Bazı HDP milletvekillerinin terör operasyonlarından göz altına alınmalarına bazı gazetelerin editörleri gazetelerine “HDP’ye Gözaltı” manşetleri attılar…
Bu manşetler yanlış ve kasıtlıydı: HDP tüzel kişiliği olan bir kuruluştur. Birey değildir ki göz altına alınsın! Tüzel kişilikler göz altına alınmaz, siyasi bir kuruluş olduğundan zaten göz önündedir. Kapatılması yasalarla belirtilmiştir ki; buna gözaltı denmez! Gözaltı bireyler için yapılır.
T.C. adına hareket eden adli yargı; bu partiye mensup milletvekilleri için gözaltı kararı vermiş ve kolluk kuvvetleri de yargının bu kararını yerine getirmiştir.
Önce şunu belirteyim ki; bu geç kalmış bir operasyondu… suçlar işlenirken “arşivlemek ve depolamak” yerine zamanında suç işleyenler için bu operasyonlar münferiden yapılmalıydı…
Yapılmayınca; şımardılar, devlete kafa tuttular, bildiklerini okudular “arkamızdalar” dedikleri PKK, KCK ve PYD Türk insanına ve devletine karşı terör eylemleri yaparak birçok masum insanın şehit olmasına, katledilmelerine yol açtı… dün itibariyle devam ettiler.
İsnat edilen suçlamalara bir bakalım; genel olarak atılı suçlamalar şunlar: “DTK, KCK ve 6-8 Ekim olaylarına yönelik soruşturmalar kapsamında ifade vermeye gitmedikleri… terör örgütü PKK propagandası yapmak… suçu ve suçluyu övmek… halkı kin ve düşmanlığa tahrik… silahlı terör örgütüne üye olmak… devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs… Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak… örgüt adına suç işlemek… Türkiye Cumhuriyeti'ni alenen aşağılamak… terör örgütü propagandası yapmak… Türk milletini, Cumhuriyet'i ve TBMM'yi, devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak… Cumhurbaşkanı'na hakaret… kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'a muhalefet, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, hakaret, suç işlemeye alenen tahrik, kanunlara uymamaya tahrik, kamu görevlisinin aleyhine iftira, suç işlemeye tahrik ve suç işlemeye azmettirme…” şimdilik bunlar! ancak mahkeme safhasında ifadelerinden başka suçlamalar da çıkabilir. Mesela belediye başkanlıklarını kazandıklarında “Kürdistan’ın haritasını çiziyoruz demeleri bir bölücülük mü?… Kürtleri sokaklara davet etmek isyana teşvik olabilir mi? … yaralı teröristleri devlet kurumlarında tedavi ettirmişler mi?.. PKK’ya maaşlarından aidat ödemişler mi? Hendekler kazıldığında, eşkıya terör estirdiğinde teröriste yardım ve yataklık yaptılar mı?... ” gibi sorular sorulur mu? Bilemem.
Bundan sonrası Yüce Adalet’in işi.
Bazı gazeteler, yazarlar, kurumlar, STK’lar, Partiler gözaltı ve tutuklanmalara tepki gösterdiler.
Bunlar normal!
Hele Türkiye’deki sol’un bu operasyona karşı çıkması ve kınaması çok normal. Çünkü; Türkiye’deki sol’un “günah galerisinde” FKF’den Dev Genç’e/ zaten Dev Genç’in eski lideri de şu anda HDP den milletvekili seçilmedi mi?/ Dev Genç’den DDKO/ Devrimci Doğu Kültür Ocakları na uzanan yolda, 1970 li yıllarda düzenlenen “ Halklara Özgürlük” /Türkiye’deki halklara bağımsızlık istenmişti/mitinglerine destekleri inkar edilebilinir mi? Hele hele Sol bir partinin kanatları altında meclise taşınması ve mecliste yasa ihlal edilerek “Kürtçe yemin krizi” de yaşanmadı mı?
Birçok sol görüşlü, CHP’nin Ankara belediye başkan seçiminde CHP adayı Mansur Yavaşa oy vermeyerek, bu kesimdeki adaya, Cumhurbaşkanlığı seçiminde partilerinin adayına değil de kardeşi Kandil Dağında terörist olan, Selahattin Demirtaş’a oy vermediler mi?
Sol’u tıynetinden dolayı mazur görmek lazım!
Ama devlet suç işleyeni mazur göremez ve görmedi de.
Zira milletvekilinin yukarıda yazdığım sebeplerden dolayı devlete karşı suç işleme özgürlüğü yoktur, olamaz da!
TBMM’si, kolluk kuvvetleri ve yargı görevini yaptı.
Başta ABD, AB ve bazı Avrupa ülkelerinin mazhariyetine erişmişlere destek çıkmasına kızmayın! Çekiç Güç’den bu yana her türlü desteği veren ve hâlâ vermeye devam edenlerin feryatları da boşuna değil! Ak Parti’ye kapatılma davası açıldığında sesleri çıkmadı…. Bu günde Ak Parti veya MHP’ye kapatma davası açılsa yine sesleri çıkmaz… Onbeş Temmuz Darbe Teşebbüsünde de sesleri çıkmadı…. Beklediler…. Peki, o gün darbe, maazallah, başarıya ulaşsaydı; PKK’ya ne görevi vermişlerdi dersiniz?
Bu da merak konusu?
Erol MARAŞLI / 07.11.2016
YORUMLAR