Onlarca yıldır, düzenli olarak bazı tahminlerde bulunuyordum.
Tahminler fena çıkmadığı için olsa gerek, belli bir kitle de benden her yıl sonunda bir yazı talep eder olmuştu.
Önce Kovid sonra da Türkiye’nin faiz politikaları ortaya çıkınca ben de öngörü yazısı yazmaktan imtina ettim.
Pandemi çoktan bitti, faiz politikaları tekrar Ortodoks mecraya girdi ve ayaklarımız da artık yere biraz daha sağlam basıyor.
ÖNCE TÜRKİYE
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) politika faizini tekrar yükseltti. Öyle sanıyorum ki Ocak 2024’te yeniden bir “250 baz puan” söz konusu…
TCMB’de yıl sonu enflasyon beklentisi: yüzde 65.
Şu an “‘Mutfakta yangın var” diye terennüm ettiğinizi şimdiden duyar gibiyim!
Doğru! Belli sektörlerdeki “uyanık esnaf” sayesinde fiyatlar uçmuş!
Ne var ki belli bir kurumsal yaklaşımdan başlamak zorundayız.
TCMB, enflasyonun Mayıs 2024’de “yüzde 73’le pik” yapacağını düşünüyor.
Yine TCMB, 2023 senesinin sonunda 29 TL olan dolar kurunu, 2024 senesinde 43 TL olarak öngörüyor.
Yaklaşık yüzde 44’lük bir kur artışı…
BENİM ŞAHSİ TAHMİNİM KURUN 2024’Ü 36-38 TL ARALIĞINDA BİTİRECEĞİ
Öncelikle Türk lirasına olan talebin yükseleceğini düşünüyorum.
Birincisi, yabancı yatırımcılara göre TL cazip olmaya başladı.
İkincisi, biz kabul etmesek de bölgede (Afrika dahil) en istikrarlı ülke profilini çizen Türkiye’ye kayıt dışı büyük bir para akışı var.
Üçüncü olarak da fazla dikkat çekmese de muazzam bir gelişmeyi geçtiğimiz ay yaşadık: İlk defa Türkiye’nin ihracatı yıllık bazda $200 milyarı aştı.
Bir senede 200 iş günü olduğu gerçeğinden yola çıkarak düşündüğümüzde, karşımıza çıkan sonuç şudur: Günde 1 milyar dolar ihracat.
Yaşım müsait olduğu için hatırlıyorum! Türkiye ilk defa yıllık 1 milyar doları aştığı zaman büyük olay olmuştu.
Evet, ihracatta kalite ve katma değer önemli ki eleştirilerin de bilincindeyim!
Bütün faktörleri göz önüne alarak, her gün $1 milyar olarak $ 365 dolara erişeceğimiz günleri görmeyi Allah nasip etsin.
Hele hele şimdilerde, bir dolar ihracat için 65-70 sent ithalat gereksinmesi de eğer 50 sente düşerse o zaman tadından yenmez.
Yukarda sözünü ettiğim bütün bu faktörler TL talebini artırır ve 2024’te TL aranan yatırım aracı olur.
ABD
Sevsek de sevmesek de halen dünyada düdüğü çalan Amerika. O nedenle ABD’nin de ne yapacağı ve düşündüğü önemli.
Bizim konumuzla ilgili en önemli kurum da Amerikan Merkez Bankası (FED).
Bunun içindir ki FED’i yakından tanımak ve ne yaptığını takip etmek şart.
FED, kurum olarak Amerikan idari yönetim sistemini andırır. Yani öyle bir tek Başkan yok.
50 eyalet gibi 12 Adet merkez bankası var ve bu merkez bankalarının tamamı bağımsızdır.
FED Başkanı Powell’in aldığı kararlar da 12 bölgesel FED başkanının oybirliğiyle alınır.
Öyle Türkiye’deki tek başkanın aldığı kararlar gibi olmaz.
Ayrıca FED Başkanı, ABD başkanının görev süresinin tam ortasında 7 yıllığına atanır ki yeni gelen başkan dokunamasın, yani para politikası genel politikadan uzak tutulsun.
Sonuç olarak, FED başkanının ne dediği önem kazanır.
POWELL NE DİYOR?
FED Başkanı diyor ki, “Faiz indirimime gitmek için henüz erken. Ücretler çok yüksek. Piyasalar fazla iyimser. Merkez Bankasının bilançosu para basmaktan çok şişmiş. Belirsizlik çok yüksek. Toplantıdan toplantıya değerlendireceğiz. Enflasyon hedefimiz halen yıllık yüzde 2.”
KÜRESEL GELİŞMELER
Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve FED kovboy filmlerinde gördüğümüz düello için karşılıklı silah çekmek üzere barın önünde duran iki kovboy gibiler.
Faiz silahını önce kim çekecek? Daha doğrusu, faizi önce kim indirecek! Bu sebepledir ki Avrupa ekonomisinde sorunlar var.
Tahminim o ki, AMB silahı biraz daha yavaş çeker.
Hem FED hem de AMB enflasyon konusunda çuvalladı ve geçici gördükleri enflasyona zamanında müdahale etmedi. O yüzden şimdilerde kazdıkları çukurdan çıkmaya çalışıyorlar.
Benim şahsi tahminim: Dolar ile Avro konusunda çapraz kur 1.04 ile 1.15 arasında olur.
VE END GAME?
Tabii ki dünya sadece Avrupa ve Amerika’dan müteşekkil değil. Diğer tarafın başını da Çin çekmekte.
Geçtiğimiz ay Joe Biden ve Xi, San Francisco’da buluştu. Başbaşa konuştular. Çin yakın gelecekte Taiwan’ı yutmayacak. Bu karşılık Vladimir Putin de Ukrayna’da mütareke yapacak ve İran da Hamas’a fazla bastırmayacak.
Şimdilik varılan geçici el sıkışma böyle.
Unutmayalım ki özellikle Çin’in emlak sektöründen kaynaklanan ciddi anlamda makro ekonomik dengesizlikleri var.
RİSKLER
Kasım 2024’te ABD başkanlık seçimleri var. Biden seçilirse yaşından ve asabiliğinden dolayı küresel istikrarsızlık yaşanabilir.
(Bu konuda acayip spekülasyonlar var. Demokratlar da Trump olmasın da ne olursa olsun paniğindeler. Kasım 2024 yaklaştıkça gelişmeleri sizlerle paylaşacağım!)
Son olarak: Putin’in kafası bozulup nükleer silahlara yönelebilir. Aynı belirsizlik İran için de geçerli. Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan da yerel seçimlerden sonra Ortodoks ekonomi politikalarından vazgeçebilir.
ENGİN CİVAN
YORUMLAR