17 Temmuz 1961 tarihinde, bendeki kayıtlara göre 45 nci başbakan/Sadrazam, Vezir-i âzam/ımız idam edildi. Bu kayıt; yalnız Osmanlı imparatorluğu dönemine aittir.
İlk asılan Türksoylu Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa, Osmanlının son asılan 44 ncü sadrazam/başbakan ise Benderli Ali Paşa’dır. Ali Adnan Menderes ise 17 Temmuz 1961 tarihinde asılmıştır ki O da kırkbeşincisidir.
II. Mehmet/ Fatih Sultan Mehmet ile Vezir-i âzam’ı Çandarlı Hallil Paşa ile Fatihin ilk padişahlığında, tahttan indirilişinden gelen husumet vardır.
Fatih ikinci kez padişah olduğu dönemde İstanbul fethedilir.
İstanbul’un alınışı sırasında ise yine padişah ile sadrazamı arasında fikir ayrılıkları tavan yapar: Bizans’tan rüşvet olarak torik balıkları içinde altın aldığı ve kuşatmayı uzattığı gibi gülünç isnat ve iftiralarla azledilir, İstanbul’da tutuklanıp Edirne’ye gönderilir.
Orada cellatlar urganlarla gelip 24 yıllık sadrazam Çandarlı Halil Paşa’yı boğarak idam ederler.
Bazı tarihçiler bu azil ve idamın; Rum dönmesi Zağanos Paşa’nın çabası ile yapılarak Türk kökenli sadrazamlar devrinin sona erdiğini yazarlar.
Tarihci İbn-i Kemal’den Tarihci Prof.Mükrimin Halil Yinanç’ın naklettiğine göre “ İstanbul’un Fethinden sonra bir çok memlekete elçi gönderiliyordu… Bu arada öbür dünya ya da peygamber imize ve sahabelerine elçi göndermek gerekiyordu: bu vazife Çandarlı Halil Paşa’ya düştü” diyerek bir not düşmüş./Bu konuda geniş bilgi: Türkiye’de Askeri Darbe Teşebbüsleri adlı kitabımda vardır/
Başbakan Ali Adnan Menderes 14 Mayıs 1950 tarihinde “beyaz devrim” denilen ilk usulüne uygun olarak yapılan seçimle mensubu bulunduğu Demokrat Parti’nin iktidar olması üzerine Cumhurbaşkanı Mahmut Celal Bayar tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi.
Menderes Türkiye’nin çehresini değiştirmek için kolları sıvadı: Türkiye adeta bir şantiyeye dönüştü. Köylü modern tarım aletleriyle karşılaşarak üretimini artırdı.
Üretim mallarının pazarlar bulunması ile üreticinin ve halkın cebi para gördü. Yollar, fabrikalar, barajlar, okullar yapıldı.
İhracat sayesinde dış dünya ile tanışıldı…
Ücra köyler elektrik ile aydınlandı…
Barajlardan akan su ile susuz yerlere su verilirken, sulu tarıma da geçildi.
Halkın sevgisini kazanarak her girdiği seçimde de halk onu kazandırarak başbakan yaptı.
Demokratik yol ile iktidar olan Menderes; 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan bir darbe ile iktidardan düşürüldü.
Başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar olmak üzere kabinedeki tüm bakanlar ve milletvekillerinin ekseriyeti ile illerdeki DP ileri gelenleri tutuklandılar.
Menderes ve ekibi Yassıadaya gönderildiler…
Kepek, köpek, bebek gibi uydurma iftira ve suçlamalarla yargılandı.
Esasında yargılanmadı: özel mahkeme hâkimi Salim Başol’un dediği gibi “ onları oraya tıkan kuvvet böyle istediği” için Anayasayı ihlalden arkadaşlarıyla idama mahkum edildiler…
O zamanlar öğrenci idim.
Eve geldiğimde Ana’mı ağlıyor gördüm: başındaki beyaz tülbentinin kenarları ile göz yaşlarını siliyordu.
Sadece hıçkırıkları arasında “ Menderesi asmışlar” diyebildi. Donup kaldım: koskoca başbakan nasıl asılabilirdi? Ne yapmıştı ki;
Türkiye için neler yapmamıştı ki? Hizmetleri, emekleri nasıl inkâr edilebilinirdi?
Yıllar sonra o dönemi yaşayan tanıkları ve o döneme damga vuran ihtilalcilerin bazıları ile tanıştığımda Menderese yapılanlar beni ziyadesiyle üzmüştü.
Daha öncede gözaltına alınan rahmetli babam ve arkadaşlarından dinlediklerim…
Evet kırkbeşinci Başbakan Ali Adnan Menderes suçsuz yere, uydurma isnatlar ile iki arkadaşı ile birlikte / Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dış İşleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu/ asıldılar…
Rahmetli hocam Ünlü şairimiz Faruk Nafiz Çamlıbel de Yassıada mağdurları arasındaydı. Zindan Duvarları adlı şiir kitabında orayı çok güzel anlattı.
Bende o dönem hep hüzün kaynağı, ailemizde ise; yıkım dönemi oldu.
İhtilalcilerin bazıları da yaptıklarından pişmanlık duyduklarını söylediler, hatıralarında yazdılar ama çok geçti.
Üç günahsız insanın hayatları ellerinden alınmıştı.
Ali Adnan Menderes İstiklal Savaşı sırasında yaptığı hizmetlerinden dolayı Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar gibi istiklâl madalyası ile ödüllendirilen ilk kahramanlardandı.
Mekanı cennet olsun! Allah rahmet eylesin.
Erol Maraşlı / 19.09.2016
YORUMLAR