Tarkan Kadooğlu: "Türkiye ve AB'nin gelecekleri ortak"
TÜRKONFED BAŞKANI TARKAN KADOOĞLU: “AB-TÜRKİYE GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN KOBİ ODAKLI GÜNCELLENMESİ ÖNCELİKLİ BEKLENTİMİZ”
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, Brüksel’de gerçekleştirilen AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu’nun ikinci toplantısında yaptığı konuşmada, AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin önemli bir ortak zemin oluşturduğunu belirterek; “KOBİ boyutu güçlü, güncel bir Gümrük Birliği’nin, ekonomik büyüme ve iş yaratımına katkısı uzun süreli olacaktır. AB ve Türkiye KOBİ’leri arasında karşılıklı etkileşim ve ortaklıklara yeni bir boyut kazandıran Gümrük Birliği, KOBİ’lerimizin yenilikçilik ekosistemindeki payını da güçlendirecektir” dedi.
– Türkiye'nin ilgili bakanlarıyla Avrupa Komisyonu’ndan muhataplarını, Türkiye ve AB iş dünyasının önde gelen temsilcileri ile bir araya getirerek doğrudan görüş alışverişinde bulunulmasına olanak tanıyan AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı’nın ikincisine Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nu (TÜRKONFED) temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu katıldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin de katıldığı toplantıda Kadooğlu, yaptığı konuşmada AB-Türkiye Gümrük Birliği’ne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Tarkan Kadooğlu: “Türkiye ve AB’nin gelecekleri ortak”
TÜRKONFED olarak Türkiye’nin yönünün Avrupa Birliği olduğuna inandıklarını vurgulayan Kadooğlu, “Değişen küresel şartlar ve AB dinamikleri daha geniş, daha güçlü bir AB ihtiyacına işaret ediyor. Süreç içerisinde gereklilikleri yerine getiren Türkiye ve içte yapısal sorunlarını çözen AB’nin gelecekleri ortak olmaya devam ediyor. Dönemsel siyasi gerginliklerin aşılması, yapıcı bir söylemin benimsenmesi ve sonuç odaklı eylemlere geçilmesi AB ve Türk iş dünyasının ortak ve öncelikli beklentisidir. Bu doğrultuda yürürlüğe girdiği 1996’dan bu yana karşılıklı olarak kazan-kazan denkleminin önemli bir unsuru olan AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci önemli bir ortak zemin oluşturuyor. Taraflara somut kazançlar sağlayan araçların kısa görüşlü siyasi kaygılar sonucunda bloke edilmesinin olumsuz sonuçlarını net bir şekilde gözlemleyebildiğimiz bir dönem içerisindeyiz. Aynı hataları tekrarlamadan, elimizdeki araçları işletmenin tam zamanıdır” dedi.
“Gümrük Birliği güncellemesinde KOBİ’lerin özel şartları göz önünde bulundurulmalı”
KOBİ boyutu güçlü, güncel bir Gümrük Birliği’nin ekonomik büyüme ve iş yaratımına katkısının uzun süreli olacağını ifade eden Kadooğlu: “AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin, 21. yüzyıl ticaret kurallarına uygun, KOBİ’lerin özel şartlarını göz önünde bulunduracak şekilde güncellenmesi ve hizmetler, kamu alımları ve tarım ürünlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi ilişkilerin ihtiyaç duyduğu dinamizmi yeniden yakalaması için önemli bir fırsat olarak görülmelidir. AB ve Türkiye KOBİ’leri arasında karşılıklı etkileşim ve ortaklıklara yeni bir boyut kazandıran Gümrük Birliği KOBİ’lerimizin yenilikçilik ekosistemindeki payını da güçlendirecektir. Ekonomik entegrasyon ancak güçlü bir siyasi, sosyal ve kültürel entegrasyonla derinleştirilebilir. Dolayısıyla ilişkilerimizin temeli olarak katılım müzakereleri çerçevesini korumak kritik öneme sahip” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun derinleştirilmesi için iddialı adımlar atılmalı”
Kurulmakta olan yeni dünya düzeninde iş dünyasının geleneksel sınırların ötesine geçen önemli sorumlulukları olduğunun altını çizen Kadooğlu, şöyle devam etti: “Yaşanabilir bir gezegen, toplumsal sorunlara kolektif çözümler üretebilen toplumlar iş dünyasının aktif katılımı olmadan sağlanamaz. Öte yandan iş dünyası içinde faaliyet gösterdikleri toplumlar açık, güvenli, özgür, çeşitliliğe olanak sağlayan ve dolayısıyla yaratıcı olmadıkça teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemeye öncülük edemezler. Bu doğrultuda iş dünyası olarak AB ve Türkiye resmi temsilcilerine önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, göç ve güvenlik alanında işbirliği, dijital ekonomi, enerji ve vize serbestleştirilmesi alanları öncelikli olarak Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun derinleştirilmesi yönünde farklı alanlarda cesur ve iddialı adımlar atılması çağrımızı yineliyoruz.”