Sessiz ve kör edici hastalık "Glokom"

Memorial Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Bekir Sıtkı Aslan, “8-14 Mart Dünya Glokom Haftası” öncesinde göz tansiyonu hakkında bilgi verdi.

Sessiz ve kör edici hastalık "Glokom"
05 Mart 2018 - 21:00

GÖRMENİN SESSİZ HIRSIZI GLOKOMA KARŞI ÖNLEMİNİZİ ALIN

Dünyada görme kaybı nedenleri arasında katarakttan sonra ikinci sırada yer alan glokom yani göz tansiyonu sessizce ilerliyor ve yaşam kalitesini bir anda düşürebiliyor. Gözde glokomun oluşturduğu hasar bir an önce tespit edilip, hastalık kontrol altına alınmadığı takdirde geri dönüşü olmayan tablolara yol açabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Bekir Sıtkı Aslan, “8-14 Mart Dünya Glokom Haftası” öncesinde göz tansiyonu hakkında bilgi verdi.

Sessiz ve kör edici hastalık “Glokom”

Glokom, görme bilgisini beyne taşıyan görme sinirinde ilerleyici hasara neden olan bir göz hastalığıdır. Glokomun en yaygın şekli, gözün içinde oluşan sıvının fazla salgılanmasına veya sıvının dışa akımında direnç oluşmasına bağlı göz içi basıncındaki artıştan kaynaklanır. Bu basınç artışı zamanla görme kaybına ve tedavi edilmezse körlüğe neden olabilir. Bir kez geliştiğinde, görsel hasar çoğunlukla geri döndürülemez. Bu durum, glokomun "sessiz kör edici hastalık" ya da "görmenin gizemli hırsızı" olarak tanımlanmasına yol açmaktadır.

Diyabet hastaları ve ailesinde glokom görülenler dikkat!

Her yıl iki milyondan fazla insan glokoma maruz kalıyor ve glokom, dünya genelinde katarakttan sonra körlüğün ikinci en önde gelen nedenidir.Herkeste glokom gelişebilir, ancak 60 yaşın üstündeki insanlar, ailesinde glokom öyküsü olan kişiler veya diyabetliler daha yüksek risk altındadır. Gözlerinizi kontrol altında tutmak ve glokom semptomlarının farkında olmak, erken tanı için yararlı olur.

Erken teşhis körlüğün önüne geçiyor

Glokom için mutlak bir tedavi yoktur, ancak hastalık erken teşhis edilip tedavi edilirse görme kaybı ve körlük önlenebilir. Kişinin yaşı ne olursa olsun, düzenli göz muayenelerini aksatmaması önemlidir. Bu konuda öneriler şöyle sıralanmaktadır:

  • 40 yaşın altındaysanız, her iki ile dört yılda bir kontrol için göz hekimine başvurulması önerilir, yaş arttıkça muayene olma sıklığı artırılmalıdır.
  • 55 yaşından sonra her iki yılda bir gözlerinizi muayene ettirmelisiniz.
  • Ailede göz hastalıkları öyküsü ya da glokom riskinden endişe duymanız halinde mutlaka göz muayenesi olmanız gerekmektedir.

Doktorunuz görme keskinliği testi ve görme alanı testi ve göz içi basıncı da dahil olmak üzere, bir dizi test yoluyla glokom olup olmadığını tespit edebilir. Göz bebeğini büyüterek yapılacak bir göz muayenesi, doktorların retina ve optik sinirlerinize herhangi bir hasar olup olmadığını kontrol etmesine yardımcı olur.

Sağlıklı beslenme ve egzersiz glokom riskini azaltıyor

Araştırmalar, yaşam biçiminin glokom riski üzerinde bir etkisi olabileceğini göstermektedir. Yapılan bir araştırmada, günde 1 porsiyon yeşil yapraklı sebze yemenin aslında glokom riskini yüzde 30 düşürebileceğini göstermektedir. Buna ek olarak, şeker hastalığı gibi obezite ile ilişkili bozukluklar, glokom ve görme kaybı riskinde artışa neden olabilir. İdeal kilonun korunmasına özen gösterilmelidir, doğru diyet ve egzersiz planlaması çok önemlidir.

Masa başı çalışanlar 20-20-20 kuralını uygulayın

Bütün gün masa başında çalışıp bilgisayar ekranlarına bakanlar, gözlerini rahatlatmak için 20-20-20 kuralını uygulayabilirler. 20 dakikada bir 20 saniye 20 adım ileri bakmak göz yorgunluğunu azaltarak gibi göz içi basıncının da düzenlenmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca ağırlık kaldırma veya yogadaki belirli pozisyonlar gibi belirli egzersizler göz basıncını artırabilir. Bu nedenle glokomun önlenmesi veya tedavi edilmesi için yeni bir egzersiz planına başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde Gerideyiz?'
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde...