Bütçe görüşmelerini mümkün olduğunca tv’den takip etmeye çalışırım. Bütçe görüşmeleri siyasi partiler için bütçeyi iyi okuyup eleştirmek, yanlışlıklarını ve eksikliklerini göstermek yerine adeta ağız dalaşına döner. Bütçe gelir ve gider kalemlerindeki rakamların nedenini ve niçinini asla öğrenemezsiniz…
2017 bütçe görüşmelerinde de değişen bir şey olmadı. HDP’liler için terör suçundan içeri tıkılan milletvekilleri öncelikli konuydu. CHP ise Hükümetin “dolarlarınızı bozdurun!” kampanyasına karşı olan tutumları bütçenin ana ekseni oluşturdu: Kılıçdaroğlunun “Cumhurbaşkanı 200.000 dolarını bozdurdu mu, bozdurmadı mı?” sorusu, atışmak için en önemli konuydu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ banka dekontunu “işte belgesi!” diye sallarken, CHP’liler “bizde görelim!” diye bağırıyorlardı… Meclisi yöneten TBMM başkanı İsmail Kahraman ise “Burası Dekont müessesesi değil!” diye CHP’lileri azarlamaya kalktı.
Yani bütçenin detayları dekontun gölgesinde kaldı.
Sayın TBMM Başkanı İsmail Kahraman Kültür Bakanlığı yapmış bir zattır. Ama dekontun müessese olup olmadığını bilemiyormuş ki bu sözü sarf etti.
Dekont nedir? Sözlüklerde çeşitli tanımları yapılsa da, aslında bir muhasebe kaydının belgesidir. Genellikle bankacılıkta yoğun olarak kullanılır. Yani verilen ve muhasebe kayıtlarına geçirilen bir belgedir. Müessese/ kurum falan değildir.
Kültür Bakanlığı yapmış bir meclis başkanının zühulen de olsa kategorisini değiştirerek sarfedemeyeceği bir kelime!
Rabbim sen aklımızı koru!
Ancak MHP adına konuşan Milletvekili Mehmet Günal; bütçeyi çok iyi incelemiş ve bunun sonucu çatmadan, karalamadan, itham etmeden eleştirdi ve yol da gösterdi. Hele Diyanet Bütçesi üzerindeki sözlerini herkesin dinlemesini isterdim
+++
Bizde bütçe yapılırken gelir kalemlerinin en önemli kesimini, yıl içerisinde yapılan zamlar, cezalar, dolara endekslenen gelir kalemleri oluşturur.
Mesela Petrol’ü ele alalım: gelmiş geçmiş bütçe açıklarını kapatmak için uygulanan yöntem bir bahane ile petrol ve petrol ürünlerine zam yapmaktır. Geçtiğimiz Kurban Bayramından önce sohbet ederken bayram öncesi petrole zam yapılacağını söyledim. Sağ olsun! hükümetimiz beni yalancı çıkarmadı. Zammı yaptı. Çünkü uzun bir tatil için yoğun araç trafiği yaşanacaktı; bu fırsat kaçırılırmıydı? Ayrıca petrol dolara endekslenmiştir ama dünya piyasalarında petrol zamlanırsa dün yapıldığı gibi zam yapılır, petrol fiyatları düştüğünde üç beş kuruşluk indirimden bir hafta sonra daha fazla zam yapılır.
Çünkü petrol zamları bütçe açığımızı kapatan yamalardan birisidir. Bu yöntem salt Ak Parti hükümetlerine özgü bir yöntem değildir. Gelmiş geçmiş tüm iktidarlar bu yöntemi belirlemişlerdi…
Cezalara gelince dört yıl Maliye Muhasebe okuduk ama dünya ülkeleri içinde bizim gibi vatandaşa kesilen cezaların bütçe için düşünülen bir gelir kaynağı olan ülke varmıdır?
Diyelim ki; ülkemizde yaşayan insanlar ceza ödeyecek hiçbir fiili işlemeseler bütçemizin hali ne olurdu?
Hele hele can simidimiz ÖTV ve KDV oranları ile oynamak, yıl sonlarında vergi ve harçlara periyodik olarak yapılan zamlar da ayrı bir yol!
Yüksekokulda okurken çok kıymetli bir prof. hocamız vardı. Kamu Maliyesi ve Maliye Politikası derslerine giriyordu. Bir gün yukarıdaki soruyu sordum “ her vatandaş yasalara saygılı olsa ve hiç kimse ceza ödemez ise bütçedeki açık nasıl kapanacak? dediğimde adam şaşırdı, bocaladı ve kafasını sallayıp güldü.
Hepsi bu kadar!
Erol MARAŞLI / 07.12.2016
YORUMLAR