Şebnem Burcuoğlu, 'Yasemin Şefik ile İki Koltuk' programına konuk oldu
Her cuma günü Capacity AVM’de Best FM canlı yayınıyla gerçekleşen Yasemin Şefik ile İki Koltuk programı, 12 Ekim’de sempatik yazar Şebnem Burcuoğlu’nu ağırladı...
5. kitabı “Süreya Kuaför Salonu” ile konuk olan Burcuoğlu, Yasemin Şefik’in sorularını yanıtladı. Kitabının içeriği ve karakterleri ile ilgili detaylar veren Şebnem Burcuoğlu, “Bu kitabımda ilk kez yeni bir şey denedim. Daha önceki dört kitabımda da tek bir kadının ağzından anlatıyordum hikâyeyi, bu kitabımda 3 tane kahraman var. Biri de erkek hem de bir mahalle delikanlısı, Cemal, Süreya ve Feza var bir de” diyerek sevenlerine yeni kitabının başrollerini tanıttı.
Şefik’in, “Süreya Kuaför Salonu’nu neden okumalıyız?” sorusunu cevaplayan Şebnem Burcuoğlu şu sözleri kullandı: “Sosyal medyada bu kadar takipçin var, bu kadar seviliyorsun ama iç dünyana döndüğün zaman durum çok farklı. Sosyal medyanın olmadığı zamanlara kıyasla daha yalnız mı hissediyorsun? Biraz daha içine kapandığını mı, yoksa sosyal medyadan paylaştığımız gibi her şey güllük gülistanlık mı? Neden bunları sordum çünkü bu benim hissettiğim bir duyguydu uzun süredir. Sosyal medyada sanki karşındaymış gibi konuşuyorsun ve bir etkileşimde bulunup, bir tablo çiziyorsun fakat o tablo gerçek bir tablo değil. Tamamen sanal bir şey… Bu duygular içerisindeyken daha yalnız ve izole hissetmeye başladım. Arkadaşlarımı ve görüştüğüm insanları azalttım. Bir gün Ediz Hun ve Filiz Akın’ın başrollerini paylaştığı bir Türk filmini izlerken, gözümden bir damla yaş aktı. Bir Yeşilçam filmi izliyordum ve o an dedim ki, ‘ne kadar net, ne kadar güzel ve ne kadar direktmiş’ ilişkiler. Uzun zamandır bu tarz sıcak mahalle kültürünün ve gerçek duyguların işlendiği bir kitap okumadığımı fark ettim kendi adıma. Mutlaka vardır ama bana denk gelmedi. Televizyonda çok işlenen bir konu mahalle ama kitapta o yalnızlığın içinde yazdığım sıcak bir mahalle hikâyesi oldu benim ve tüm okuyucular için. Ben olsam bunun için okumak isterdim Süreya Kuaför Salonu’nu çünkü çok özledim o duyguları.”
Samimi, sıcacık ve gerçek duyguların üzerinde durulan sohbetin sonlarına doğru, ‘Yıldızlı Moda Günleri’nde haftanın en şık kombinini kazanan kişi, hediyelerini Şebnem Burcuoğlu’nun elinden aldı. Capacity AVM’nin her hafta düzenlenen yarışmasında, muhteşem kombinlerin sahibi olmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey; sosyal medya hesabını takip ederek yarışmaya katılmak!
Sohbetin Ara Başlıkları
Film olursa Süreya, Feza ve Cemal’i onlar oynasın!
Süreya Kuaför Salonu’nda hikâyenin bayrak yarışı gibi ilerlediğini söyleyen Burcuoğlu, üç karakterin de sırasıyla hikâyenin bir tarafından tutarak, olayları anlattığını söyledi. Yasemin Şefik’in, “Kocan Kadar Konuş serisi gibi bu kitapta film olursa karakterleri sence kim oynamalı?” sorusu üzerine Burcuoğlu: “Süreya, Cemal ve Feza başrol, ayrıca birçok karakter var: Gülfem Anne, Pilli Aysel, Sinekli Saniye… Kim oynar diye gerçekten üzerine düşünmedim. Çünkü yazarken de tehlikeli bir durum bu. Ama gözümü kapattığımda Süreya, dupduru çok güzel bir kız Serenay Sarıkaya ve Yasemin Kay Allen gibi güzel, duru, endamı olan ve yanınızdan geçtiğinde dönüp baktıran isimler olabilir. Feza ise, çok güzel ama tanıdıkça daha da güzel gelen bir karakter. Mesela Özge Özpirinçci olabilir, o gözleriyle konuşması... Feza çok şaşalı bir güzelliğe sahip değil ama keşfettikçe, tanıdıkça onun dünyasına girersin. Daha derin bir kişilik ve güzellik. Cemal de, Özcan Deniz havalarında ama Özcan Deniz değil, o tavırlarda Buğra Gülsoy bakışlı bir isim olabilir” dedi.
Bunu Ben Oynamalıyım!
Yasemin Şefik, kurgusu, görseli ve konusu bakımından kitabı çok beğendiğini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer kitap film olsaydı, kapını çalıp ‘bunu ben oynamak istiyorum’ diyebileceğim bir rol bile var. Bak çok ilginç orada bir karakter var sadece iki kere görünüyor. İnanılmaz bir karakter, ben oynamak istediğimden değil ama kapını çalardım mutlaka. Çünkü vur kaç yapıyor. Üst mahalleden bir ablamız Cemal’e yanık.”
Karakterin “Alçaktan Ebru” olduğunu söyleyen Şebnem Burcuoğlu, “Editörüm okurken, karakteri biraz daha fazla kullanmamı söyledi ve ben tadında bırakmak istedim. Çünkü onu ikinci seride anlatmak istiyorum” diyerek ikinci kitabın çıkacağının da şimdiden müjdesini verdi.