Tunç Soyer'den sosyal demokrat belediyecilik dersi: "Yaptığımız her işte yol gösterici olmalıyız"

Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) İzmir'de düzenlediği Yerel Yönetimler Okulu Eğitim Programı Bayraklı Tepekule Kongre Merkezi'nde başladı.

Tunç Soyer'den sosyal demokrat belediyecilik dersi: "Yaptığımız her işte yol gösterici olmalıyız"
24 Ekim 2021 - 22:07

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, SODEV’in düzenlediği Yerel Yönetimler Okulu’nun bu yıl yüz yüze yapılan ilk dersine konuşmacı olarak katıldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal demokratik belediyecilik anlayışı ve uygulamalarını aktaran Soyer, “Belediye başkanı olarak çok laf etmemeliyiz, çok iş üretmeliyiz. Ve yaptığımız her işte yol gösterici olmalıyız” dedi.


Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) İzmir'de düzenlediği Yerel Yönetimler Okulu Eğitim Programı Bayraklı Tepekule Kongre Merkezi'nde başladı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, iki gün sürecek eğitimlerin "sosyal demokrat belediyecilik" başlığı altında ilk dersi verdi. Programa Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, SODEV İzmir İl Temsilcisi Mustafa Özel, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir İl Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar da katıldı.


Sosyal demokrasi vicdanın örgütlenmiş halidir

Konuşmasına sosyal demokrasinin tanımını yaparak başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal demokratik belediyeciliğin ortaokul yıllarından beri kendini içinde bulduğu ve hayalini kurduğu bir yönetim biçimi olduğunu söyledi. Başkan Soyer, “Sosyal demokrasi bana göre vicdanın örgütlenmiş halidir. Sosyal demokrasi bunu tarif eder. Sosyal demokrat belediyeciliği geliştirebilmek için ‘kentsel ittifakları’ ve ‘toplumsal müşterekleri’ içeren ‘yeni bir kent hukuku’ inşa etmemiz gerekiyor. Bu hukuk kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve tüm toplumsal kesimleri kapsayan çok geniş bir ortak aklı ve güçlü bir katılımı içermeli, şeffaf olmalı. Yeni bir sosyal demokrat belediyecilik anlayışını, şüphesiz dönemin koşullarından azade düşünemeyiz. Zira yerelde oluşturulacak kamusal politikalarda teknolojinin dönüştürücü gücü olmadan yol alamayız. Bu sebeple dijitalleşmenin çok yoğun yaşandığı, inovatif çalışmaların çalışma sahası olan kentlerimizi, teknolojik dönüşümlere göre yeniden ele almamız gerekiyor” diye konuştu.


Çok iş üretmeliyiz, yol gösterici olmalıyız

Sosyal demokrat belediyeciliğin en önemli iddialarından biri olan katılım sürecinin klasik kent meydanlarından hızla çevrim içi ve sosyal medya platformlarına taşındığını söyleyen Soyer, şöyle konuştu: “Biz demokrasinin köklerinin atıldığı bu şehirde, yeniden köklü bir demokrasi anlayışıyla İzmir’i yönetme şiarıyla eşitliği savunacağımıza söz verdik. Bunu yaparken de demokratik katılımı, şeffaflığı ve paylaşımı günümüz koşullarına göre dijital platforma taşıdık. İzmir’in en büyük dijital meydanı dediğimiz Biz İzmir platformu, işte bu anlayışın sonucu olarak kuruldu. İzmir’de toplumsal paylaşıma dayalı, doğaya saygılı bir üretim ilişkisini desteklemek, kentsel ve kırsal emeğe sahip çıkarak gelir eşitsizliğini azaltmak, İzmir’in canlı bir ekonomiye sahip olması ve refah düzeyini artırarak bunu kentlilere adil dağıtmak, örgütlenmeyi artırarak kentlilerin karar süreçlerine katılımını sağlamak gibi kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Başta tarım ve hayvancılık olmak üzere tüm alanlarda kooperatifçiliği desteklememiz, üretici pazarlarımız, Halkın Bakkalı, kentvizyon ortaklığıyla inşa ettiğimiz turizm stratejimiz, İzmir’i dünya ölçeğinde bir kent yapma hedefiyle yürüttüğümüz diğer tüm çalışmalar, özünde referansını bu şehrin tarihinden ve sosyal demokrat belediyecilikten alan bir yaklaşımın sonucu. Belediye başkanı olarak çok laf etmemeliyiz çok iş üretmeliyiz. Ve yaptığımız işte herkese yol gösterici olmalıyız."

Gediz'i kurtarmalıyız
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Başkan Soyer, Gediz Havzasına ilişkin açıklamalarında ise şunlara değindi: “Kaynağından pırıl pırıl akan su geçtiği güzergahlarda insan eliyle kirleniyor, bu eşsiz güzellik tüketiliyor. Cam gibi berrak, lezzetli su aktıkça zehre dönüşüyor. Bu güzelliği, hayat kaynağını kimsenin tahrip etmeye hakkı yok. Bizler doğayı, suyu ve toprağı koruyup gelecek kuşaklara miras bırakacağız.”

Gökçe İzmir'deki kentsel dönüşüm uygulamalarını anlattı
SODEV Yerel Yönetimler Okulu’nun ikinci dersinin konuğu ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe oldu. Kentsel Dönüşüm ve İmar Planları üzerine konuşan Dr. Gökçe, “25 yıldır kamu görevlisiyim. Masanın her tarafında bulundum. İzmir’de kentsel dönüşüm diğer şehirlerdeki hakim dönüşüm süreçlerinden farklı işler. Basitçe anlatmak gerekirse, kentsel dönüşümde gökten 3 elma düşüyor. Bir tanesi hak sahibine, bir tanesi müteahhidin, diğer üçüncüsü de belediyenin başına düşüyor. Genel durum budur. Ama İzmir’de böyle bir şey yok! Büyükşehir Belediyesi, üçüncü elmanın yine o bölgede yaşayan insanlara kalması için çaba harcıyor. Müzakereci süreçlerin yürümesinden kaynaklı gecikmeler oluyor ama kimse yerinden yurdundan edilmiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ben yaptım oldu mantığı yok” dedi.

40 kişi katıldı
SODEV tarafından 2003 yılından bu yana yılda iki kez düzenlenen ve pandemi nedeniyle çevrim içi devam eden Yerel Yönetimler Okulu'nun İzmir programı yüz yüze yapıldı. Katılımcı 40 kişi ile sınırlandırıldı.  İki günlük eğitim programın ilk gününde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe'nin yanı sıra İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık "Yerel Demokrasi, Kent Konseyleri ve Sivil Toplum" başlığında bir konuşma yaptı. 24 Ekim Pazar günü ise Dr. Aydın Arı  “Sol Perspektiften Kent Hakkı, Toplumsal Hareketler ve Yerel Yönetimler”,  Prof. Dr. Gülgün Tosun “Toplumcu Belediyecilik ve Demokratik Kent Yönetimi” ve Doç. Dr. Mustafa Koçancı "Sosyal Politikalar ve Yerel Yönetimler” başlıklarında ders verecek. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde Gerideyiz?'
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde...