Emlakçı olmak için 'Emlaçılık Yeterlilik Belgesi' alma zorunluluğu bulunuyor.
Eğitim ve sertifika gerek şart olabilir, ama yeter şart değildir.
Emlakçı olmak için sertifika almak teoride yeterli olabilir, ama teorinin pratiğe, yani uygulamaya yararlı olması gerekir.
Emlakçılık sektörü artık dikkate alınıyor ve sürekli yeni düzenlemeler getiriliyor.
Yönetmelikte yapılan düzenlemeler; 'kurumsallaşmanın' önünü açıyor.
'Emlak Danışmanlığı' gelişmiş ülkelerde son derece prestijli bir meslektir
Bizde ise daha düne kadar 'Emlakçıyım' diyene şüpheyle bakılıyordu.
Çünkü sözde "Emlak Danışmanlığı" adı altında çok insanın canı yakıldı zamanında.
İsteyen herkes bakkal olabilir, ama Noter olamaz değil mi?
İşte o ülkelerde de (tıpkı bizdeki noterlik gibi) her önüne gelen emlakçı olamaz!
Bütün gün kahvede oturan ve hiçbir yeterliliği olmayan kişilerin emlakçılık yapması (Tıpkı otomobil alım-satımı yapanlar gibi) bir aralar yaygındı bizim ülkemizde.
14 Ekim 2020 tarihinde Resmi gazetede yayınlanan 'Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' ile emlakçılık sektörüne getirilen düzenlemeleri önemsiyor ve destekliyorum.
Artık yetki belgesi olmayan ve kayıt dışı çalışan kişilerle iş yapan, komisyon paylaşan emlakçıya 10 katına kadar ceza kesilecek. Dahası, yetki belgeleri de iptal edilecek.
Online platformlara ilan vermek için de yetki belgesi şartı geliyor.
Ve bir taşınmaz için birden fazla online ilan verilemeyecek.
Sahibinden olan ilanlarda vekaletname ya da tapu kaydı istenecek.
Emlakçılık sektörü daha da önemsenmeli...
Hatta üniversite mezunu olma şartı da getirilmeli.
Hem de 'Emlak ve Emlak Yönetimi' bölümünden mezun olma şartı getirilmeli.
Matematikte daha 4 işlemi yapamayan kişiler emlakçı olmamalı.
Çünkü emlakçılık sektörü çok daha fazlasını hak ediyor.
Tasavvur edebiliyor musunuz, milyon dolarlık alışverişlerin yapıldığı bir sektörden bahsediyoruz.
Ekonomi Ege.com tarafından İzmir Basın Grubuna servis edilen bir haber bülteninde...
İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen'in gayrimenkul sektörüne yönelik analizni okudum.
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen’in “Gayrimenkul artık mühendislerin ve ekonomistlerin konusu oldu” tespitine katılmamak elde değil.
Pandemiyle birlikte şirketlerin iş yapış şekillerinin bütünüyle değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen:
“Gayrimenkul ekonomide önemli bir finansman değişim aracıdır ve klasik emlakçılıkla yönetilmesi artık mümkün değildir.
Çünkü; Gayrimenkul ’de teknik bilgiye ve güncel mali piyasalara hakim olunması gerekir” diyor.
Yeni bir ekosistemin doğduğunu ve şirketlerin dijitalleşerek bilgiyi ileri düzeyde dağıtarak yeni müşteriler yaratmak zorunda olduğunu söyleyen Prof Küçüközmen:
“Her şeyin değiştiği hayatımızda İnşaat sektörü de değişmelidir.
İzmir depreminden sonra şu açıkça ortaya çıkmıştır ki, gayrimenkulün fiyatından veya konumundan ziyade teknik bilgisine sahip olmak hayati derecede önemlidir” ifadesinin altını çiziyor.
İnşaat firmalarının ve emlak ofislerinin satış stratejilerini güncellemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen:
“Bir emlakçının sertifikasının olması artık yeterli değildir. Daha fazla dijital araçları kullanmak da tüketicileri ikna edemez.
İnşaat firmaları eski yöntemleri bir kenara bırakıp, tüketicilerde güven inşa ederek, değer odaklı Advertorial Gayrimenkul PR çalışmaları yapmalıdır
İzmir depreminin ardından tüketicilerin önceliği depreme dirençli konutlar olmuştur.
Gayrimenkul klasik emlakçılığın konusu olmaktan çıktığı için mühendislerin ve ekonomistlerin yön vereceği bir gayrimenkul sektörüne doğru gidiyoruz.
Teknik bilgiye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır
Konutlar, iş-eğitim ve yaşam alanlarına dönüştüğü için fonksiyonları arttı.
Tüketiciler artık daha fazla yararlanabileceği konutlarda yaşamak istiyor ve sahip oldukları gayrimenkullerinin zamanla değer de kazanmasını da istiyor.
Gayrimenkulün depreme dayanıklılığı kadar finansal kabiliyetleri ön plandadır.
Pazarlama çalışmaları, mevsimsel fiyat endeks değerleri, güncel piyasa analizleri, amortisman süreleri analiz ederek yapılmalıdır” diyerek son derece önemli bir analize imza atıyor.
Düşüncelerimize tercüman olan Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen hocamızın yüreğine sağlık…
Paylaşım için de Ekonomi Ege.com’a da ayrıca şükranlarımı sunarım.
