Malum seçim dönemi, Foça’da en çok konuşulan konulardan biri yerli aday ve ithal aday kavramı.
Daha Foçalıca bir anlatımla bizim çocuk, dışarıdan gelen aday kavramını bir de bizim çocuk tarafından bakarak irdelemek istiyorum.
Konu daha çok sosyal medyada tartışılan bir konu ve mevcut adayların ismini zikretmeden bir fikir beyan etmenin mümkün olduğu kanaatindeyim.
Öncelikle bu konuda farklı kriterler var.
Birincisi ailenin Foçalı olması ve/veya Foça’da doğmuş olmak.
Ailenin Foçalı olması ise daha çok mübadele ile gelmiş olmak ya da mübadeleden önce de Foça'da yaşıyor olması gibi algılanıyor. Bu kişiler veya füruları tam Foçalı olarak kabul ediliyorlar.
Bu girişten sonra hemen anne-babaların ve dedelerin bolca olan hikayelerine ve arkadaşlıklarına geçiliyor.
Kartdere’ye, Kosova’ya sadece kayıkla gidildiği, 1. Mersinaki’de ördek avlandığı, Hacıliman’da toplanan zeytinlerin eşeğe yüklendiği ve eşeğin tek başına zeytinleri doğruca eve götürdüğü, Sazlıca, Ayayani günleri falan anlatılıyor.
Bugünkülerin köprü başını bilmedikleri, tuz mağazasını market sandıkları hafif alaycı bir şekilde ifade ediliyor ve bunları bilmeyenlerin aslında tam Foçalı olamayacağından dem vuruluyor.
İkinci bir kriter ailenin Foça’ya yerleşme tarihi. Bu tarih önem arz ediyor. Nitekim askeriyenin ve Club Med’in 60’lı yıllarda Foça’ya gelmesi ile Foça’ya esasen tayinle veya çalışmak için gelip emekli olan veya bir şekilde kalıp yerleşen aileler var ki bunların şu anda torunları ve hatta torunların çocukları falan 20’li yaşlardalar.
Bazıları yukarıda belirttiğimiz ailelerle akraba olmuş ve tam Foça’lı olmuşlarsa da sohbetin sonunda zaten dedesi ile anneannesi falan yerli emekli olup burada kalmıştı diye biten sohbete çok tanık olmuşuzdur. Yani Foçalı ama birinci örnektekinden biraz eksik.
Üçüncü olarak Foça’nın tanınırlığının arttığı 1980’li yıllardan sonra gelenler var ki bunların durumu biraz karışık.
Esasen şahısların durumu değil de Foçalının kafası karışık.
Bunları bazen tam Foça’lı bizden diye kabul ederken bazen bizle ilgisi yok yabancı diye etiketleyebiliyorlar.
Buradaki esas kriter ise ikili ilişkiler, tutulan takım, siyasi görüş, deniz kestanesinin nasıl yeneceğini bilmeme gibi sınırsız sebep olabiliyor.
Şimdi kriterler bunlar.
Fakat kendini esas Foçalı olarak tanımlayanların bugünkü Foça’da en fazla %20’lik bir dilime tekabül ettiğini de unutmamak lazım.
Bu açıdan bakıldığında daha sonra Foça’ya yerleşmiş kişilerin bazı haklı serzenişlerine de katılmamak elde değil.
Çünkü bu aidiyet kavramını belirleyecek bir mevki ya da makamda yok esasen.
Bunu sadece tarih açısından tanımlamak ta doğru değil.
Foça’ya sağladığı fayda veya Foça’da yaşayanlara yaptığı katkı açısından bakıldığında farklı şeylerde söylemek mümkün.
Bunu belediye başkan adayları üzerinden tartışırken yerli aday olsun diyenlere mikro milliyetçilik yaptığı şeklinde yaklaşanlar da yok değil.
Fakat bunu da abartılı bulduğumu açık olarak söylemek isterim.
Çünkü yerli aday olsun derken söylenmek istenen ya da kişilere bunu söyleten gerçekten Foça ile ilgisi her yaz gelip 1-2 ay kalıyorum ya da bizde bu yörenin çocuğuz şeklinde ortaya çıkan adaylar olması.
Halkın burada Foça’yı bilen tanıyan insanları talep ettiğini anlamak lazım bence. Yoksa mikro milliyetçilik durumu yanlış tanımlayan bir kavram.
Biz Türklerin milliyetçilik anlayışının tarihsel açıdan Türkçe konuşan Türktür şeklinde tezahür ettiği de görülmektedir.
O zaman Foça’da yaşayan, Foçayı yaşayan, denizle, kediyle, rüzgarla anlaşan Foçalıdır diyelim kalın sağlıcakla.
SERCAN ERGEN
YORUMLAR