HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Adamın Geçimi Devletten...

15 Ekim 2016 - 02:37

Hasan Eser / 15 Ekim 2016 - Bir zamanlar, geçim sıkıntısı çeken Devlet Memurlarının ekonomik yaşam mücadelesi Türk sinemasında hicvedilirdi-ki ağalanacak halimize gülerdik-

Şimdilerde Türk sinema ve dizi sektörü memur ailelerinin trajikomik hikâyelerini işlemekten vazgeçti. Çünkü günümüz Türkiye’sinde memur olmak hemen herkesin en çok istediği şey konumuna geldi.

Ancak ‘sırtını devlete dayamak’ olgusu,  rehaveti de beraberinde getirdi.

Öyle ki devletin iş güvencesi altına girerek işten atılma kaygısı taşımayan bazı memurlarımız,  memur olmanın dayanılmaz hafifliğine kapıldı.

Bir yumurtayı beş kişinin taşıdığı bazı kurumlarda; vatandaşa ‘bugün git yarın gel’ deme geleneğini sürdüren ve yine her olumsuzlukta ‘beni istediğiniz yere şikâyet edebilirsiniz’ diyerek burnundan kıl aldırmayan bazı memurlar az çektirmediler vatandaşa…

Öte yandan bu ülkenin ekmeğini yiyip, bir de üzerine ihanet edenler var.

Her şer de bir hayır vardır ki,  kanlı 15 Temmuz kalkışması sonrasında büyük ölçüde deşifre oldu bu nankörler. İnşallah, PKK sempatizanlığı yapanlar da bir bir temizlenecek devlet kadrolarından.

Ayrıca…

Dokunulmazlık zırhının kalkması ile birlikte;  üzerine vazife olmayan işlere karışan, daha açık ifade etmemiz gerekirse, aleni siyaset yapan bazı memurlarımızın da kendilerine çeki düzen vereceklerine inanıyorum.

Velhasılıkelam haddini bileceksin, zira deveden büyük fil var.

İşte geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu memurun dokunulmazlığını ve 657 sayılı devlet kanununu değiştireceklerini açıkladı.

Geç bile kalındı.

Türkiye, özelleştirme politikaları sayesinde, on yıllardır zarar eden ve devletin sırtına kambur olan teşekküllerinden kurtuldu.

Bu sayede devlet eliyle işletilen hizmet kurumlarında yan gelip yatma devri bitti.

…Ve şimdi sıra özelleştirilmesi mümkün olmayan kamu kurumlarına geldi.

Birileri diyor ki,  ‘AK Parti hükümeti memura dokunursa, memurdan bir daha oy alamaz.’

 Yahu merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan memura yüzde 50 zam verdi de ne oldu?

Yüzde 50 zam alanların acaba yüzde kaçı Erbakan’a vefa gösterebildi?

Hatta o dönemde post-modern darbeyi alkışlayanlara bile şahit olmadık mı?

Dolayısıyla, Devlet oy hesabı üzerinden yönetilmez, zekâ ve mantık ile yönetilir.

Oy hesabı yaptığınız taktirde CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden farkınız kalmaz!

Tam da bu nedenle…

Aziz Kocaoğlu Başkanlığındaki İBB, şişirilmiş kadrolarını istihdam edebilmek için, yatırım noktasında zafiyet yaşamıyor mu?

Biliyorum! Bu yazdıklarımdan dolayı yine tonla küfür yiyeceğim.

Ancak…

Bu noktada sözüm toplumun geneline…

Özellikle de küfür edenlere tavsiyem,  aynanın karşısına geçip kendilerini sorgulamaları yönündedir.

Zira kaçımız günahsızız ki bu konuda?

 Alıp sattığın ya da kiraya verdiğin gayrimenkulün kontratını, alımını, satışını düşük göster.

 Iskonto yaptırmak adına fiş, fatura kestirme, kesme…

 Yurdun bir bölümünü kafanda böl, devlete elektrik, su parası ödeme…

 Ölüm aylığı alabilmek için, evliliğini kâğıt üzerinde bitir.

 Devlete borcun olduğunda malını mülkünü başkalarının üzerine kaçır.

 Yani sürekli devletten para kaçırmanın yollarını ara…

 Tüm bunları da, “Yahu ben devletten zengin miyim ki” diye gerekçelendir.

 Sonra her şeyi devletten beklediğin gibi; en küçük olumsuzluğun bedelini de devlete yükle…

 Hiç kimse kusura bakmasın ama artık devletin sırtından inmenin zamanı geldi, geçti bile.

 Bunun içindir ki, bazen ucu kendime dokunsa bile…

AK Parti’nin devletin kaynaklarını daha ekonomik kullanmak amacıyla hemen her alanda aldığı radikal kararları ve bugüne dek yaptığı reformları destekliyor ve alkışlıyorum.

 NOT: İsmi şimdi mevzu bahis değil.  Gazetecilik mesleğinden gelen devlet memuru bir abim var. Çalıştığı kurumda elle tutulur bir iş yapmadığı halde, saatine bakmaktan boyun fıtığı olacak neredeyse…  Saatine neden mi bakıyor? Neden olacak,  ‘Devletin kendisine hakkı geçmesin’ diye.

 GÜNÜN SÖZÜ: Devletin Malı Deniz, Yemeyen Ne Olsun?

GÜNÜN FIKRASI: Çok güçlü, damızlık bir boğa, köyündeki tüm ineklerle çiftleşmiş. İnekler yetmeyince diğer hayvanlara ve hatta köyün kadınlarına yan gözle bakmaya başlamış. Bu durumdan rahatsız olan köy ahalisi ne yapsak diye düşünmeye başlamış.

Köy ihtiyar heyeti toplanmış ve ünü tüm ülkeye yayılan boğayı devlet üretme çiftliğine satmaya karar vermiş. Bakıcıları devlet üretme çiftliğine satılan boğayı ineklerin arasına salmış, aradan birkaç gün geçmiş ancak boğada hiç bir hareket olmamış. Ağacın altında geviş getiren boğanın bakıcısı yanına gitmiş ve :

– Boğa kardeş, köydeyken seni kimse tutamazdı, ne oldu hasta mısın? diye sormuş. Boğa, bakıcısına yavaşça dönerek :

– Eeee ne yapalım? Artık devlet memuru olduk, demiş.

YORUMLAR

  • 0 Yorum