İlginç bir seçim süreci yaşıyoruz.
Oy kaybetme korkusu bacayı sarmış durumda.
Öyle ki, toplum mühendisliğine soyunanların demode olmuş yöntemlerini sitcom tadında izliyoruz.
Eskilerin çok güzel bir sözü vardır; "Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?"
Mezkûr yöntemlere örnekler vermek gerekirse...
Partilerin logolarını gizlemek.
İttifakın adını zikretmekten imtina etmek.
Mitinglerde parti bayraklarını saklamak.
İlçe başkanlarına söz verme gereği duymamak.
Partiyle özdeşleşen el işaretinden kaçınmak.
Belediye Meclisi aday listesinin ekseriyetini parti tabanlarına hitap etmeyen isimlerle doldurmak.
İyi güzel de adama sormazlar mı; Madem adayı olduğunuz siyasi yapıdan bu kadar müzdaripsiniz de, niçin Bağımız aday olmadınız?
FOÇA'DA HDP TAKINTISI...
Foça siyasetinde HDP en çok zikredilen parti konumunda.
Nasıl olmasın ki, 24 Haziran seçimlerinde Foça'da MHP'den daha fazla oy almış bir partiden bahsediyoruz nihayetinde.
Uzatmayalım...
HDP, Foça'da Belediye Meclis aday listesi çıkarınca...
"CHP, Foça'da HDP ile beraber hareket ediyor..." iddiası da boşa çıkmış oldu.
Zira neresinden baksanız tutarsız bir iddiaydı.
TEBRİKLER MUHTAR ADAYLARINA...
Foça'da her iki ittifakın da belediye meclis üyesi aday listeleri tartışma konusu oldu.
Her iki liste de olumsuz eleştirilere maruz kaldı.
Fakat o da ne!
Foça'daki bazı muhtar adaylarımız, belediye başkan adaylarına nazire yaparcasına, öyle güçlü aza listeleri hazırlamışlar ki...
Mimarlar, sağlıkçılar, emekli bürokratlar ve sair.
Futbol jargonuyla söylemek gerekirse, liyakati esas alan muhtar adaylarımızın aza listeleri adeta şampiyonlar ligi gibi...
GÖLGEDE Mİ KALDILAR?
Foça'da belediye başkan adayları, meclis üyesi aday listelerinin gölgesinde mi kalıyor?
Kulislerde hiç kimse başkan adaylarını konuşmuyor; varsa-yoksa belediye meclis üyesi adayları...
Görünen o ki, Foça'da yerel seçim meclis üyesi aday listelerinin çekişmesine sahne oluyor.
Gerçekten bu dönem listeler adayların da önüne çıktı.
2014 yerel seçimlerini hatırlıyorum da, belediye başkan adayının biri, Foça'nın Demokrasi Meydanı'nda yaptığı mitingin sonunda, sahneye davet edilmeyi bekleyen meclis üyesi adaylarını işaret ederek şöyle demişti: "Boşverin onları, benim meclis üylerim sizlersiniz..."
O gün tiril tiril giyinmiş meclis üyesi adaylarının sahnenin merdivenlerinde öylece kalakadıklarında yüz ifadelerini hiç mi hiç unutmuyorum!
Bugün gelinen noktada ise, aynı adayın bu seferki meclis üyelerini oğlum/kızım, kardeşim/abim gibi birinci derece yakınlık kavramları üzerinden övgüler düzerek anons ettiğini gözlüyorum.
Demek ki neymiş, hiç kimse tek başına bir anlam ifade etmiyormuş.
YORUMLAR