Ersoy Toptaş / Mahalli Gündem.com
Eğitim ve sertifika gerek şart olabilir, ama yeter şart değildir.
Emlakçı olmak için sertifika almak teoride yeterli olabilir, ama teorinin pratiğe, yani uygulamaya yararlı olması gerekir.
Emlakçılık sektörü artık dikkate alınıyor ve sürekli yeni düzenlemeler getiriliyor.
Yönetmelikte yapılan düzenlemeler; 'kurumsallaşmanın' önünü açıyor.
'Emlak Danışmanlığı' gelişmiş ülkelerde son derece prestijli bir meslektir
Bizde ise daha düne kadar 'Emlakçıyım' diyene şüpheyle bakılıyordu.
Çünkü sözde "Emlak Danışmanlığı" adı altında çok insanın canı yakıldı zamanında.
İsteyen herkes bakkal olabilir, ama Noter olamaz değil mi?
İşte o ülkelerde de (tıpkı bizdeki noterlik gibi) her önüne gelen emlakçı olamaz!
Bütün gün kahvede oturan ve hiçbir yeterliliği olmayan kişilerin emlakçılık yapması (Tıpkı otomobil alım-satımı yapanlar gibi) bir aralar yaygındı bizim ülkemizde.
14 Ekim 2020 tarihinde Resmi gazetede yayınlanan 'Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' ile emlakçılık sektörüne getirilen düzenlemeleri önemsiyor ve destekliyorum.
Artık yetki belgesi olmayan ve kayıt dışı çalışan kişilerle iş yapan, komisyon paylaşan emlakçıya 10 katına kadar ceza kesilecek. Dahası, yetki belgeleri de iptal edilecek.
Online platformlara ilan vermek için de yetki belgesi şartı geliyor.
Ve bir taşınmaz için birden fazla online ilan verilemeyecek.
Sahibinden olan ilanlarda vekaletname ya da tapu kaydı istenecek.
Emlakçılık sektörü daha da önemsenmeli...
Hatta üniversite mezunu olma şartı da getirilmeli.
Hem de 'Emlak ve Emlak Yönetimi' bölümünden mezun olma şartı getirilmeli.
Matematikte daha 4 işlemi yapamayan kişiler emlakçı olmamalı.
Çünkü emlakçılık sektörü çok daha fazlasını hak ediyor.
Tasavvur edebiliyor musunuz, milyon dolarlık alışverişlerin yapıldığı bir sektörden bahsediyoruz.
Ekonomi Ege.com tarafından İzmir Basın Grubuna servis edilen bir haber bülteninde...
İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen'in gayrimenkul sektörüne yönelik analizni okudum.
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen’in “Gayrimenkul artık mühendislerin ve ekonomistlerin konusu oldu” tespitine katılmamak elde değil.
Pandemiyle birlikte şirketlerin iş yapış şekillerinin bütünüyle değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen:
“Gayrimenkul ekonomide önemli bir finansman değişim aracıdır ve klasik emlakçılıkla yönetilmesi artık mümkün değildir.
Çünkü; Gayrimenkul ’de teknik bilgiye ve güncel mali piyasalara hakim olunması gerekir” diyor.
Yeni bir ekosistemin doğduğunu ve şirketlerin dijitalleşerek bilgiyi ileri düzeyde dağıtarak yeni müşteriler yaratmak zorunda olduğunu söyleyen Prof Küçüközmen:
“Her şeyin değiştiği hayatımızda İnşaat sektörü de değişmelidir.
İzmir depreminden sonra şu açıkça ortaya çıkmıştır ki, gayrimenkulün fiyatından veya konumundan ziyade teknik bilgisine sahip olmak hayati derecede önemlidir” ifadesinin altını çiziyor.
İnşaat firmalarının ve emlak ofislerinin satış stratejilerini güncellemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen:
“Bir emlakçının sertifikasının olması artık yeterli değildir. Daha fazla dijital araçları kullanmak da tüketicileri ikna edemez.
İnşaat firmaları eski yöntemleri bir kenara bırakıp, tüketicilerde güven inşa ederek, değer odaklı Advertorial Gayrimenkul PR çalışmaları yapmalıdır
İzmir depreminin ardından tüketicilerin önceliği depreme dirençli konutlar olmuştur.
Gayrimenkul klasik emlakçılığın konusu olmaktan çıktığı için mühendislerin ve ekonomistlerin yön vereceği bir gayrimenkul sektörüne doğru gidiyoruz.
Teknik bilgiye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır
Konutlar, iş-eğitim ve yaşam alanlarına dönüştüğü için fonksiyonları arttı.
Tüketiciler artık daha fazla yararlanabileceği konutlarda yaşamak istiyor ve sahip oldukları gayrimenkullerinin zamanla değer de kazanmasını da istiyor.
Gayrimenkulün depreme dayanıklılığı kadar finansal kabiliyetleri ön plandadır.
Pazarlama çalışmaları, mevsimsel fiyat endeks değerleri, güncel piyasa analizleri, amortisman süreleri analiz ederek yapılmalıdır” diyerek son derece önemli bir analize imza atıyor.
Düşüncelerimize tercüman olan Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen hocamızın yüreğine sağlık…
Paylaşım için de Ekonomi Ege.com’a da ayrıca şükranlarımı sunarım.
Ersoy Toptaş / Mahalli Gündem.com