Babamı 73 yıl önce bugün kaybettim. Ancak şimdi bugün burada onu kaybetmediğimi görüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
Fili Ali tarafından Sabahattin Ali’nin kitapları imzalandı. Açılış törenini ardından Cumhuriyet Meydanı’nda Edremit Belediyesi tarafından hazırlattırılan ve ilk kez yayınlanan “Edremit’in Sabahattin Ali’si” isimli kitap imza töreni ile Edremitlilere dağıtıldı. Edremit Kent Konseyi tarafından Sabahattin Ali anısına düzenlenen öykü yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Akşam da Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde Sabahattin Ali anma gecesi düzenlendi. Pandemi kuralları gözetilerek gerçekleştirilen törenlere Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, Balya Belediye Başkanı Orhan Gaga, CHP Edremit İlçe Başkanı Deniz Onur Özcan, Gazeteci Serhan Asker, Belediye Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri, Siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Ünlü yazarın kızı Filiz Ali’nin duygusal anlar yaşadığı törende konuşan Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, “Yıl 1918’di. Bundan 103 yıl önceydi. Sabahattin Ali, ailesiyle bu sokağa taşındı. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları buralarda geçti. Bu evde yaşardı. Bu sokaklarda koşardı. Bu dağlarda gezerdi. Çalışkan bir çocuktu. Bir akşam evinde ışık yokmuş. Sokak lambasının aydınlığında çalışıyormuş. Onu gören Edremit Kuvay-i Milliyecilerinden Ruhi Sağdıç yanına yaklaşmış. -“Ne yapıyorsun?” diye sormuş. Evinde elektrik olmadığını öğrenince, “Bizim eve gel, dersini bizim evde yap..” demiş. Babasıyla da konuşup Sabahattin Ali’yle yakından ilgilenmiş. Bu vesileyle sadece bu toprakları kurtaran değil, küçük çocukları da kollayan o şanlı Edremit Kuvay-i Milliyeciler’ine de şükranlarımı sunuyor, onları saygıyla anıyorum. Ve o çocuk 41 yıllık hayatına çok şey sığdırdı. İlk öykülerini, ilk şiirlerini bu topraklarda, Edremit’te yazdı. Kuyucaklı Yusuf romanı Edremit’te geçti. Nice öykülerinde bu toprakları anlattı. Kazdağları’nda başlattığı edebi yolculuğu, Kürk Mantolu Madonna’yla Almanya’ya kadar uzandı. Ardında eserler, dilimizde şiirlerinden esinlenen şarkılar bıraktı. 73 yıl önce bugün gözlerini yumsa da, yaşayan ve yaşatılan, “Edremit’in Sabahattin Ali”si ne selam olsun. Yoldaşı Aziz Nesin’e, Rıfat Ilgaz’a ve Nazım Hikmet’e selam olsun.
Altını çizerek belirtiyorum. Sabahattin Ali, eşsiz kitaplarıyla yaşıyor. O, ismine ithaf ettiğimiz çalışmalarımızla yaşıyor. Ve bugün, birlikte açılışını yapacağımız “Sabahattin Ali Anı Evi” ile yaşıyor. Bugün onun öldüğü değil, onu yaşattığımız gün olarak tarihe not düşülüyor. Çünkü “Edremit’in Sabahattin Ali”si burda yaşadı, bugünde yaşıyor ve daima yaşayacaktır.
İnanın hayatımın en özel günlerinden birindeyim. Belediye Başkanlığım bittiğinde hep bu günü hatırlayacağım. Hayatım boyunca “Sabahattin Ali Anı Evi” ni Edremit’e kazandırmış olmakla gurur duyacağım. Bugün müze kıymetliyse, bunda bir kişinin büyük katkısı vardır. O kişi Sabahattin Ali’nin gözbebeği, teşrifleriyle bizleri onurlandıran biricik kızı Filiz Ali’dir.. Bir evlat düşünün ki babasına ait eşyaları Edremit Belediyesi aracılığıyla, halkımızla, gelecek nesillerle paylaşmıştır. O’na, İyi ki varsınız diyor ve candan teşekkür ediyorum.
