UEZ 2024'te "21'inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler" konuşuldu

UEZ Sapanca 2024’ün “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” adlı beşinci paneli Eksim Holding sponsorluğunda gerçekleşti.

UEZ 2024'te "21'inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler" konuşuldu
26 Nisan 2024 - 17:51
'Yerine Koyma İmkanı Olmayan Değerler Kaybedilmemeli'
UEZ Sapanca 2024’ün “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” adlı beşinci paneli Eksim Holding sponsorluğunda gerçekleşti. Panelde konuşan Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu, “İsrafı önleyemezsek yerine koyma imkanımız olmayan değerleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız” dedi.
 
Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.
 

Sponsorluğunu Eksim Holding’in üstlendiği beşinci panelin teması “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” oldu. 

 Panelin moderatörlüğünü Multinet Up CEO’su Ali Emre Sever üstlendi. Sever, “Şu anda kuşkusuz iş dünyasının en önemli trendlerinden birisi sürdürülebilirlik” dedi.
 
Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu, panelde yaptığı konuşmada, çevrenin korunmasının önemine dikkat çekti. Arıoğlu, şöyle konuştu:
“İşin odağında aslında bizim gündemimiz var diye düşünüyorum. Çünkü çevre olmazsa biz israfı önleyemezsek o zaman yerine koyma imkanımız olmayan değerleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. İstanbul’da Boğaz’da denize girilemezdi. Körfez perişan durumdaydı. Belediye başkanlığı seçimlerinin en önemli vaatleri bir dönem Haliç’in nasıl temizleneceği konusu olmuştu. 
 

Faaliyetlerle farkındalıklar oluşmaya başladı

Bugünse ne Haliç’e giderken kimse burnunu tutuyor ne de Körfez’de artık bir sıkıntı kalmadı. Bu tabii ki zaman istiyor. Çevreyi belli bir dönem hor kullandı Türkiye. Kademe kademe toplumda dernek sosyal fayda ile ilgili faaliyetlerinin bilinçlendirmeleriyle çevrenin, doğanın kıymeti daha farkında olunan durumlar olmaya başladı. Bizim de aslında zaten faaliyet konumuz olan alanlar esasen enerji ve gıda. Bir tarafta yenilenebilir enerji, enerjinin kirli tarafında değiliz.
 
Hem ülkenin cari açığının azaltılmasına ürettiğimiz enerjiyle katkıda bulunurken ve katkının devamlılığını sağlarken bir yandan da karbon salımını önlemeyle ilgili bir faaliyet yapıyoruz. Yaklaşık 2023 yılında sadece Türkiye’de yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimiz enerji 1.8 milyar kW saat. Bunun çevreye sağladığı katkı, karbon emisyonuna sağladığı katkı da 1.3 milyon ton olarak değerlendirebiliriz.”
 

Herkes değişmek zorunda

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, şöyle konuştu:
“Sürdürülebilirlik şu anda bütün iş dünyasında olduğu gibi, sanat dünyasına kadar herkesin gündeminde. Sanko Holding olarak baktığımıza zaman, biz 1904’ten bu yana bu sene 120’nci yılımız. 120 yıldır sürdürülebilir bir şirket olmak için mücadele veriyoruz. Kendini yenilemeyen müessese sahibini yeniler derdi rahmetli babam. Döneme ayak uyduramıyorsanız mutlaka birileri gelir sizi satın alır ve değişimi onlar gerçekleştirirler. Geleneksel şirketlerde sürdürülebilirlik ve değişimi gerçekleştirmek gerçekten çok zor. Yeni bir şirket olsanız sıfırdan başlayıp düzenli bir şekilde ilerleyebilirsiniz. Ama 40 yıldır sizinle çalışan insanlar var. Siz de onların yanında yetişmişiniz. Böyle bir durumda değişim yapabilmek için gerçekten zorlandığınız anlar oluyor. Yapay zekayı konuşuyoruz şu anda. Net bir şekilde önümüzde neler olduğunu görüyoruz. Yaşamın içinde var artık bunlar. Bizler hepimiz değişmek zorundayız.”
 

