Taner Acar'dan rest: Cesedimi çiğnemeleri gerekir!
Cumhur İttifakı’nın MHP’li Foça Belediye Başkanı Taner Acar, “Foça’da 31 Mart seçimlerini MHP kazanırsa, Foça’nın doğasını talan ederler” şeklindeki söylentilere çok sert çıktı.
08 Şubat 2024 - 09:43
Cumhur İttifakı’nın MHP’li Foça Belediye Başkanı Taner Acar, “Foça’da 31 Mart seçimlerini MHP kazanırsa, Foça’nın doğasını talan ederler” şeklindeki söylentilere çok sert çıktı. Foça’ya olan sevdasını ve bağlılığını ifade eden Acar, “Benim belediye başkanı olduğum bir Foça’da, Foça’nın doğasına, çevresine, tarihine ve kültürüne zarar vermeye teşebbüs edecek olanların her şeyden önce benim cesedimi çiğnemesi gerekir” dedi.
AKIL SAĞLIKLARINDAN ENDİŞE EDİYORUM!
“Kendi pisliklerini örtmek isteyen birilerinin ‘çamur at izi kalsın’ anlayışına sığındıklarını görüyoruz” diyerek, o söylentilere tepki gösteren Taner Acar, şöyle konuştu: “Daha önce de söyledim, önceki dönemde aday olan kişi üzerine kurguladığınız politikalarınız bana sökmez! Benim adım Taner Acar, ben, atalarım gibi bu ilçede doğdum ve vakti geldiğinde yine bu ilçede öleceğim. Ailemizin çocukları da burada yaşamaya devam edecekler. Belediye başkanlığı gibi gelip geçici olan bir makamda, canımdan çok sevdiğim ilçeme ve gelecek nesillere ihanet edebileceğimi düşünenlerin akıl sağlıklarından şüphe duyarım. Benim belediye başkanı olduğum bir Foça’da, Foça’nın doğasına, çevresine, tarihine ve kültürüne zarar vermeye teşebbüs edecek olanların her şeyden önce benim cesedimi çiğnemesi gerekir.”
ATEŞTEN GÖMLEK
Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönettiği il ve ilçeler dışında hangi partinin hangi şehri nasıl yönettiği konusunun kendisini ilgilendirmediğinin altını çizen Acar, sözlerine şöyle devam etti: “Partimizin Türkiye genelinde yönettiği il ve ilçeler bellidir. Komşu ilçemiz Aliağa veya ilimize komşu olan Manisa’nın nasıl bir anlayışla yönetildiği ortadadır. Ayrıca Sayın Devlet Bahçeli’nin genel başkan olduğu bir partinin belediye başkanı olarak, bilerek ya da bilmeyerek coğrafyamızı ve halkımızı tehdit eden, mağdur eden, haksızlığa uğratan herhangi bir yanlışa bulaşma lüksünüz yoktur. MHP’den belediye başkanı olmak ateşten gömlek giymek gibidir. Yani hata yapamazsınız. Şunu demek istiyorum: Eğer halkımıza ve şehrimize sadakat konusunda, kendimden bir nebze de olsa şüphe duymuş olsaydım, Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayı olmazdım.”
DİNAMİTİ DEĞİL, DİNAMİĞİ OLACAĞIM!
“Çevre ve doğanın korunması konusuna bakış açınız nedir?” sorusuna da yanıt veren Foça Belediye Başkan Adayı Taner Acar, şunları söyledi: “Çevremizi korumak, emanet aldığımız doğayı gelecek nesillere aktarmak demektir. Doğayı koruma ve çevre bilinci toplumsal bir sorumluluktur. Toplumu temsil eden yöneticiler de o bilinç ve sorumluluğun lokomotifi olmalıdır. Yöneticiler korumacılığa sözde değil özde bağlı olmakla birlikte bunu bir zorunluluk olmaktan daha çok bir ilke olarak kabul etmek ve yönetim anlayışına da yansıtmak gerekir. Nihayetinde bir kentin doğası tehdit altındaysa burada ilk sorumlu ve sorunlu olan kişi de belediye başkanıdır. Bir belediye başkanı, sadece görev ve yetki sınırları içinde davranmamalıdır. ‘Bu iş benim boyumu aşıyor’ diyerek aradan sıyrılmak kolaycılıktır, acziyettir, hatta ve hatta ihanettir. Belediye başkanını seçen ve görevlendiren halkın kendisidir. Belediye başkanı halkın emrinde çalışan bir hizmetkardır. Bu nedenledir ki sadece doğa konusunda değil, hangi alanda olursa olsun, gücünü halktan alan bir belediye başkanı şehrini tehdit eden bir olumsuzluk karşısında, özellikle çıkmaza girdiği zamanlarda, halkına sığınmalı, katalizör etkisi yaratmalı ve tıpkı bir aktivist gibi halkıyla kol kola girip bütünleşmeli ve olası bir yağmaya, talana, tahribata da dur demelidir. Bir belediye başkanının protesto eylemlerine katılması ve buralarda fotoğraf vermesi ‘dostlar alışverişte’ görsün kabilinden öte bir yaklaşım değildir. Belediye başkanı toplumun dinamiti değil, dinamiği olmalıdır.”
