HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Ben benden önceki başkanlara benzemem!..

18 Mart 2019 - 20:43

GÖKHAN DEMİRAĞ'I SEVMEK...

Türk halkının ilginç alışkanlıkları var.

Misal, hayattayken kâle almadığı sanatçının kıymetini ancak öldüğünde anlıyor ve göklere çıkarıyor.

Bu alışkanlık, siyasetçi-seçmen ilişkisinde de geçerlidir.

Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit gibi Türk siyasetine damga vurmuş isimleri, devri iktidarında yerden yere vuranlar, acımasızca eleştirenler; şimdilerde derin bir ahh çekip aslında ne güzel adam/siyasetçi olduklarından bahsediyorlar.

Diğer taraftan, hayatta olup da görev süresi sona eren siyasetçileri de mezkur konuya ilave edebiliriz.

Örneğin, İzmir'de eleştiri oklarına en çok hedef olan başkanlardan biri olan Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ'ın görev süresi bitti, ama kendisini 15 yıldır (amiyane tabirle) yerden vura vuranlar nezdinde, enteresan bir şekilde kıymete bindi Gökhan Demirağ'a.

İnsan sormadan edemiyor; yahu bu kadar seviyordunuz da adama niçin zehir ettiniz belediye başkanlığını?

Demirağ'ın misyonunu tamamladığını söyleyen CHP'liler; hizmetlerinden ötürü kendisine teşekkür ederken...

Kronik CHP karşıtları, Gökhan Demirağ'da acaba daha önce göremedikleri neyi fark ettiler de bir anda bu kadar Gökhan Demirağ'ı sever oldular?

CHP'li siyasetçiler bile özeleştiri kabilinden kendi belediyelerini eleştirirken...

Yani ne oldu da muhalefet kanadı, Gökhan Demirağ dönemini eleştirmekten vazgeçti?

Gelelim bir diğer konuya...

Foça'da kocaman bir dedikodu kazanı kaynıyor. Kazanın ateşinden odun hiç eksik olmuyor. Gelen geçen altına odun atıyor.

Dedikodular o kadar iğrenç ki...

Aynı şeyleri duymaktan artık bana gına geldi.

Neymiş efendim, "Gökhan Demirağ'a perde arkasından Cumhur İttifakı'na çalışıyormuş"

"Belediye personelinden rakip aday için oy istiyormuş..."

Yok devenin nalı!

Sevgili Gökhan Demirağ'ın yerinde olsam...

Meydanlarda helallik istemek yerine...

"Hakkımda dedikodu üretenler müfteridir. Ben, ŞEREFLİ bir Cumhuriyet Halk Partiliyim. Belediye personelini rakip adaya yönlendirmek gibi son derece çirkin bir iftiraya maruz bırakılacak kadar,  kime, nasıl bir kötülük yapmış olabilirim?" diyerek, dedikoduları yalanlarım.

Yalanlamakla kalmaz, kınarım! Hatta ispata davet ederim.

Gerçekten, nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça...

Hazır konusu açılmışken...

Sözümüz meclisten dışarı...

Türk siyasetinde aday gösterilmediği için partisine küsen, gizliden ihanet eden, hatta başka partiye gidip de dört başı mamur olan kaç isim var?

Peki, siyasette başkalarının başarısızlığından başarı üretebilen var mı?

İlk sorudan başlayalım,  siyasette çizgisinden sapanlar; her daim (siyaseten) yok olmaya mahkumdurlar.

2'ncisine gelince, aynı partiden göreve talip olacaksın, ama senin yerine tercih edilen kişinin başarısız olmasını isteyeceksin. Böylelikle, başkasının başarısı üzerinden başarı elde edeceksin, öyle mi?

Lafı dolandırmadan cevaplayalım: Partin seni aday yapmamakta gerçekten haklıymış be kardeşim!

BEĞENMİYORLAR AMA...

Tarlada izi olmayanın harmanında yüzü olmazmış.

Foça'daki siyasi aktörleri hiç kimse beğenmiyor.

Ama... Hiç kimse de taşın altına elini sokmuyor.

5 yıl işime-gücüme bakayım, seçime 2 ay kala da çıkıp aday adayı olayım, öyle mi?

Nerede bu yoğurdun bolluğu?

Siyaset uzun soluklu bir maratondur.

Foça'da hiç kimse Fatih Gürbüz'ün aday gösterileceğine ihtimal vermiyordu.

Adaylığı açıklanınca...

Nasıl olur? diye şaşıranlar oldu.

El cevap: Bal gibi olur! 

Çünkü 2014 yerel seçimlerinin hemen akabinde başladı çalışmaya, adaylığa giden yoldaki taşları adeta ilmik ilmik döşedi ve nihayetinde CHP'nin Foça Belediye başkan adayı oldu.

Hülasa, bu işler seçime birkaç ay kala ortaya çıkmayla olmuyor. Biraz çıraklık yapacaksın, partinin tozunu yutacaksın, kahrını çekeceksin! Parti teşkilatına kendini sevdireceksin, en basit örneğiyle, delege seçimlerinden birinci çıkacaksın!

Delegeliği, parti yöneticiliğini, ilçe başkanlığını külfet gibi görüp başkalarına bırakıyorsan, sonradan olacaklara da şaşırmayacaksın.

Bir de başkalarının kuyusunu kazarak bir yerlere gelmeye çalışanlar var. Ne var ki, bu tip siyasetçiler bazen kendi kazdıkları kuyuya da düşebiliyorlar.

Daha açık ifade etmek gerekirse, başkalarının gücünü güçsüzleştirerek güç devşirmeyi alışkanlık haline getirenler, güç el değiştirdiğinde aynı gücün altında kalabilirler.

Son olarak...

Foça'da bir dönemin kapanıyor olmasından endişe duyanların olduğunu gözlüyorum.

Dahası, Gökhan Demirağ döneminin kapandığını bir türlü kabullenemiyorlar.

15 yıl geçti, ama kalan 15 günün hiç geçmeyeceğine inanıyorlar?

E, kolay değil. İnsanlar ekmeği aslanın midesinden çıkarırken...

Foça'da son 10  yıldır, o ekmek birilerinin tabağına kızartılmış, üzerine tereyağı ve bal sürülmüş şekilde servis edildi.

Kim ister ki altın yumurtlayan tavuğun ölmesini?

Kim ister ki düzenin bozulmasını, rahatının kaçmasını?

Maalesef reklam arası bitiyor! 

Foça'nın müstakbel belediye başkanı, "Ben benden öncekilere benzemem" diyen Fatih Sultan Mehmet gibi, "Benim dönemim çok farklı olacak..." diyor.

Foça'da sosyal demokrat belediyeciliğe iade-i itibar kazandırmaya hazırlanan bir belediye başkanı geliyor.

Öyle iddialı geliyor ki, yerel yönetime yönelik eleştirel yazılar kaleme almayı çok seven bendeniz Hasan Eser'e bile pek  fırsat vermeyecek gibi görünüyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum