Dolar, Borsa ve Gazoz Kapağı Piyasası
Aslında bu hafta geçen haftanın devamı olacak şekilde Türkiye’deki girişimcilik eko-sistemi üzerine yazmayı planlıyordum.
Ne var ki, içinde bulunduğumuz dönemde kimimiz işini devam ettirebilmenin, kimimiz borçlarını çevirmenin, kimimiz de sahip olduğu tasarruflarının değerini korumanın derdinde.
Bilhassa ‘tasarrufumuzu nerelerde değerlendirelim’ diye çok soru geliyor.
Mevduat faizleri çok düşük bir seviyeye indi. Dolar, altın ve borsa dalgalı seyir izliyor.
Bu yazıda, yatırımların geleceğine ve piyasadaki dalgalanmaların nedenlerine bir nebze de olsa ışık tutmaya çalışacağız. Ama önce gazoz kapağı piyasası.
GAZOZ KAPAĞI PİYASASI
Çocukluğumu yaşadığım 80’li yıllarda internet yoktu ve bilgisayar henüz evlere girmemişti.
Yakartop ve futbol dışında bilye, futbolcu kartları ve gazoz kapağı ile oynanan oyunlarımız vardı.
Futbolcu kartları 11 adetlik desteler halinde satılır; üzerinde 1’den 11’e kadar farklı takımların sporcularının resimleri ve forma numaraları yer alırdı.
İki çocuk bir araya geldiğinde sahip olunan kartlar karılır, numarası görülmeyecek şekilde kartlar ters çevrilir ve elde tutulan destenin en üstünden başlayarak bir tane çekilerek yere konulurdu.
Aynı hareketi karşımdaki çocuk da yapardı. Yerdeki iki kart açıldığında kimin koyduğu karttaki futbolcunun forma numarası daha büyükse o çocuk yerdeki iki kartı birden almaya hak kazanırdı.
Oyun sıkılıncaya ya da oyunculardan birinin kartları bitinceye kadar sürerdi.
Şansınız yaver gitmeyip elinizdeki kartları kaybettiğinizde eğer hala oynamak istiyorsanız, bakkala gidip yeni kart alırdınız.
Fakat biz daha çok rakibimize gazoz kapağı teklif ederdik.
Gazoz kapağı başka oyunlarda kullanıldığından kart oyununda sizi üten arkadaşınız teklifinizi kabul eder ve kapak karşılığı aldığınız kartlarla oyunu sürdürürdünüz.
5-6 çocuktan oluşan küçük futbolcu kartı piyasamızda bir kart için 10 gazoz kapağı öderdik.
Gazoz kapağı kaynağımız mahallenin çay ocağı ve bakkallardı.
Arada sırada buraları kontrol eder, açılışı sırasında yamulmamış parlak gazoz kapaklarından her gün üç-beş tane temin ederdik.
Gazoz kapağını temin edebilecek birçok yer olmasına karşın yaş itibarıyla mahalleden uzaklaşamadığımızdan bu kadarla yetinmek durumundaydık.
Oyun hayatımız böyle bir rutin halinde devam ederken, bir gün aşağı çarşıdaki aslında bir gazoz kapağı madeni olan büyük kıraathaneye gitme cesaretini gösterdim.
Vurgun büyüktü! 100’den fazla temiz gazoz kapağı bulmuştum.
Artık haftanın birkaç günü oradaydım. Kart oyununu bol bol oynuyor, kaybettiğimde üzülmüyor; rahatça elimdeki gazoz kapaklarıyla arkadaşlarımın kartlarını takas ediyordum.
Artık küçük kart piyasamızdaki kartların çoğu bende idi.
Arkadaşlarımda da bol bol gazoz kapağı olmuştu. Ancak bir süre sonra arkadaşlarımda gazoz kapağı çok futbolcu kartı ise kıt olduğundan kartla oynanan oyunları oynayamaz hale geldiler.
Giderek kart karşılığı gazoz kapağı teklifimle daha az ilgilenir oldular.
Böylece, 1 kart karşılığı verdiğim gazoz kapağı sayısı önce 15’e sonra da 20’ye çıktı. Sonunda 20 kapak da yetmez oldu.
1 kart 30 gazoz kapağına çıkınca, artık aşağı mahalledeki kıraathaneden toplamak için uğraşmaya değmez oldu.
Küçük oyun piyasamızda gazoz kapağı emisyonunu arttırmaya bu şekilde son verdim.
Ama şunu anlamıştım: Birbiri ile takas edilebilen iki nesneden birinin arzı sabit iken diğeri arttırıldığında arzı arttırılan nesnenin arttırılmayan nesne cinsinden değeri düşüyordu.
MERKEZ BANKALARI PARA BASINCA...
Covid-19 salgını başlayınca insanlar hem para kazanamaz hem de kazansın kazanmasın harcayamaz duruma düştü.
Bunun üzerine hemen her ülkede hükümetler, şirketleri ve hane halklarını ayakta tutabilmek için harcama programları açıkladılar.