AKIL SAĞLIKLARINDAN ENDİŞE EDİYORUM!
“Kendi pisliklerini örtmek isteyen birilerinin ‘çamur at izi kalsın’ anlayışına sığındıklarını görüyoruz” diyerek, o söylentilere tepki gösteren Taner Acar, şöyle konuştu: “Daha önce de söyledim, önceki dönemde aday olan kişi üzerine kurguladığınız politikalarınız bana sökmez! Benim adım Taner Acar, ben, atalarım gibi bu ilçede doğdum ve vakti geldiğinde yine bu ilçede öleceğim. Ailemizin çocukları da burada yaşamaya devam edecekler. Belediye başkanlığı gibi gelip geçici olan bir makamda, canımdan çok sevdiğim ilçeme ve gelecek nesillere ihanet edebileceğimi düşünenlerin akıl sağlıklarından şüphe duyarım. Benim belediye başkanı olduğum bir Foça’da, Foça’nın doğasına, çevresine, tarihine ve kültürüne zarar vermeye teşebbüs edecek olanların her şeyden önce benim cesedimi çiğnemesi gerekir.”
ATEŞTEN GÖMLEK
Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönettiği il ve ilçeler dışında hangi partinin hangi şehri nasıl yönettiği konusunun kendisini ilgilendirmediğinin altını çizen Acar, sözlerine şöyle devam etti: “Partimizin Türkiye genelinde yönettiği il ve ilçeler bellidir. Komşu ilçemiz Aliağa veya ilimize komşu olan Manisa’nın nasıl bir anlayışla yönetildiği ortadadır. Ayrıca Sayın Devlet Bahçeli’nin genel başkan olduğu bir partinin belediye başkanı olarak, bilerek ya da bilmeyerek coğrafyamızı ve halkımızı tehdit eden, mağdur eden, haksızlığa uğratan herhangi bir yanlışa bulaşma lüksünüz yoktur. MHP’den belediye başkanı olmak ateşten gömlek giymek gibidir. Yani hata yapamazsınız. Şunu demek istiyorum: Eğer halkımıza ve şehrimize sadakat konusunda, kendimden bir nebze de olsa şüphe duymuş olsaydım, Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayı olmazdım.”
DİNAMİTİ DEĞİL, DİNAMİĞİ OLACAĞIM!
“Çevre ve doğanın korunması konusuna bakış açınız nedir?” sorusuna da yanıt veren Foça Belediye Başkan Adayı Taner Acar, şunları söyledi: “Çevremizi korumak, emanet aldığımız doğayı gelecek nesillere aktarmak demektir. Doğayı koruma ve çevre bilinci toplumsal bir sorumluluktur. Toplumu temsil eden yöneticiler de o bilinç ve sorumluluğun lokomotifi olmalıdır. Yöneticiler korumacılığa sözde değil özde bağlı olmakla birlikte bunu bir zorunluluk olmaktan daha çok bir ilke olarak kabul etmek ve yönetim anlayışına da yansıtmak gerekir. Nihayetinde bir kentin doğası tehdit altındaysa burada ilk sorumlu ve sorunlu olan kişi de belediye başkanıdır. Bir belediye başkanı, sadece görev ve yetki sınırları içinde davranmamalıdır. ‘Bu iş benim boyumu aşıyor’ diyerek aradan sıyrılmak kolaycılıktır, acziyettir, hatta ve hatta ihanettir. Belediye başkanını seçen ve görevlendiren halkın kendisidir. Belediye başkanı halkın emrinde çalışan bir hizmetkardır. Bu nedenledir ki sadece doğa konusunda değil, hangi alanda olursa olsun, gücünü halktan alan bir belediye başkanı şehrini tehdit eden bir olumsuzluk karşısında, özellikle çıkmaza girdiği zamanlarda, halkına sığınmalı, katalizör etkisi yaratmalı ve tıpkı bir aktivist gibi halkıyla kol kola girip bütünleşmeli ve olası bir yağmaya, talana, tahribata da dur demelidir. Bir belediye başkanının protesto eylemlerine katılması ve buralarda fotoğraf vermesi ‘dostlar alışverişte’ görsün kabilinden öte bir yaklaşım değildir. Belediye başkanı toplumun dinamiti değil, dinamiği olmalıdır.”
YORUMLAR