Paydaşların birlikte çalışması önemli

SKD Türkiye Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Fibabank Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “2015 yılında Paris İklim anlaşması toplantısına katılmıştım. Ardından Türkiye’de sonuçlarını TÜSİAD toplantısında banka temsilcisi olarak birkaç konuşmacıyla birlikte panelisttim. Kimler katıldı derseniz. Sadece teknisyenlerin katıldığı, patronların hiç konuşmadığı ve sahiplenmediği bir ortamdı. O zaman sürekli çağırıyorduk patronları da. Şimdi onlar da en büyük savunmacılarından biri oldu. Tüm iş dünyasının bu şekilde gelişiyor olması. Sürdürülebilirlik değil sosyal konuların da sahipleniliyor olması benim açımdan mutluluk verici. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor ama bu süreçte paydaşların birlikte çalışması önemli. Sanayi şirketi, sadece kOBİ’nin ayrı ayrı yapması önemli değil. Biz de derneğimizi bu amaçla 2014 yılında kurduk. Türkiye yurtiçi hasılasının %28-29’unu temsil ediyor. Çok büyük şirketler, holdingler var bünyemizde. Etki alanlarımız önemli. İyi uygulamaları paylaşmayı amaçlıyoruz. Birçok ülkede yeşil partiler var. Meclisin içine girmiş sosyal ortama katkı sağlamaya çalışan gruplar var. Ne yazık ki Türkiye’de böyle değil. Sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor.” 
 

Yeşil dönüşüme uygun krediler

TSKB Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, sürdürülebilirliği farklı temalarla birleştirdiklerini söyledi. Bilgiç, şöyle konuştu: “Ölçüyoruz. Krediyi vermekle bitmiyor. Kredilerimizin şartları da var. Verdiğimiz kredinin yüzde 80’inden fazlası uzun vadeli ve yeşil dönüşüme uygun krediler. Danışman kuruluşlarımızla veya yetkili kuruluşlarımızla ölçüyoruz. Taahhütlerin yerine getirilmesi için ciddi adımlar atılması gerekiyor. Bu yolculukta kredi kullananlar daha uygun maliyetle daha uygun kaynaklara erişebiliyor bizim gibi firmalardan kredi kullananlar. Aynı zamanda uluslararası firmalardan kredi kullanmış oluyorlar. 
 

Kredilere emisyon hedefleri konuluyor

Kredilerimiz için ilave yaptırımlar oluyor. Örneğin emisyon hedefleri koyuyoruz. Yerine getirilemediyse sözleşmede ilave maliyet gerektiren şartlarımız var. Müzakerelerimiz de uzun sürüyor şirketlerle. Ticari bankalarda da bu tür koşullar var. Kağıt üstünde konulan koşullar değil. Gerçekten ölçülmesi gerekiyor. Bankalar aracı kuruluşlar. Bankalar aslında kaynak alıp kaynak veriyor. Bizim de kaynak kuruluşlara taahhütlerimiz var. Nitelikli fonlar, çok uzun fonlardan bahsediyorum. Örneğin 300 milyon dolarlık bir kaynak fon imzalayacağız, çok fazla koşulları var. Müşteriye kredi verirken bu koşullarla veriyoruz. Bir derece veriyoruz. Kendimizi de derecelendiriyoruz. Dünya Bankası bizi, biz de müşteriyi takip ediyoruz. Uyamayacaksak kredi vermiyoruz. Çok az sayıda nitelikli projelerde krediler kullandırıyoruz.”
 

Verimlilik anlamında önemli değişiklikler yaşandı

Migros Grubu İcra Başkanı Dr. Ömer Özgür Tort, şu ifadeleri kullandı: “Bütün şirketlerin en temel misyonu büyümelerini sürdürülebilir ve karlı hale getirmek. Migros da 70 yaşını kutluyor bu sene. Belli bir iş modeliyle sürekli büyümeyi devam ettirmeyi arzulayan bir şirket. Mal girer, mal çıkar, para girer, para çıkar. Sistem eskiden buydu. Hâlâ da böyle. Ama verimlilik anlamında çok değişiklikler yaşadık. Lojistik önemli bir ayak. Müşteri de veri oldu artık. Müşteri girer veri çıkar, müşteri gelir veriyi işleriz oldu artık. Köklü şirketlerde bu dönüşüm daha da özel bir mesai gerektiriyor. 3400’ü aşkın mağazamız var. Arka tarafta 56 tane dağıtım merkezi, 16 tane paketleme merkezimiz var. Bir tarafta mağazacılık var ama bir taraftan da üretim ve planlama var. Gıda çok aktif bir sektör. Tüm müşterilerimizin bize ulaşabilmesi için 15 dakika hedefi koyduk kendimize. Bütün mağazaları online dağıtım merkezine dönüştürmüş durumda. Tabi enerji sektöründen de çok bahsediliyor. Elektrikli araçların gelmesi kesin artık. Otoparklarımızda şarj ünitelerimiz var. Elektrikli araçların şarjını entegre ettiğimiz bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz. Büyüme enerjisini ortaya koyarken bu işten bir şekilde para kazanmanın yolunu bulabilmek. Yalnızca büyümekten bahsetmiyoruz. Verimli büyüme modellerini uygulamak gerekiyor.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde Gerideyiz?'
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde...