2004-2017döneminin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1999-2004 yılları arasında Fazilet Partisi'nden Beyoğlu Belediye Başkanlığı yaptı.
Mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da evveliyatında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı var. (2014 -2019)
1994-2017 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Melih Gökçek’in siyasi geçmişinde Keçiören Belediye Başkanlığı var. (1984-1989)
Mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da evveliyatında Beypazarı Belediye Başkanlığı var. (1999-2009)
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Seferihisar’ın ilçe belediye başkanıydı. (2009-2019)
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Konyaltı’nın ilçe belediye başkanıydı. (1999-2019)
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İnegöl’ün ilçe belediye başkanıydı. (2004-2017)
Örnekleri çoğaltmak mümkün!
Demek ki neymiş, büyükşehir belediye başkanlığına giden yol, (istisnalar dışında) ilçe belediye başkanlığından geçiyormuş. Tabii başarılı olmak kaydıyla…
Klişe tabirle, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mıdır?
Yeniden keşif, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yön çizen danışmanlar için elzem olabilir.
Evet, birileri AK Parti’ye yön çiziyor; ceremesini de vatandaş çekiyor.
Misal, AK Parti’nin iktidara geldiği günden bugüne, İzmir’de (2004-2009-2014-2019) 4 yerel seçim yaşadık.
2004 ve 2009 yerel seçimlerinde, dönemin İzmir Milletvekili Taha Aksoy aday gösterildi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına.
2014’te de dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 2019’da ise Ekonomi eski Bakanı Nihat Zeybekci aday gösterilmişti İzmir’e.
Bu arada, AK Parti’nin hezimete uğradığı 2019 yerel seçimlerinde Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Ankara’ya, dönemin TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın da İstanbul’a aday gösterildiğini unutmayalım.
AK Parti hareketinin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 1976'da Milli Selamet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı göreviyle başlayıp Cumhurbaşkanlığı’na kadar uzanan siyasi bir serüveni var.
Düşünün, siyasetin basamaklarını birer birer çıkarak zirveye ulaşan bir liderden bahsediyoruz.
Peki, Erdoğan realitesine göre; AK Parti’deki işleyişin yukarıdan aşağıya mı, aşağıdan yukarı mı olması gerekir?
Halbuki 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde, dönemin AK İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Hamza Dağ ile İl Kadın Kolları Başkanı Nesrin Ulema’yı Milletvekilliğine aday gösteren/seçtiren AK Parti, böylece parti tabanına ne kadar çok değer verdiğini kanıtlamış ve partili-partisiz herkesin ne çok takdirine mazhar olmuştu.
Bu bağlamda, AK Parti’nin başta İzmir’dekiler olmak üzere; ilçe belediye başkanlarına daha çok destek olması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun içindir ki ‘AK Partili ilçe belediye başkanlarının yıldızı parlatılmalı’ diye yazıyorum sürekli.
Tıpkı Refah/Fazilet Partisi’nin bir zamanlar yaptığı gibi, AK Parti Genel Merkezi de belediyelere özel denetim ve danışman heyetleri kurmalıdır. Bu heyetler belediye başkanlarını sürekli mercek altında tutmalı, başkanları daha çok çalışmaya ve başarılı olmaya mecbur kılmalıdır.
Ayrıca AK Parti il ve ilçe başkanlarının da yerel siyasete aktif katılımları sağlanmalıdır.
“Çarşamba toplantımızı yaptık; hayırlara vesile olur inşallah. Reis arkandayız! Durmak yok yola devam…” notuyla birlikte sosyal medyaya toplantı fotoğrafı koymakla siyaset yapılmaz, yapılsa da başarılı olmaz!
Unutmamak gerekir ki, AK Parti’nin 2002’de tek başına iktidara gelişi, Refah Partisi’nin belediyecilikteki başarısının tezahürüdür. O başarı hikayesini yazanlardan biri de İstanbul’un Refah Partili Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.
2002’de iktidara gelen AK Parti’nin uzun yıllar iktidarda kalabilmesinin alametifarikalarından biri de yine belediyelerdeki başarısıdır.
Yanlış anlaşılmamak adına ‘Yıldızı parlatılmalı’ ifademi biraz açmak istiyorum.
Geçenlerde kendi çapımda minik bir araştırma yaptım; tanıdığım apolitik insanlara, birbirine paralel olmak üzere bazı sorular sordum.
‘AK Parti’nin İstanbul İl Başkanı’nı tanıyor musunuz?’ soruma; “Hayır tanımıyoruz!” yanıtını verenler; aynı soruyu CHP özelinde sorduğumda ise; “Evet tanıyorum; Canan Kaftancıoğlu’dur” yanıtını verdiler. (Canan Hanım’a zerre kadar dahi muhabbet duymam!)
Aynı kişilere ‘AK Partili olmakla birlikte kaç tane belediye başkanını tanıyorsunuz?’ diye sorduğumda ise; kimi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı, kimi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i, kimi de Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın adını verebildi.
Aynı soruyu CHP özelinde sorduğumda ise; Yılmaz Büyükerşen, Ekrem İmamoğlu, Muhittin Böcek, Mansur Yavaş ve Zeydan Karalar isimlerini bir nefeste sıralayanlar oldu.
Gelelim konunun bir diğer boyutuna…
Yaşadığım şehirden, İzmir’den örnek vermek gerekirse…
AK Parti’nin İzmir’de (Aliağa eski Belediye Başkanı Tansu Kaya hariç) marka isim haline gelen, belediyecilikte fark yaratan ve ismi herkesin ezberinde olan eski veya yeni tek bir belediye başkanı yok.
Aslında var!
Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer son derece başarılı işlere imza atıyor; ama İzmir ölçeğinde çok da popüler bir ilçe olmayan Kınık’ın merkeze uzak oluşu, Sadık Doğruer isminin il genelinde öne çıkmasına fırsat tanımıyor.
Gözden uzak olan gönülden de uzak olurmuş misali, İzmir’in merkezine uzak olan Kınık da tipik bir taşra kasabası algısından kurtulamıyor. Hem de merkezdeki birçok ilçeden daha başarılı bir belediyecilik sergilenmesine rağmen…
Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, Bergama’ya ‘AK Belediyecilik’ damgasını vurmak adına canla başla çalışıyor. Görece merkezi hükümetten de destek görüyor, ama çok daha fazla destek verilmeli Sayın Hakan Koştu’ya. Bergama, özellikle de İzmir’in kuzeyinde parmakla gösterilen bir ilçe olmalı. Ayrıca tanıtım-medya konusunda da zayıf ve amatör kalıyor Bergama Belediyesi. Diyeceğim o ki, Bergama Belediyesi, AK Parti Genel Merkezi ve İzmir İl Başkanlığınca daha çok desteklenmelidir.
Öte yandan…
Menemen de AK Parti için büyük bir şanstır! AK Parti, Menemen fırsatını iyi değerlendirmek zorundadır. 2024 yerel seçimlerinde AK Parti, Menemen ve Bergama’yı İzmir halkına ‘referans belediye’ olarak sunabilmelidir.
***
İstanbul’da ANAP kökenli Ekrem İmamoğlu ile muhafazakâr seçmenin oyunu alan CHP, Ankara’da da MHP kökenli Mansur Yavaş ile milliyetçi seçmenin oyunu aldı.
AK Parti, CHP’nin İstanbul ve Ankara’da yaptığını İzmir’de bir türlü yapamadı.
AK Parti, İzmir’de soldan da oy alabilecek bir aday bulamadığına göre; mevcut ilçe belediye başkanlarından birini şimdiden desteklemeli ve geleceğe hazırlamalıdır.
Son olarak…
İzmir siyasetinde yıldızı yükselen bir isim var: İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Av. Özgür Hızal.
Özgür Bey’i bir süredir yakından takip ediyorum. Her şeyden önce, öyle laf olsun torba dolsun diye konuşmuyor. Önemli konulara temas ediyor. İzmir’de siyaseti yakından takip eden insanların sempatisini topluyor. Öyle ki İzmir’in sağ seçmeni nezdinde fenomen olma yolunda ilerliyor. Umarım, bazı ilçelerdeki belediye meclis üyeleri gibi ‘Kentin bekası için CHP’li belediyeyle uyum içinde çalışıyoruz’ sarmalına dahil olmaz ve bu takdire şayan mücadelesini sonuna kadar sürdürür.
NOT: Hani bir söz vardır ‘İçi seni yakar dışı beni’ diye. İşte o misal… Memleketim Foça’nın gündeminde; bazı soru işaretlerini içinde barındıran bir ‘Bilimler Köyü’ konusu var. Cumhur İttifakı Meclis Üyelerinin de desteğiyle müteşekkil olan Bilimler Köyü konusunun içeriği hakkında zamanı gelince yazacağız elbet!
İlaveten, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde, Bilimler Köyü konusunda ortaya net bir tavır koyan Sayın Özgür Hızal’a da Foçalı bir vatandaş olarak teşekkürü borç bilirim.
Hasan Eser / Mahalli Gündem.com
YORUMLAR