Aşkı Muzu Sever Gibi Sevmek ve Annelerinin Şımarık Oğulları

Annemin babam ve kendi için söylediği bir laf vardı;’Muzu da seversin ama yersin’…

Babam annemi çok sevmişti. Ne yazık ki çok sevdiğini annem onu boşadıktan sonra anlamıştı!..

Kardeşim ve beni alıp tatile gittiğimizde, otelin yemek salonunda keman çalan müzisyene en az yirmi kez Tanju Okan’ın seslendirdiği ‘Kadınım’ şarkısını çaldırdığında anlamıştım bunu…

Evin tüm yükü anneciğimin üzerindeydi. İş çıkışı çarşıya uğrar, ellerinde 2-3 naylon torba, ceylan misali bedeni yorulmuş gelirdi.

Zaten minik yavrusunu başka bir anaya (yardımcı) teslim etmenin ezikliği, babaannemin kaprisleri, babamın istifini bozmadan melankolik hayatını yaşaması ve yardımcı olmaması yormuştu genç kadını.

Babam iki duble almış ve elinde ya minik bir pastırma ya profiterol ya da minik ama lezzetli herhangi bir şeyle gelirdi…

Bu arada belirteyim üniversite yıllarında votka ile başlayan içki hayatında son zamanlarında kantarın topuzu kaçmış ve bir büyükten iki duble az içmesine rağmen bizler babamı hiç sarhoş görmedik…

Viyana schnilzel’ini, siyah havyarı, kaz ciğerini, borsch çorbasını, ördek-kaz kızartmasını, kağıtta limon dilimli pastırmayı, balık çorbasını, beyin köftesini ve şimdi aklıma gelmeyen bir sürü yemek kültürünü (aslında kültürü) babamdan öğrenmişim.

Elimden tutup çiçek pasajına götürdüğünü, entelektüel Cavit ve Madam Anahit’i tanıştırdığını, kuzenim Erkan’la bizi İnönü Stadyumu'nda Beşiktaş - Fenerbahçe maçına götürüp tükürük köftesiyle tanıştırdığını...

İkinci eşi Mübeccel, Akbank Tünel şubesi 2. müdürüydü, ben de Hachette’deydim o dönem. 

Kardeşim Üsküdar Amerikan'da okuyordu, bazı zamanlar onunla birlikte gelirlerdi. Rejans’a giderdik hep beraber. Atatürk’ün oturduğu masaya bakarak yemeklerimizi yediğimizi unutamam…

Aslında şimdi anlıyorum ki babam, annesinin şımarttığı elit küçük bir delikanlıydı hep…

İyi bir insan, iyi bir arkadaş, iyi bir evlat, çok iyi bir baba ama iyi bir eş değildi… 

Ama aman diyeyim, minik sevimli ve şımarık bir erkek çocuğu da olsanız, siz siz olun bir kadını muzu sever gibi sevmeyin sakın…

Çünkü sonunda yiyip yok edersiniz.

Ve sonuçta elleri boş kalan siz olur ve üzülürsünüz!…

Aslıhan Bahadır