Siz de "Hayır" diyemeyenlerden misiniz?
Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, toplumda iyi niyet göstergesi olarak kabul edilen 'Hayır' diyememenin aslında psikolojik temellere dayanan bir vaka olduğunu söyledi.
Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, toplumda iyi niyet göstergesi olarak kabul edilen 'Hayır' diyememenin aslında psikolojik temellere dayanan bir vaka olduğunu söyledi.
'Hayır diyemiyorum!' diyenlerin büyük bir sorunla karşı karşıya olduğunu söyleyen Ceren Yağcıköseoğlu, "Kişi, istemediği bir eylemi sırf 'hayır' diyemediği için yapıyorsa, bu durum kişide ruhsal açıdan olumsuz izler bırakabilir" dedi.
'Hayır diyememek bir hastalık mıdır?' sorusuna yanıt veren Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, hayır diyemeyenlerin tanımını yaparak önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu'nun konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle: "Her bireyin zaman zaman kendine sorarken bulduğu sorulardan biri neden hayır diyemiyorum oluyor.. Peki ya nedir hayır diyememek ? İstemediğimiz halde, sırf arkadaşımız kırılmasın diye davetine katılmak, tok olduğumuz halde ayıp olmasın diye ikram edilenleri yemek, yapılması gereken onca işin arasında, iş arkadaşının isteğini red edememek ve günlük yaşamda örneklendirebileceğimiz niceleri... Hayır diyemeyen, sürekli evet demeyi öğrenmiş karakterler.. kimdir evet karakterleri?Başkalarının istek ve ihtiyaçlarını, kendi ihtiyaçlarının üstünde tutan karakterlerdir. Kendinden başka diğerlerine fazla değer verirler ,bu inanca sahip olan kişiler, kendini değersiz ve negatif görme eğilimindedirler. İstemediğiniz halde bir işi yapmak, ilişkiye başlamak, üzüleceğini ve pişman olacağını bile bile bu durumun gerçekleşmesine sebep olmak, kişinin kendisine ve karşısındaki kişiye olan öfkesinin artmasına sebep olurken ,kendine duyduğu özsaygısını da yitirmesine sebep olmaktadır. Hayır demeyi gerçekleştiremeyen bireylerde; çocukluk dönemlerinde ebeveynler ile olan ilişkileri dikkati çekmektedir. Bu bireyler, çocukluk döneminde bağımsızlığını kazanmayı deneyimlemeleriyle birlikte, ebeveynlerinin beklentilerine karşı çıkma davranışları sergilerler. Bu durumda ailenin yanlış tutumu çocuğun, ailenin sevgisini kaybetmesine ve terk edilmeye yönelik bir kaygı yaşamasına sebep olur, bu duyguyla başa çıkmak için çocuk, ebeveynleri ile uyumlu olmayı seçerek ,onlardan gelen herşeyi kabul etmeyi seçmektedir böylelikle yetişkinlik döneminde kendi ihtiyaçlarını, kendini önemsemeden, karşısındakilerin tüm istediklerini onaylan yetişkinler haline dönüşür. Hayır diyemeyen, kendilik değerinin farkında olmayan ve kendi ihtiyaçlarını gözetmeyen bireylerin öncelikli olarak başkalarına evet diyerek beslendiklerini ve onaylandıklarını fark etmeleri ve en önemlisi kendilerini hatırlamaları gerekmektedir. Hayır’ ı kabul etmeden, başkalarının öncelikli tutmanın doğru olduğu algısına sahip olan bireylerin var olması, toplumumuzda gelecek nesillerden bu düşünce kalıbını devam ettiren bireyler yetişmesine yönelik beklentileri de beraberinde getirmektedir."