Birazdan içeriye gireceksiniz. İçerde bu büyük yazarın eşyalarını göreceksiniz. Bu eşyaların geldiği günü unutmuyorum. Kızı Sevgili Filiz Ali babasının hatıralarını yıllarca korudu. Özenli bir kutunun içinde, özel kağıt ve kumaşlara sarılmış olarak bu emanetler bana geldi. Senelerdir saklanan hatıralar bana verildiğinde inanın ellerim titredi. Kırık Gözlüğüne, gözlük camlarına baktım. Bu camlardan dünyaya bakan eşsiz dimağı düşündüm. Kullandığı piposunu görünce çok şaşırdım. Sigara tabakasına dokundum. Hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğraflara baktım ve onun hatıralarında gezindim. Elimde el yazısıyla yazdığı şiiri duruyordu. Orada şöyle diyordu. Başım dağ saçlarım kardır / Deli rüzgârlarım vardır / Ovalar bana çok dardır / Benim meskenim dağlardır dağlar… / Bu satırları okurken şarkısını mırıldandım. İçeride bir takım elbise göreceksiniz. Filiz Ali, bu takım elbiseyi İstanbul’da Uğur Hanıma takdim ederken “Babamın bende kalan son elbisesi, son eşyası” demiş. Bunu duyunca çok etkilendim. Bu elbise, akşam vakitlerinde bana ulaştı. Evimde bir gece muhafaza ettim. Sadece bir elbiseyi değil, sanki Sabahattin Ali’yi de evimde misafir ettim. Kızlarım Rüya ve İpek’e o gece Sabahattin Ali’yi anlattım… Ertesi sabah ellerimle bu son kıyafeti alıp işte bu eve geldim.
Şimdi bunların hepsini ve daha fazlasını sizler de göreceksiniz. Anı evinden içeri girdiğinizde, bir büyük yazarın ruhuna da gireceksiniz. Edebiyata adanmış bir ömrün kilometre taşlarını göreceksiniz. Çekilen fotoğraflarla, çalan şarkılarla, gösterilen belgesellerle kim bilir hangi duygulara seyahat edeceksiniz. Kişisel eşyalarını görüp, romanlarında ve hayatında iz bırakmış şehirleri tanıyacaksınız. Öldüğü gün Aziz Nesin’in ve Rıfat Ilgaz’ın yazdığı yazılarla onu daha da iyi anlayacak, Kuyucaklı Yusuf’ta bahsedilen tulumba ve kuyuyla o zamanları yaşayacaksınız. Sadece bize armağan eserlerini değil, eşine ve ailesine yazdığı özel mektupları, bir büyük kalemin kaleminden dökülen satırları okuyacaksınız. Elinde fotoğraf makinesiyle çok sevdiği Kazdağları’nda dolaşırken, onun firar etmiş bir ajan sanılıp tutukladığını öğrenince çok şaşıracaksınız. Bu müzedekileri ve daha fazlasını anlatmak, güzel bir filmin sonunu söylemek gibidir. Ama bilin ki bu eve girdiğinizdeki sizle, çıktığınızdaki siz aynı olmayacaksınız. Bugün gelecek nesillere somut bir kültür mirası bırakmanın onurunu yaşıyoruz. Sabahattin Ali ile ilgili çok sergiler olmuştur. Ama biz bugün kalıcı bir eser armağan ediyoruz. Bir kültürü, gelecek nesillere aktarmanın onurunu tadıyoruz. Sahiplendiğimiz ve Edremit’e kazandırdığımız, değil sadece ilçemize ülkemize de armağan ettiğimiz bu eserle gurur duyuyoruz. Sabahattin Ali Anı Evi Edremit’imize hayırlı olsun. Müzemiz Balıkesir’e hayırlı olsun. Bu kültürel miras ülkemize hayırlı olsun. “Edremit’in Sabahattin Ali’si” ışıklar içinde uyusun” dedi.
Konuşmasının sonunda Filiz Ali’yi kürsüye davet eden Başkan Arslan, “Ben müsaadenizle bu eşsiz eserin meydana gelmesinde emeği geçenlere de huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Tarife sığmaz, kelimelerle anlatılmaz en büyük teşekkürü kendinden, anılarından, gözü gibi sakındıklarından veren Sayın Filiz Ali’ye sunmak istiyorum. Kendisine Edremit Halkı adına kalpten şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Filiz Ali’de yaptığı konuşma gözyaşlarına hakim olamadı. Ali, konuşmasında “Babamı 73 yıl önce bugün kaybettim. Ancak şimdi bugün burada onu kaybetmediğimi görüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
Fili Ali tarafından Sabahattin Ali’nin kitapları imzalandı. Açılış törenini ardından Cumhuriyet Meydanı’nda Edremit Belediyesi tarafından hazırlattırılan ve ilk kez yayınlanan “Edremit’in Sabahattin Ali’si” isimli kitap imza töreni ile Edremitlilere dağıtıldı. Edremit Kent Konseyi tarafından Sabahattin Ali anısına düzenlenen öykü yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Akşam da Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde Sabahattin Ali anma gecesi düzenlendi. Pandemi kuralları gözetilerek gerçekleştirilen törenlere Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, Balya Belediye Başkanı Orhan Gaga, CHP Edremit İlçe Başkanı Deniz Onur Özcan, Gazeteci Serhan Asker, Belediye Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri, Siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.