Yani kamu harcamaları arttırıldı. Artan kamu harcamaları Merkez bankalarınca basılan paralar ile finanse edildi. Para hacminde en çok genişleme ise Amerikan Doları’nda görüldü.
ALTIN FİYATLARI NASIL ARTTI?
Para arzı merkez bankaları tarafından süratle arttırılabilmesine karşın altın, gümüş gibi emtiaların arzı bir anda arttırılamaz.
Altın her dönemde tasarrufçular için güvenli limandı. Parayı çıkaran devlet batarsa paranın kıymeti kalmaz.
Ama altının her zaman her yerde mübadele değeri vardır. Bir satın alma gücünü ifade eder.
Salgın nedeniyle her şeyin belirsiz olduğu bir dönemde basılan paranın önemli bir kısmı altına gitti.
Bu şekilde altın fiyatları uçtu. Tıpkı gazoz kapağı arzını arttırınca futbol kağıtlarının değerinin artması gibi.
Altın yılbaşından bu yana yatırımcısına yüzde 30 kazandırdı.
ALTIN DAHA DA ARTAR MI? YA DİĞER EMTİA FİYATLARI
Dünya genelinde para arzında artış var.
Salgının atlatılmasının ardından, sadece altın değil diğer emtia fiyatlarında da hızlı artışlar yaşanacak.
Sadece emtia değil, gayrimenkul ve hisse senedi piyasasında da yükselmeye şahit olacağız.
Normalde Amerikan Merkez Bankası'nın salgın krizinin ardından faizleri yükseltip salgın anında basılan paraları piyasadan aşamalı olarak geri çekmesi beklenmeli.
Ama bunu çok fazla yapamayacaklarını öngörüyorum.
Yüksek faiz hem yatırım hem de tüketim boyutuyla Amerikan ekonomisinin büyümesini yavaşlatır.
Bu nedenle fazla doların bir kısmı piyasada kalacak, emtia fiyatlarının içinde eritilecektir.
Yani ABD kendi enflasyonunu dünyaya ihraç edecek.
Tıpkı 2008 krizinden sonra yaptığı gibi.
DOLAR BOLLAŞTIKÇA NEDEN YÜKSELİYOR?
Tabii akıllara şu soru geliyor; Doların miktarındaki artış, bizim gazoz kapağı örneğindeki gibi onun değerini zamanla azaltmaz mı?
Oysa değeri azalmak şöyle dursun, dolar, şimdi tüm ülke paralarına karşı değer kazanıyor.
Cevap basit!
Amerikan Doları 7 gün 24 saat dünyanın tüm ülkelerinde geçer akçedir.
Şu sıralar salgının getirdiği belirsizlikler nedeni ile herkes nakitte kalmak istiyor.
Dolar talebi zirve yapmış durumda.
Ancak işler normale dönüp bu talep azaldığında, dolar bir miktar gevşeyecek, ardından da emtia fiyatlarında artışa neden olacaktır.
DOLAR-TL PARİTESİ NE OLUR?
Öncelikle şunu belirteyim. Dolar/TL paritesinde bu seviyeler gerçekçi değil.
(An itibariyle 1$=7,24 TL.)
Olması gereken seviye 6 TL civarında, yani dolar TL cinsinden yüzde 20 pahalı.
Elinizde dolarınız varsa bir süre daha tutun, yoksa da gidip bu seviyelerden almayın!
İki hafta önce, swap anlaşması veya IMF ile anlaşma olursa kurun aşağı, anlaşma olmaz ise yukarı hareket edeceğini belirtmiştik.
Anlaşma henüz gerçekleşmedi.
Döviz rezervlerimiz düşük seviyede ve faiz oranlarının da düşük olması TL’nin değerini kaybetmesinde en önemli etkenler.
Türkiye başka Merkez bankalarından takasla döviz bulur veya IMF’in salgın için açtığı acil yardım imkanından faydalanırsa, dolar meteor gibi düşer.
Bunlar olmazsa, belki bir miktar daha yukarı çıkıp geri dönecektir. Söylediğim gibi şu anda aşırı değerli.
BORSA İSTANBUL
Dolar cinsinden hisse senetlerimiz ucuz.
Derinliği olan güçlü bazı şirketlerin hisse senetleri defter değerinin yarısından işlem görüyor.
Eğer borsadan anlıyorsanız veya iyi bir yatırım danışmanınız varsa acil ihtiyacınız olmayacak miktardaki parayla, hisse senedi alınabilirsiniz.
Şu an 99 binli seviyelerde olan BORSA İstanbul bir düzeltme yaptıktan sonra 2020 son çeyreği ve 2021'de yatırımcısına iyi paralar kazandıracak.
NASIL BİR PORTFÖY
Sonuç olarak…
Yüzde 30 altın, yüzde 30 hisse senedi, yüzde 40 da çıkacak fırsatları değerlendirmek üzere TL’de, nakitte kalmayı öneriyorum.
Ekonomist Dr. Haktan Sevsay
YORUMLAR